GeriSeyahat Caretta carettalara teşekkür borçlu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Caretta carettalara teşekkür borçlu

Caretta carettalara teşekkür borçlu

Kurbağa ve su seslerini, yaprakların hışırtısını duyabilenler, caretta carettalara teşekkür borçluDALYANGüney Ege’nin sakin yerleşimi Dalyan, 1986’da uluslararası bir tartışma konusuna sahne olduğunda, turizmle henüz tanışmamıştı. Zaten böylesine gözlerden uzak olduğu için, Caretta Carettalar burayı seçmişlerdi. Dalyan’ın 5.5 kilometre uzunluğundaki İztuzu Plajı, nesli tükenmekte olan bu kaplumbağaların üreme yeriydi ve o yıllarda bu bakir kumsal yakınında inşasına başlanan otel, dünyanın dikkatini buraya çekti. Doğaya inananlar savaşı kazandı, tesis yıkıldı ve kaplumbağalar milyonlarca yıldır yaptıkları gibi, huzur içinde plaja yumurtalarını bırakmayı sürdürdüler. Bu kampanya, halkı bilinçlendirdi, Dalyan turizmle birlikte gelişti, Caretta Caretta buranın sembolü ve hediyelik eşyası oldu. Yakın bir zamana kadar, restoran, bar ve diskoların neden olduğu gürültü kirliliği, halkın verdiği inatçı mücadeleyle en aza indirgendi. Burada yaşayanlar şunu anladılar; Dalyan ne kadar turistikleşse, yatak kapasitesi boyunu aşsa ve halkı turizme bel bağlasa da kaplumbağaların buranın insanına öğrettiği ders, etkisini kaybetmeyecek. Burası hiçbir zaman semerinden boşanmış bir tatil bölgesi olmayacak. Pansiyon ve otelleri işleten Dalyan halkı, müşterilerinin, onları esir alan kötü müziği değil, kurbağa seslerini, yaprakların hışırtısını ve suyun sesini duymasını istiyor. Gelişen Dalyan, bu nedenle insanın içine su serpiyor.İztuzu PlajıCaretta Carettalar sayesinde, bu kadar bakir kalabildiyse, onlara teşekkür etmek gerekiyor sanırım. 5.5 kilometre uzunluğundaki İztuzu Kumsalı, incecik, sarı kumu, bir kıyısında Akdeniz, diğer kıyısında tatlı suyun bulunduğu konumu bir yana, ününü büyük ölçüde yumurtlamak için burayı seçen, dev Caretta Caretta kaplumbağalara borçlu. İztuzu, doğallığıyla, ender rastlanan türde kumsallardan biri. En dar yeri 50 metre olan kumsal, denize dik inen dağların dibinden başlıyor, Dalyan deltasının ağzını kapatıyor ve en uçta Akdeniz’e doğru kıvrılarak sona eriyor. İztuzu’nun, antikçağda Kaunoslular tarafından kullanılan bir liman olduğu biliniyor. İztuzu adı, antik devirlerde buradan tuz elde edilmesinden geliyor. Plajda, sazlıklarla örtülü çatılarıyla, küçük ahşap bir kafeterya ile soyunma kabinlerinden başka hiçbir yapılaşmaya izin verilmemiş. Kaplumbağaların yumurtalarına zarar vermemeleri için, plaja kedi ve köpek gibi evcil hayvanların girmesi de yasak. Ayrıca, şemsiyelerin yuvaların üzerine dikilme tehlikesi göz önüne alınarak, bunun için sınırlı bir alan belirlenmiş. Mayıs-ekim döneminde, plaja akşam 20.00 ile sabah 08.00 arası girilemiyor. Kimyasal maddelerin ve su birikintilerinin de zarar verebileceği düşünülerek, plajda duş konmamış. Kumsalın Dalyan tarafındaki tatlı su, duş işlevini görüyor. Özellikle haziran ve temmuz aylarında, kaplumbağaların bıraktıkları izlere rastlamak kolay. Plaj ve arkasındaki sazlıklarda, kertenkele, yılan, yengeç ve su kaplumbağası gibi canlıların da görüldüğü zengin bir doğal yaşam var. Plajın deniz tarafı birden derinleşmediğinden, çocuklar için ideal. Göl tarafıysa yüzmeyi sevenler için, derin bir havuz gibi. Gölün Akdeniz’le birleştiği, yani tatlı su ile tuzlu suyun karıştığı bu bölgede ciddi akıntılar meydana geldiğinden, bu aralıkta yüzmek son derece tehlikeli.KANALIN İKİ YAKASIDalyan’da hayat, Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e bağlayan kanalın iki yakasında sürüyor. Sazlıkların arasından süzülerek, nehirde gezen renk renk tekneler ziyaret edilecek noktalara en keyifli ulaşım şekli. Tekneyle gezerken, dağların yamaçlarındaki M.Ö. 4. yüzyıla ait kaya mezarları da Dalyan’ın, özellikle geceleri aydınlatılıp suya yansıdıklarında, doyum olmayan bir görüntüsü. Burası bugün Özel Çevre Koruma Bölgesi. Sazlıklarıyla birlikte doğal bir labirente benziyor ve deltayı bir dantel gibi oyuyor. Bu deltada bir tekne gezintisi yaparken, kanalın bazen bir boğaza, bazen de göle dönüştüğünü görebilirsiniz. Kanalın uzunluğu 7.5 kilometre, derinliği ise 2.5- 3 metre. Kanalın kıyıları sazlıklarla ve doğal yaşamla dolu. Sazlıklar, suyu temizliyor, balıklara barınak sağlıyor, aynı zamanda erozyon ve kötü kokuları engelliyor. 12 metreden uzun teknelerin ve sürat motorlarının kanala girmesi yasak. Tekne turu keyifli ancak klasik turun (Kaunos antik kenti- İztuzu Plajı- Köyceğiz Gölü- Ekincik Koyu) dışına çıkıp, kendi programınızı çizmek isterseniz, özel tekne tutmalısınız. Dalyan’a hangi yönden varırsanız varın, bu güzergahların Türkiye’nin en güzel manzaraları arasında olduğunu fark edeceksiniz. Dalyan, bugün dünyanın her yerinden gelen doğa bilimcilerin, doğal yaşamını şaşkınlıkla inceledikleri bir yer. Dalyan’da olta balıkçılığının ayrı bir yeri var. Kanalda olta attığınızda hem tatlı hem de tuzlu su balıklarını tutmak mümkün. Kefal, çipura, mırmır, levrek, barbun, yılan balığı ve mavi yengeç bunların bazıları. Oltanıza kiloluk bir levrek geldiğinde şaşırmayın. Ayrıca bölgede yaklaşık 154 kuş çeşidi saptanmış. KAUNOSCoğrafyacı Strabon’un, ‘kent kapatılabilen bir limana ve tersanelere sahiptir’ diye bahsettiği Kaunos antik kentinde kazılar, 1967’de Baki Öğün başkanlığında başlamıştı. Bugün, her ağustosta yeni kazılar yapılıyor. Harabelerin, çok etkileyici olmamalarının yanında, başka antik kentlerle karşılaştırıldığında, tabelalar da oldukça özensiz. Ancak buraya tekneyle ya da orman içinden yürüyerek varmak ve Dalyan’ın manzarasını Akropol’den seyretmek, kaçırılmayacak bir Dalyan deneyimi. Köyceğiz’in Çandır Köyü sınırları içinde bulunan antik kentin hoş bir yanı var: Burası adeta bir sürüngenler parkı. Yarım saat içinde, sayısız kaplumbağa, yılan ve farklı türden kertenkele görmek mümkün. Turistlerin çoğunu harabelerin fotoğrafını çekmekten çok dürbünle kuşları izlerken görebilirsinizBazı kaynaklara göre kent, ikiz kızkardeşi Byblis ile yaşadığı aşk yüzünden ülkesinden kovulan Miletos’un oğlu Kaunos tarafından kurulmuş. Kızkardeş ise kendini asmış. Kaunos liman kentinin halkı, geçimini çoğunlukla tuz, incir ve köle ticaretiyle sağlarmış. Her ne kadar kent, MÖ 9 yüzyıla ait bir Karya yerleşimiyse de özellikle kanaldan görünen ve sazlıklarla birlikte, Dalyan’ın alışıldık görüntülerine görkem katan kaya mezarları, burada Likyalılar’ın bıraktığı izin önemli bir göstergesi. Yer yer, denizden 80 derecelik bir açıyla yükselen dağlara oyulan ve bazılarının yükseklikleri 9 metreye ulaşan bu kaya mezarları, antik Kaunos kentinin güç ve zenginliğinin belirtisiydi. Bugün, mezarlara çıkılmaması tavsiye ediliyor. Nedeni, tehlikeli olması ve zaman içinde verilen tahribat... Kaunos’ta bulunan bir yazıt, göl balığının antik çağlardan beri yendiğini gösteriyor. Kaunos, balığının yanında inciriyle de ünlü bir kentti. Meyvenin, halkın gözünde önemli bir yeri vardı. Ancak yine de bu, incirin, başkaları tarafından, kentte başlayan sıtmanın nedeni olarak gösterilmesini engelleyemedi. Oysa sıtmanın baş göstermesinin asıl nedeni, 1948 yılına kadar, kent civarındaki bataklıklarda bulunan sivrisineklerdi.Kaunos antik kentinin büyük bir kısmı henüz kazılmadı. Fazla detaylı bir tabelalandırma yapılmamış olmasına karşın, bilet gişesindeki görevli, görülmesi gereken noktaları önündeki makette göstererek, size yardımcı olacaktır. Bilet gişesinin hemen önünde, Roma Hamamı ve Kubbeli Kilise var. Tırmanarak çıkılan Akropol’ün hemen altında, Helenistik ve Ortaçağ surlarının da çarpıcı olarak görüldüğü kısımda, MÖ 2. yüzyıla ait Tiyatro, buranın en etkileyici kalıntısı. Her ne kadar bir yamaca yaslanıyorsa da Helenistik tiyatrolarda rastlanmayan, yarım daireden büyük bir yapısı var. Tiyatro ile Bizans kilisesinin arasında, yakın bir zamanda ortaya çıkarılmış, Apollon Tapınağı’nın kalıntıları görülüyor. Antik kentin iyi korunmuş yapıları arasında, Bizans Bazilikası ve Roma Hamamları da var. Ayrıca burada kurulan platformdan manzarayı izleyebilirsiniz. Platformun hemen arkasında, MÖ 150’ye ait, kentin sokak ve caddelerinin yönlendirilmesinde dikkate alınan, rüzgar yönlerinin saptanması için kullanılmış Ölçüm Platformu bulunuyor. Hamamlardan aşağıya taş bir yol, yuvarlak, Dorik tarzdaki, Teras Tapınağı ve Yuvarlak Yapı’ya gider. Sütunlarla çevrili bu alanda, büyük olasılıkla, bir sunak ya da kutsal havuz bulunuyordu. Buradan bir yol, aşağıdaki Agora’ya varıyor. Burada, Vespasian’a ait bir yazıtın bulunduğu, restore edilmiş bir Çeşme Binası var. Bugün, Sülüklü Göl’ün olduğu yer, bir zamanlar eski limandı. Kaunos harabelerinin eteğindeki bu gölete tekne giremiyor. Bazı kaynaklara göre, tehlikeli durumlarda göl, bir zincirle kapatılırmış. Kaunos antik kenti, her gün 08.30- 17.30 arası açık. Yaz saatleri için, Fethiye Müzesi’nden (0252 614 11 50) bilgi alabilirsiniz.CARETTA CARETTALARCaretta caretta, Akdeniz’de yaşayan, büyük boy kaplumbağalar. 70-160 kilo ağırlığında ve 90 ya da 120 cm. boyundaki bu kaplumbağalar, tarih öncesi devirlerden beri yaşıyorlar. Artık Anadolu’nun dışında, hiçbir Akdeniz kıyısında görülmeyen ve Anamur ile Dalyan arasında yumurtalarını bırakan carettaların, en önemli çoğalma yeri, Dalyan- İztuzu kıyısı. Carretaların 95 milyon yıldır süren serüveni değişmeden sürüyor. Dişi carettalar, iki ya da üç yılda bir, karaya çıkıyorlar. Sakin ve bakir sahiller arıyorlar. Yumurtalarını kumsala, mayıs ve ağustos aylarında bırakıyorlar. Yavrular ayışığında, içgüdüleriyle, yollarını bulup, yengeç, tilki, kurt ve kuş gibi hayvanlara yem olmadan ya da güneş doğup, kumda yanmadan önce, denize ulaşmak zorundalar. Bu kez denizdeki tehlikelerden kaçabilen ve dev boyutlara ulaşabilen az sayıdaki kaplumbağa, yumurtlama dönemine gelince, içgüdüsüyle doğduğu sahile geri geliyor. Dişi kaplumbağalar, kuma 40-50 cm. derinliğinde bir çukur kazıyor ve buraya 100-190 kadar yumurta bırakıyorlar. Kuluçka, 50-60 gün sürüyor. Kıyıda herhangi bir tehlike hissettiklerinde, vazgeçip yumurtalarını suya, ölüme terkediyorlar. Uzmanlar, her 100 yumurtadan bir ya da ikisinin yaşamasının, bu canlıların nesillerini sürdürmesi için yeterli olduğunu söylüyor. Yumurtlama, haziran başından 15 temmuza kadar sürüyor. Yumurtlama zamanı, çevreciler kumsalda kamp kuruyor, yumurtaları koruyor ve bazen de yavruların denize ulaşması için destek oluyorlar. Dalyan’da, Türk ve Alman üyelerden oluşan ve doğal hayatı korumak için kurulan, dünya çapında bir sivil toplum örgütü olan AGA var.SULTANİYE KAPLICASI VE ÇAMUR BANYOLARIKöyceğiz Gölü’nün ve Dalyan’ın birçok yerinden kaplıca suları çıkıyor. Yörenin en ünlü ve popüler, aynı zamanda da turistik noktaları arasında; Köyceğiz Gölü’nün güney kıyısındaki Sultaniye Kaplıcası ve Dalyan kanalındaki Çamur Banyosu var... Burası, Türkiye’nin en yüksek radyoaktiviteye (98.3) sahip kaplıcası. Sırtını Ölemez Dağı’na yaslayan, yoğun bir yeşillik içindeki kaplıcanın yakınına karavanlarını park edenler de var, günübirlik tekne turlarıyla gelenler de. (Sultaniye Köyü, 0252 266 00 77- 78).Köyceğiz Gölü’nün Dalyan Deltası’yla birleştiği noktaya yakın bir yerde, sadece tekneyle ulaşılabilen, Çamur Banyosu var. Tesis, nisandan kasıma, 10:30- 18:00 arası açık. 0252 284 20 35 KÖYCEĞİZ Köyceğiz, göl kıyısında, sakin bir sahil yerleşimi. Hızla gelişen ve turistikleşen Dalyan’ın gölgesinde kalmış olsa da müdavimleri olan bir yer. Çünkü turistik sezonda bile, dayanılmaz bir kalabalığa sahne olmuyor. Halkı, bu şirin beldenin, Dalyan kadar popüler olmadığına içerliyorsa da, pamuk, zeytin ve turunçgillerle gelen zenginlikle birlikte, sağlıklı bir ekonomiye yaslanıyor olmakla da övünüyorlar. Balık, en önemli geçim kaynağı. Ana caddelerinden birinde, üzerinde 1930 ya da 1950 yazan, tek tük, güzel konaklar dikkatinizi çekecektir. Bütün turistler akın akın Dalyan’da tekne turu yapmaya giderken, bazı doğa tutkunları da Köyceğiz civarındaki aktivitelerle ilgilenir. 2265 metre yükseklikteki Sandras Dağı’nın karlı zirvesine tırmanırken, aynı hafta içinde şifalı kaplıcaların 40 derecedeki suyuna girmek mümkün. Sandras zirvesinin eteklerinde, yayla köyleri ve zirveye yakın Gökçeova Göleti var. Bu civarda yürüyüş yapabilir ya da bir cip safariye katılabilirsiniz. Köyceğiz- Marmaris yolu üzerinde, Malatyalı Remzi Yücel’in Remo Han At Çiftliği, gerçek anlamda at sevgisi olanlara açık. (0252 265 28 88). PALMİYE MERKEZİHerkese açık bu botanik bahçesinde yapılan üretimin yüzde 80’i, Türkiye’de ilk ve benzersiz. Renkli nilüferler ya da Mavi Madagaskar Palmiyesi, bu ilklerin sadece birkaçı. Burada, aynı zamanda, her tür bitkinin satışı da yapılıyor. Türkiye’de sayısı 10’u geçmeyen palmiye türleri, burada tam 110 çeşit. Ayrıca 700 tür kültür bitkisi var. Türkiye’nin en iyi bitki sitesine sahip; www.palmiyemerkezi.com. Ayın bitkisine bir göz atın... 60 dönümlük arazi gezmeye değer; Japon balıklarının bulunduğu Koi Havuzu, gelişme seraları, yapılmakta olan Kaktüs Evi, Park (Yaşayan Palmiye Müzesi)... Güney Afrika ve İngiltere botanik derneklerinin üyesi olan Dr. Ragıp Esener’in, bir de ‘Palmiyeler’ kitabı var. Hamitköy yolu 1. km.’de, Köyceğiz, 0252 262 28 92KAUNOS TOURSKaunos Tours, 11 yıldır, Dalyan ve civarında birçok doğa sporu turları düzenliyor. Kalabalık gruplara, iki kişiye, kuşçulara, fotoğrafçılara, hiçbir spordan anlamayanlara, profesyonel mountainbike’çılara, yörede kurulan pazarları merak edenlere, çocuklara... Dalaman’da rafting, cip safari, Dalyan- Ekincik arası denize paralel trekking, deniz kayağı, dalış, Fethiye’de yamaç paraşütü, kanyonla biten 25 kilometrelik bisiklet turu, Sandras Dağı’nda 1900- 2000 metrede kamp, deltayı tepeden gören mikrolight uçuşu, Göcek 12 Adalar tekne turu, renkli kayalıkların ve mağaraların bulunduğu Ekincik Koyu’na şnorkelle dalış... 0252 284 28 16, www.kaunostours.comEKİNCİKKöyceğiz’in 40 kilometre güneyinde, doğal bir yat limanı olan Ekincik Koyu, özellikle mavi yolculukların sevilen duraklarından. Her ne kadar, turistlerin henüz tam olarak keşfetmediği ve alışmadığı bir bölge olsa da Marmaris- Göcek arasında dolaşan yatlar, bu sakin koya sık sık uğruyorlar. Birçok yatçı Ekincik’e demirliyor ve burasını Kaunos harabelerini gezmek için bir üs olarak kullanıyor. Dağlarla çevrili Ekincik Halk Plajı (0252 266 00 01), gerçekten özel bir coğrafyanın içinde. Buraya karadan gitmek de tekneyle varmak da aynı derece keyifli. Konaklama ve eğlence imkanları, daha turistik bölgelerle karşılaştırılmayacak kadar az ancak yapılaşmanın fazla olmadığı bu bölgede yeşile ve doğanın kokularına doymak mümkün. Uzun kumsalın ‘bronz’ renkli kumu dikkat çekici. Bu civarda yapılabilecek aktiviteler arasında; kumsalın en doğusundaki Maden İskelesi’nde şnorkelle dalmak ya da muhteşem manzaralardan geçerek Çandır Köyü’ne yürümek var. Aktiviteler için konakladığınız yere ya da Dalyan’daki acentalara danışabilirsiniz.KAÇINDalyan’ın Akdeniz’e açılan ağzında, akıntıya karşı yüzmeye kalkışmakDalyan’da damak tadınızı tatmin edecek restoranların olduğunu sanmakPencerelerinde, sivrisinek teli olmayan bir pansiyonda kalmakİztuzu Plajı’nda geçerli olan kuralların farkında olmamakYAKALAYINEkincik Koyu’nda, renkli kayalıkların ve mağaraların dünyasına şnorkelle dalmak İztuzu Plajı’nda günbatımını izlemekPazartesi Köyceğiz’in, cuma Ortaca’nın pazarında dolaşmakDalyan’ın ünlü mavi yengecini tatmak
False