Cannes üzerinde kül bulutları

63. Cannes Film Festivali, Ridley Scott imzalı Russell Crowe’lu “Robin Hood” ile başladı.

“Robin Hood” tabii ki yarışma dışı. Sadece festivalin Hollywood ışıltısını Cannes’a getirme geleneğine hizmet ediyor. Aynı hizmeti kapanışta Oliver Stone filmi “Wall Street: Money Never Sleeps” yapacak.
Altın Palmiye yarışı ise bu yıl hayli zorlu.
En son Ken Loach’un filminin de eklenmesiyle yarışan filmlerin sayısı 19’a çıktı. Ne diyelim, Allah Tim Burton başkanlığındaki jüriye kolaylık versin.
Bu arada Cannes’da Altın Palmiye yarışındaki 19 film içinde bu yıl bizden film yok. Festivalde tek varlığımız Koray Çalışkan imzalı kısa film Esma.
Bu yıl Berlin, film seçkisi açısından sönük geçmişti. Bunun da etkisiyle şimdi gözler tamamen Cannes’a çevrilmiş durumda. Cannes’dan ne cevherler çıkacağı tabii ki festival sonunda belli olacak.
Ve şimdi hava durumu. Bir hafta önce Cannes ve Nice sahillerini vuran fırtına ve 10 metreye varan dalgalar şehirde ciddi hasara yol açmış, sahil şeridindeki 15 plaj lokantasını kullanılmaz hale getirmişti. Ters dönen jiplerin resimlerini görünce bunları Amerika’dan kasırga sonrası görüntüler sandım. Fransızlar da şaşkın aslında. 1950’lerden bu yana böyle şey görmediklerini söylüyorlar.
Ve tabii Cannes’da ızlanda’dan gelen kül bulutu tehdidi de devam ediyor. Türkiye’deki uçuşları da etkileyen kül bulutu Fransa’nın güneyinde de etkili.
Bu yıl Cannes, 19 yarışma filmi, fırtınası ve kül bulutlarıyla hayli ilginç geçeceğe benziyor.

Ben, Baykal’ın yerinde olsaydım

Herkes gibi ben de Deniz Baykal’ın yerinde olsam ne yapardım diye düşündüm.
Hemen kadınlar geldi aklıma. Baykal’ın yok saydığı kadınlar.
Ve dedim ki, ben Baykal gibi davranmazdım, kadınlara sahip çıkardım.
Adının bu işe karışmış olmasından dolayı eşimden özür diler, kasette ve basında adı geçen Nesrin Baytok’un da yanında dururdum.
“Ben bu komploya sadece kendim değil, eşim ve Nesrin Baytok adına da tepki gösteriyorum” derdim.
Birilerine sadece kendim ve partim adına değil, onlar adına da kızardım.
İşte o zaman çok daha dik bir duruş olurdu.
Baykal, konuşmasında hayatındaki kadınların lafını bile etmedi. Yok saydı onları.
Bu ülkede kadının adı yok.
Erkek egemen siyaset dünyası da bunun en acı örneğinin vermiş oldu böylece.

Sakatlar Haftası için

Geçen gün havaalanında Mehmet Özdilek’le karşılaştık. Beşiktaş’ın şifo Mehmet’i artık Antalyaspor’un başında. Ve orada hem spor hem de sosyal sorumluluk adına güzel şeyler yapıyor. Bugün 10.30’da Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda, engellilerin sorunlarına dikkat çekmek için Antalyasporlu futbolcular Antalya Büyükşehir Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı oyuncuları ile ‘Farkındalık’ Gösteri Maçı yapacak. Bravo Mehmet Özdilek, bravo Antalyaspor...

Anadolu yakasında konserler başlıyor

Maltepe Üniversitesi Marmara Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserlerle ilgili ilanları ve haberleri görünce burayı bir üniversite konser mekanı diye düşünmüştüm. ısim beni yanıltmış, gelen bülteni okuduğumda buranın 8 bin kişi kapasiteli ciddi bir Açıkhava sahnesi olduğunu anladım.
Marmara Açıkhava Tiyatrosu’nun iki önemli özelliği var. Birincisi Anadolu yakasının en büyük Açıkhava tiyatrosu olarak müzikseverler için önemli bir boşluğu dolduracak olması. ıkincisi ise uygun fiyatları... Yarınki Serdar Ortaç konseri. Biletler 34-73 TL arasında değişiyor.
Yazarın Tüm Yazıları