Canavarı yakalamak...

Bekir COŞKUN

Ahlaksızlık ve ilkellik...

Bu ikisi aynı kişide biraraya geldiğinde, iyi bir canavar ortaya çıktı demektir.

Ki trafikteki ilkel ahlaksızlara ‘‘Canavar’’ diyorlar.

Trafik canavarı...

*

Çok insan ölüyor.

Bayramın daha ilk günleri trafik kazalarında ölen insan sayısı iki yüze yakındı.

Ama ben bu yazıyı yazarken uzak bir yolda o an bile insanların parçalandığını, kolların bacakların koptuğunu, cesetlerin tarlalara savrulduğunu, kimilerinin götürülen bir sedyenin arkasından bağırarak ağladıklarını biliyorum.

Yazıktır...

*

Bence tüm suçu ‘‘Trafik canavarı’’ denilen o kimi ilkel ve ahlaksız insanlara yıkmak asla doğru değil.

Sorun çetrefilli ve karmaşıktır.

Diyelim ki siz; asıl trafik canavarlarının, karayoluna pek çıkmadıklarını, hiçbir zaman direksiyon başına oturmadıklarını ve hiçbir zaman otomobil kullanmadıklarını bilir misiniz?..

Oysa onlar gerçek trafik canavarlarıdır.

Onları tanımalısınız.

Onlar; demiryollarını komünistlik sayıp, bir karış dahi demiryolu yapılmasına izin vermediler. Uluslararası sermayenin desteği ile iktidara geldikleri için yurdu karayolları ile donattılar.

Onlara göre trenler solcuydu, kamyonlar sağcı.

Oysa hiçbir uygar ülkede taşımanın yüzde 92'si karayoluyla yapılmaz. Domates kamyonu ile otomobili aynı yola koyarsanız olacağı budur.

İtalya'da, Yunanistan'da, Fransa'da, yılda iki yüz milyona yakın insan demiryolları ile kıyılara taşınıyor, kimsenin burnu kanamıyor.

*

Otuz beş yıldır, Türkiye'yi trafik canavarları yönetiyor.

Ne kafanızı yorarsınız?..

Onlar bir yandan otomobil tröstlerine yol açarak, kendilerini iktidara getiren uluslararası sermayeye borçlarını ödediler. Bir yandan karayolu sektörünün; ihalelerini, benzin istasyonlarını, lastik bayiliklerini dağıtarak yıllarca çıkar sağladılar.

*

Bu kan onların yüzünden akıyor.

Bu acılar, bu dehşet, bu çıkmaz onların ürünüdür.

Gerçek trafik canavarı onlardır.

Başka ne ararsınız?..