Canavar ve umutsuzlar!

Dertlerini anlatmak isteyenler yumruk yiyor, cop yiyor, bir araba sopa yiyor!

Yaşanan olaylar tam bir ilkellik!

Bu arada canavar büyüyor!

Eskiden “enflasyon canavarı” vardı, şimdi onun yerini “işsizlik canavarı”�aldı. Toplumun tüm değerlerini paramparça eden, daha korkunç bir canavar bu...

* * *

Başbakan’ı dinlerken hayretler içinde kalıyorum. Aylardır birtakım açılım-saçılımlarla Türkiye’yi oyalıyor ama işsizlik konusunda kılını kıpırdatmıyor. Nasıl bu kadar duyarsız, bu kadar kaygısız olabiliyor, anlamıyorum!

Oysa şu anda Türkiye’nin en büyük sorunu bu... İşsizlik yakıyor, kavuruyor, Başbakan ya farkında değil ya da değilmiş gibi davranıyor.

Televizyonlarda onu dinlerken şaşırmamak mümkün değil. Türkiye’deki işsizliğin o kadar kötü olmadığını söylüyor ve “Avrupa’da en iyi durumda biziz” diyor.

Oysa İspanya hariç, Avrupa’nın en kötüsü biziz.

Rakamlar ortada... Daha yeni açıklandı. Türkiye’nin her yanı işsiz kaynıyor!

* * *

Pazartesi günü üçüncü çeyrek işsizlik verileri geldi.

Durum, Başbakan’ın söylediğinin tam tersine, ürkütücü!

Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 927 bin kişi artarak 3 milyon 429 bin kişiye yükselmiş... Oran yüzde 13,4.

Umudunu kestiği için iş aramayıp, çalışmaya hazır olan 1 milyon 860 bin kişiyle beraber işsiz sayısı 5 milyon 289 bin kişiye ulaşıyor, işsizlik oranı da yüzde 19,3’e yükseliyor.

İşsizlerin yüzde 69,3’ü erkek. Aile babası. Evlerinde tencere kaynıyor mu, belli değil!

Bu rakamlar sosyal bir devlet için yüz kızartıcı!

* * *

İstatistikler gösteriyor ki, işsizliğin büyüdüğü ülkelerde, ahlak küçülüyor, her türlü suç artıyor, dirlik, düzen yok oluyor.

İşsizlik ateşten gömlek... Kimi sararsa onu kavuruyor! İnsanları hem aç bırakıyor, hem de ruh sağlıklarını tehdit ediyor!

İşsizliğe bağlı ruhsal sorunların bu gidişle ikiye katlanacağını belirten psikiyatri uzmanlarına göre:

“Depresyon, sinir bozuklukları, öfke, bireylerin alkol ve madde kullanımı gittikçe çoğalacak ve sorunlarla başa çıkmak için şiddete başvurma gibi davranışlar artacak.

Eşleri işsiz olan kadınlarda da depresyon gelişme riski büyüyor. Yaşanan bu süreç aile ilişkilerini, ana, baba, çocuk ilişkisini bozarak, çocukların ruhsal gelişimleri üzerinde iz bırakma riskini içeriyor.”

Tıp adamlarının açıklamalarından anlıyoruz ki, artan işsizlikle beraber ülkemizdeki ruh hastalarının sayısı da hızla artacak.

Sağlık Bakanlığı, domuz gribinden çok daha tehlikeli olan bu durum için acilen önlem almalı, sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmalıdır.

* * *

Sorunlar giderilmezse, ruh hastalarının çoğaldığı tehlikeli bir toplum haline geleceğiz.

Tayyip Bey, dağdan inmeleri kucaklıyor! Aynı şefkati işsizlere neden göstermiyor? Neden onları kucaklamıyor? Biraz da evlerde kaynamayan tencerelere açılım yapsa daha hayırlı olmaz mı?