Çanakkale'den Ankara'ya yürüyen 3 kadın İnegöl'e ulaştı

Güncelleme Tarihi:

Çanakkaleden Ankaraya yürüyen 3 kadın İnegöle ulaştı
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2018 14:10

Çanakkale'den Ankara'ya yürüyen 3 kadın İnegöl'e ulaştı

Haberin Devamı

Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA) - ÇOCUK istismarı, kadına şiddet ve doğa katliamlarına dikkat çekmek amacıyla '3 kadın 40 milyon ses' diyerek 3 Mart’ta Çanakkale’den Ankara’ya yürüyüşe geçen Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz, Bursa'nın İnegöl ilçesine ulaştı. 3 kadın, durakladıkları yerleşim merkezlerinde topladıkları imzaları TBMM Başkanlığı'na sunacak.
'3 Kadın, 3 Anne, 3 İnsan' sloganıyla Çanakkale'den yola çıkan, '3 kadın 40 milyon ses' diyerek 16 gündür yürüyen Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz İnegöl’e ulaştı. '3 Kadın', İtfaiye kavşağında, CHP İnegöl İlçe Başkanı Necmi Demir, CHP İlçe Kadın Kolları üyeleri ve ADD İnegöl Şubesi Başkanı Birol Atay ile kalabalık bir grup tarafından karşılandı. '3 Kadın' adına konuşan Dilek Taş, 3 Mart’ta yola çıktıklarını belirterek, “Bizim yürüyüşümüz son günlerde sistematik şekilde artan çocuk istismarı, işlenen cinsel suçlar, kadın cinayetleri, hayvanlara yönelik şiddet ve cinsel suçlar, doğaya yönelik talana dikkat çekmek içindir. Bunlara artık sessiz kalmamak, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, yola çıktık. Günde ortalama 20 kilometre mesafe kat ediyoruz. İnegöl bizi sevgiyle kucakladı. Buradaki güzel insanlar, yüreklerini açtılar bize. Her birine teşekkür ediyoruz. Şu ana kadar hiç araç kullanmadan buraya kadar geldik“ dedi. 
HÜKÜMETTEN İSTEKLER
Taş, isteklerini şöyle sıraladı:
“İstiyoruz ki; bizler çocuklara, kadınlara, hayvanlara ve doğaya yönelik saldırı, taciz, tecavüz ve cinayetleri önleyecek yasal düzenlemelerin aşağıdaki taleplerimizi dikkate alınarak düzenlenmesini istiyoruz. Çocuk haklarında; 18 yaşını doldurana kadar her birey çocuk olarak kabul edildiğinden işlenen cinsel saldırılar kategorize edilmeden bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne şekilde olursa olsun, çocuklarımıza yönelik cinsel istismar, tecavüz kapsamına alınıp sorumlular Cumhurbaşkanı affı dahil hiçbir indirimden faydalandırılmamak koşuluyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalıdır. Medeni kanunun 124. Maddesi; 18 yaşını doldurmadan evlenilemez şeklinde değiştirilmeli ve bu konuda yaş büyütme yolu tamamen kapatılmalıdır. Çocuk ve kadın istismarında psikolojik rapor zorunluluğu tekrar düzenlenmeli mağdurun beyanı esas alınmalıdır. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet konularında imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereği hızla yapılmalıdır. Tıpkı çocuklarda olduğu gibi kadına yönelik şiddet içeren iyi hal, tahrik indirimleri kaldırılmalı af kapsamından çıkarılarak ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasıyla cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik işlenen suçlar ceza kanunu kapsamında ele alınmalı, zulme uğrayan hayvanın sahipli olup olmadığına bakılmaksızın sorumlular cana kasıt ve kötü muameleden cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik cinsel suçlar da insana işlenmiş gibi cezalandırılmalıdır. Anayasanın 56. Maddesi, her bireyin sağlıklı çevrede yaşama hakkı olduğunu söylemekte. Bu maddeden hareketle yapılacak olan tüm yatırımların bölgesel ve evrensel etkileri gözetilmeli, bölgelerde yapılacak yatırım konularında bölgeden belirlenecek bilim insanlarının raporları göz önüne alınmalıdır. Tüm çevre konulu yatırım ve uygulamalarda şeffaflık sağlanmalıdır. Son olarak tüm bu konularla ilgili yapılacak komisyonlarda en az 2 STK, ilgili oda, meslek ve sendika sorumluları bulundurulmalıdır. Taleplerimiz bunlar. Bu anlamda imzalar topluyoruz. Sadece geçtiğimiz yerlerden değil, sesimizi duyan, güzergâhımızın çok dışında olan Karadeniz’den, Güneydoğu’dan birçok anne, baba, iyi ve ahlaklı insan bulundukları yerlerden imza kampanyaları düzenleyerek bize destek olabilirler. Her zaman söylediğim bir şey var, bu siyasi değil insani bir harekettir. Bize destek veren, ana başlıklarımız altında bizimle kucaklaşmak isteyen herkes bizi büyütüyor, herkese kapımız ve gönlümüz açık. İnsanlığın rengi, dili, siyaseti, politikası olmaz. A partili çocuk farklı şekilde bağırmıyor, B partili kadın öldürüldüğünde farklı renk kan akmıyor, bir yerde ahlaksızlık olduğunda C partili alkış tutmuyor, hepimizin yüreği aynı şekilde yanıyor. Kendi fabrika ayarlarımıza geri dönme anlamında bütünleştiğimiz herkese kalbimiz, yüreğimiz açık. Yanımızda görmekten mutluluk duyarız.”
Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz, İnegöl'de verdikleri molanın ardından Ankara’ya gitmek üzere yürüyerek yola devam ettiler.

FOTOĞRAFLI
 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!