Camideki Rihanna

13 senedir Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai Emirliği’nde yaşıyorum.

Haberin Devamı

Biz taşındığımızda Dubai, Çeşme veya Kuşadası’nın kışlık hali gibiydi.
İnşaatlar daha henüz başlıyordu. Sessiz sakin, sayfiye şehriydi. Şimdiyse yaz kış Bodrum-İstanbul karışımı bi hale geldi.
Hatta dahası!
Kimi Miami gibi diyor. O da doğru. Burası hep bi yer gibi. Her şeyden gani gani var.
Anlatması da kolay bir yer değil. Bir yeri anlamak için, o yerin insanları hakkında yorum yapmak için orada yaşamak gerek.
İnanılmaz saygı duyuyorum buraya birçok anlamda. Çoğu konuda inanılmaz kıskanıyorum. Bazı konularda ise, hayli düşündürüyor beni burası.
Burası benim gözümde bir çeşit Birleşmiş Milletler ve Tezatlar Diyarı Başkentidir.
Kimi zaman aşırı sunidir. İnsan yapımı suni 5 yıldızlı bir cennet. Kimi zamansa insanı kendinden alan ilginç bir kara parçası. Her dil, her din, her renk ve ahenk... Müthiş bir olay bu gökkuşağının içinde olaysız yaşayabilmek.
Çölün de bir ruhu var ayrıca. Çılgın sıcağın da, nemin de.
Sıcak, kum, çöl bir kılık-kıyafet doğurmuş aslında... Tanımı Müslümanlıkla özdeşleşmiş. Neyse buna girmeyeceğim. Çünkü dakka bir gol bir yanlış anlaşılmaya müsait bir konu.
İnsan BAE’de yaşarken şikayet ederse kendini nankör hissediyor. İnsanı şımartan ve aynı zamanda gerçek hayattan koparttığı için gerçeği yakalamak için de zorlayan bir yer.
Dedim ya, tezatlar diyarı burası.
Kapalı sanırsın çok açık; açık zannedersin çok kapalı.
Çok seksi ve mahrem. Çok kişiye özel ve çok uluorta.

Haberin Devamı

Kültür ve Sanat

Eskiden buralarda kültür ve sanat deyince, Arap Yarımadası kültürü ve sanatının dışına çıkmak imkansız gibiydi. Tek “dışarıdan” gelen kültürel faaliyet sinemaydı. O da sansürlüydü, ki sinemada filmler hala sansürlüdür.
Örnek mi?
Forrest Gump’daki minnacık öpüşme sahnesi bile kesilmişti. Bazı filmler öyle bir kesiliyor ki, filmi anlamıyorum çoğu zaman.
Ama buna alıştık işte iyi mi!
Enrique Iglesias’ın meşhur şarkısı vardı ya, “Tonite I’m f**ing you”, biz onu hiç öyle dinlemedik. Biz hep “tonite I’m loving you” bildik, sandık. Ben orjinalini İstanbul’da duyunca şoka girmiştim. Kimi zaman bazı şeyleri öyleymiş gibi yadsımış oluyorum.
Son 5 senedir konserler coştu. Konser ve festivallere dökülen para, yapılan yatırım inanılmaz.
Her yerimiz sergiler, galeri. Aklınız durur çeşitliliğe. Büyüleyici.
Tiyatrolar, Showlar her şey geliyor. Ama aklınıza ne gelirse geliyor.
Jazz Festivali, Film Festivali... Hatta önceki akşam, biraz abarttılar, ara versinler de dinlensin bölge insanı diye iç geçirdim. Nereye gidip ne yapacağını şaşırırsın.

Haberin Devamı

Radyolar ve konserler

Radyoları söyleyecektim bir de; 2 dakika geç yayınlanır canlı yayınların hepsi. Kontrol edilir yani söylenenler. Emirlikler hakkında “saygısız” yayın yapılmaz. Herkes “diline/sözüne” dikkat eder. Aleyhte bir şey söylenmez. Eleştiriye çok dikkat edilir. Had aşılmaz.
Bütün bunlar böyleyken, Madonna konserinde ağzım açık kalmıştı.
Yazdım da size bunu.
Abu Dhabi’de Madonna, diğer ülkelerde nasılsa öyleydi. Kilise açılışı vesaire hiç değişmeden sahnelendi. Göğsünü de açtı, evet. Ben ve arkadaşlarımı şoka sokmuştu rahatlık. “Ayol masum film sahnelerini sansürlüyoruz da bu ne şimdi?” demiştik.
Perhiz ve lahana turşusu olayı yani.
Bazı BAE’li izleyiciler konseri terk etmişti. Yoksa hiçbir sorun olmadı.
Bu arada konser alanlarında içki de serbesttir. Kapılar 19:00’da açılır, millet konser saatine kadar içer durur.

Haberin Devamı

Pazarlama ve reklam

Dubai bir pazarlama, reklam mucizesidir. Abu Dhabi’yi uyandırmıştır. Bütün Emirlikler Dubai’yi birçok konuda örnek almaya başlamıştır. Öncüdür yani Dubai gelişme açısından.
Bir proje daha yapılmadan reklam, pazarlama tekniklerinin en alasıyla satılır biter.
En ünlü isimler oradan yer edindirilmiştir, reklamları yaptırılmıştır.
Güçlü ve zeki bir şirket gibi yönetilir Dubai.
Abu Dhabi de öyle... Esas para Abu Dhabi’de. İmkan sınırsız. Yer de. İleri görüş de inanılmaz. Danışmanlar harika...

Rihanna, konseri ve cami fotoğrafları
Camideki Rihanna

Geleyim Rihanna’ya, Rihanna konserine ve basına yansıyan Cami ziyareti fotoğraflarına.
Ben Rihanna konserini hiç beğenmedim bir kere.
Vasattı resmen. İşte burası bizi bu hale getirdi belki de. Bi şeylere ağzımız çok zor açık kalıyor. Ayarımız kaçtı.
Herhangi bir klüpte filan dans ederek dinleyecek olduğum insanın konserine gitmem artık. Seçerim en alasından 3 tane adam gibi konser, ona en önden gider izlerim. Zamanımı da, paramı da harcamam 3-4 şarkılık konserlere.
Starların konsere geç çıkmasından da gına geldi bana. Gecikmeyi saçma, haksız, hadsiz ve terbiyesiz buluyor, acayip sinirleniyorum. Konser başladığında benim için star sönmüş oluyor. Rihanna da 1,5 saat geç çıktı.
Beyaz şalvarımsı bir pantalon, beyaz askılı bir body, başında da buranın yöresel kıyafetine uyan “duvaklı şapka” benzetmesi vardı. Konser boyunca terden beyaz bodysi sırılsıklam oldu ve göğüs uçlarına kadar net bir görüntü aldık maşallah.
Kız çok güzel evet, vücudu da.
Seksi Rihanna şarkılarını söylerken her şey okey, ama şarkısının içindeki “seks” kelimesini söylemesi okey değildi mesela. “Seks” kelimesini sessiz geçti. Duyamadık. Güldüm. Şarkının içeriği seks dolu; ama kelimesi cıs.
Tezatlar demiştim hatırlatırım.
Dansı da gayet seksi oysa.
Yazmaya devam. Kısa kesmiyorum.
Ha şimdi geleyim bunca ince detaydan sonra esas olaya.
Rihanna ve cami ziyaretine ve çektirdiği “kapalı” yani hicaplı fotoğraflarına...

RIHANNA CAMİDE / FOTOGALERİ

Haberin Devamı

BAE basınında çıkan fotoğraflardan ve haberden sonra, Emirlik okurları çok tepki verdi. Gelen yorumların çoğu “rezalet, kabul edilemez, saygısızlık” yönündeyken, kimi okurlar tarafından da, “en azından kapanarak dinimize giyimi ile saygılı olmuş olduğu” söyleniyordu.
Konserde seksi body, camide hicap...
E kız her iki ortama uygun giyinmiş ya işte...
Ben, o fotoğrafları hiç yadırgamadım, tepkileri çok yadırgadım.
Neden mi?
Burası tezatlar coğrafyası diyorum bir, ikincisi burada öyle başına buyruk yapabileceğin bir şey değil.
Fotoğrafların izinsiz çekilebilmiş olması İMKANSIZ!
Rihanna ve ekibi camiyi ziyaret edecek, foto çekecek, kimse buna müdahale etmeyecek! Gülemem bile, inanmam çünkü.
13 yıldır buralarda çalışmış, yaşamış içinden bir insan olarak İMKANSIZ diyorum.
Buraya gelen herkese, daha gelmeden buranın “kodları” anlatılır. Rihanna mı bilmiyor. Zaten ilk gelişi değil ki!
Biz Dubai’de halka açık parkta teypten müzikle eğlenelim dediğimiz an “CID”, yani sivil polisi anında dibimizde bitti, ve bizi engelledi. Biz de özür diledik. Durduk.
Yani Rihanna orada o fotoğrafları izinsiz çekmeye çalışsa anında engellenirdi. Ya da uyarı verilirdi, o da yayınlamazdı.
Asla böyle bir risk almazdı. Şakası yok burada böyle şeylerin. Hele de camide!
Ha bu tepkilerden sonra Rihanna “yaramaz” ilan edilir o ayrı.
O da tezatların bir parçası olur biter o kadar.

Haberin Devamı

Bakın buralarda reklam, pazarlama inanılmaz iyi çalışan bir mekanizma.
Bundan 10 yıl önce buraların Dünya gözünde bir Paris, NewYork, Tokyo gibi turistik destinasyon olacağı söylenseydi, gülerdim. Ama oldu.
Eğer bunca dini korumacılık vardıysa, düşünmeden edemiyorum, o zaman geri kalan şeylerdeki özgürlük nasıl oluyor?
Hatta, daha ileri gideyim, kimi zaman “Türkiye buralardan daha mı Müslüman?” diye sorguladığım çok an var.
Ya da tam tersi, burası Türkiye’den daha az mı Müslüman da bizdeki tantana yok!

Diyeceğim o ki, Rihanna kimseye, hele de dinimize saygısızlık etmemiştir.
Esas saygısızlık, bizlerin içimizde bulundurduğumuz tezatları kabul edemeyen ikiyüzlü bünyemizden kaynaklanmaktadır.
Kız camiye gidip gayet rahat o fotoğrafları reklam için çektirmiş ve yayınlamıştır. Her şey planlanmıştır. Alan memnun satan memnundur.
Olay da gayet amacına ulaşmıştır.
Bizler de çenemizi boşuna yormuşuzdur.
Nokta.

Yonca
“içinden”

Yazarın Tüm Yazıları