Çalıştığım şirketlerde patronlarımla başım dertte

Sevgili Güzin Ablacığım; yazılarını okumak çok şey katıyor yaşamıma...

Ben 25 yaşında, belirli olgunluğa erişmiş genç bir kızım. Doğrusunu istersen bu yaşıma kadar gerçek sevgiyi bulamadım. Çevremdeki insanların tecrübelerinden yararlanmaya çalıştım. Ama birkaç ay önce, çalıştığım işyerinde patronumun ahlaksız teklifine maruz kaldım.

Benim maddi sıkıntımı kullanmaya kalktı. Depresyona girdim ve o işyerinden ayrıldım. Bunu dost bildiğim arkadaşlarıma anlattığım zaman ise bana yüz çevirdiler. Kimin dost, kimin düşman olduğunu gördüm bu sayede.

Şimdi yeni işyerimde de buna benzer bir olayla karşı karşıyayım. Yine konu patronum, ama bu kez durum farklı; çünkü benimle evlenmek istiyor. Ancak kendisi benden 20 yaş büyük. Çok iyi bir insan ve bana değer verecek gibi görünüyor. Ama bu yaş farkı, üstelik çevremin yanlış anlama ihtimali nedeniyle ne yapacağımı bilemiyorum. Artık herkesten korkar oldum, kime güveneceğimi şaşırdım. Oysa ben karıncayı bile incitemem. Neden bunlar hep benim başıma geliyor.

RUMUZ: HERKESTEN KORKUYORUM

Sevgili kızım, yoksa sen karıncayı bile incitmeyeyim derken, çevrene farkında olmadan yanlış anlaşılabilecek sıcak mesajlar mı veriyorsun? Erkekler bir candan gülücüğü, bir dostça selamı, bir insanca yakınlığı hemen yanlış yorumlamaya hazırdırlar. Bazen bu tür davranışlar onlar için davetiye anlamına gelebilir.

Öte yandan şunu belirteyim; hayatta en öfkelendiğim şeylerden biri de patron ya da şeflerin, sırf hayatını kazanmak ve ailesine bakmak için çalışmak zorunda olan kadınlara, bu üstünlüklerini kullanarak tacizde bulunmalarıdır.

Bugüne kadar hiç sevgiyi yaşamamış, aşkı tatmamış bir genç kızsın. Şimdi de tutmuş sadece sana değer vereceğini düşündüğün, aslında sevmediğin ve senden 20 yaş büyük patronunla evlenmeye hazırlanıyorsun. Ayrıca bu adamın kurnazlık yapmadığı ne malum? Ya seni kandırmak için bu yolu deniyorsa... Ya aslında seninle evlenmeye niyeti olmadığı halde, sırf seni başka türlü elde edemeyeceğini anladığı için böyle davranıyorsa...

Hani diyorsun ya kızım, kime güveneceğimi bilmiyorum diye... Ben de tüm yaşadıklarım, okuduklarım ve gördüklerimden sonra biraz fazla kuşkucu oldum. Bu yüzden uyarıyorum; sen yine dikkatli ol. Adamı iyice tanımadan, ciddiyetine inanmadan karar verme. Onu ailenle tanıştırıp, onların da fikrini almaktan kaçınma.

Annem sizinle aynı şeyleri yaşıyor

Seni en iyi anlayan okurlarından biriyim ben ablacığım. Hatta seni en iyi anlayan benim diyebilirim. Çünkü yaşadıklarının aynısını annem de yaşıyor. Uzun zamandır bel fıtığı, kireçleme gibi sorunlarla boğuşuyor. Hatta annemde tam 3 tane bel fıtığı var.

Yıllardır imkanlarımız dahilinde yaşadığımız ilde ve yakın çevredeki tüm hastane ve uzmanlara götürdük. Fizik tedavi gördü, hem de birkaç defa... O anlık faydası olsa da, sonradan tekrarlıyor. Söylediğin gibi, özellikle akşam olunca bacaklarından başlayıp ayak bileklerine kadar inen ağrı yüzünden geceleri uyku uyuyamıyor. Sürekli ağrı kesiciler, kas gevşeticiler veriyoruz. Dayanamaz duruma gelirse, acile götürüp iğne yaptırıyoruz.

Bundan üç sene önce Adana’da bir hastaneye yattı ve bir süre orada tedavi gördü. Doktor ameliyata karar verdi. Tam ameliyat günü, son anda yapılan tetkikler sonucu kalbinde bir sorun olduğu ortaya çıktı. "Yüzde 90 ameliyattan çıkar, ama daha sonra felçli kalabilir" dediler. Ameliyat esnasında masada da kalabileceğini söylediler. Biz de o riski göze alamadık ve annemi o gün hastaneden çıkardık.

Annem aynı zamanda kilolu da. Ve o kahrolası ağrıyı her gece çekiyor. Artık ilaçlar da fayda etmiyor. Her gün ağrı kesici, kas gevşetici içiyor. Size hak veriyorum, çünkü annem de zamanında bir sürü hata yapmış; ağır kaldırmalar, her gün elde çamaşır yıkamalar ve daha neler neler...

Lütfen sağlığınıza dikkat edin. Sağlık olmadıktan sonra hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Ablacığım size de geçmiş olsun. Allah bir daha göstermesin. Anneme ve annem gibi acı çeken bütün hastalara şifalar versin.

RUMUZ: ANLAYAN BEN

Sevgili kızım, bel fıtığı ameliyatımla ilgili yazımdan sonra pek çok mektup aldım. Ancak sana özellikle yazmak istedim. Çünkü sen beni anladığını söylüyorsun da, asıl ben anneciğini çok iyi anlıyorum. Onun için inan çok üzüldüm. Anneni İstanbul’a getirmeniz mümkün değil mi? Benim ameliyatımı yapan sevgili doktorum Gökhan Özçınar’a bir görünse...

Çünkü ben de bu sözleri çok işittim. Hep felç olmaktan, ameliyattan sağ çıkamamaktan korktum. Ama ameliyatım o kadar kolay oldu ki, o kadar korkmama ve acı çekmeme meğer hiç değmezmiş. Bu arada işin ilginç yanı, bazıları bel fıtığı öykümü anlattığım yazıyı anlamamış, ben değil de bir okurum yazdı sanmışlar.

Uyuşturucu bağımlısı aşkımla birlikte eriyorum

Sevgili Güzin Abla; şu sıralar çok fazla problemle karşı karşıyayım. Uyuşturucu bağımlısı birine aşık oldum ve ondan vazgeçemiyorum. Ama görüyorum ki bu ilişki gün geçtikçe bana da zarar veriyor. Gün geçtikçe onunla birlikte eriyorum.

Ne onu kaybetmek isterim ne de uyuşturucu mahkumu olmak... Her türlü tedavi yoluna başvurduk, ama bu alışkanlığından vazgeçmiyor. Ben de onunla olmaktan vazgeçemiyorum. Birbirimize nasıl bir psikolojik destek verebiliriz? Lütfen cevap verin Güzin Abla...

RUMUZ: BAĞIMLILIK


Kızım, bu o kadar zor bir şey ki... Bir insan eğer uyuşturucudan kendi vazgeçmek isterse, başarılı olur. Yoksa kimsenin ona yardımı dokunamaz. Özel psikiyatri kliniklerinde de, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Merkezi gibi devlet kuruluşlarında da bugün çok ciddi mücadele imkanı sunuluyor. Yeter ki kendisi kesin kararını verebilsin. Bu arada senin işin çok zor ve Tanrı korusun, birçok öyküde rastladığım gibi onu kurtaracağım diye sen de aynı batağa saplanma sakın.
Yazarın Tüm Yazıları