Cahil kızlar

Güzel ve Dahi adlı yeni yarışmamızda yer alan kızların Kenan Evren’i, Semra Özal’ı bile tanımamalarına Vatan gazetesi çok şaşırmış.

Dün Güzel ve Cahil manşetiyle çıktı Vatan ve liseli, üniversiteli, kolejli kızların nasıl olup da bu kadar cahil olabileceğini sorguladı.

Bana kalırsa abartılacak ve manşet yapılacak bir durum yok ortada.

Güzel ve Dahi’nin yapım aşamasında tesadüfen bir toplantısında bulundum.

Programın yapımcısı Fatih Aksoy, "Öyle kızlar buldum ki, görünce çok şaşıracaksın" dedi.

Dikkat edin, buradaki kilit kelime "bulmak"tır.

Yani bu güzel ama cahil kızlar özel olarak aranıp bulunmuş, yüzlercesi arasından titizlikle seçilmiştir.

Çünkü şov tamamen bunun üzerine kuruludur.

İzleyene "Yuh be, bunu da mı bilmiyorlar" dedirtmektir amacı.

Bunu ne kadar fazla dedirtirse, dahi oğlanları da seksi kızlar karşısında ne kadar zor durumda bırakırsa o kadar amacına ulaşır program.

Bizde yayınlanan ilk bölümden daha fazla, programın orijinal bölümlerini seyretmişimdir.

Beauty and the Geek adıyla çeşitli ülkelerde yayınlanan programda öyle kızlar var ki, bizimkiler yanlarında dahi kalır.

Bush’u bile tanımayan Amerikalı kızlar mı istersiniz.

Neredeyse adını bile bilmeyen İtalyan güzelleri mi...

Programın formatı dünyada neyse, bizde de öyle.

Orada yer alan seçilmiş 7-8 kızın Kenan Evren’i bile tanımamasından haraketle sosyolojik analizler yapmak doğru değildir.

Programda ortaya çıkan fotoğraf bize hiçbir şey anlatmaz.

Ben size 10 tane muhteşem seksi ve akıllı kız bulsam, "Türkiye’de gençler harika" diyecek misiniz?

Evet ülkede eğitim problemi olduğu, gençlerin okumadığı, genel-kültür yoksunu olduğu bir gerçektir ama bunun barometresi Güzel ve Dahi programı değildir.

Avşar ve Saran dedi ki...

Dün sabah Hülya Avşar aradı, Saadettin Saran’ın Kemer’deki evindeymiş.

"Bir haftadır görüşmüyoruz doğru ama bu ayrıldığımız anlamına gelmez" dedi.

İlişkisinin ayrıldılar-birleştiler türü bir magazin malzemesi olmasını istemediğini söyledi.

İlişkinin bu aşamayı çoktan aşan ciddi bir noktada olduğunu belirtti.

Biz böyle evlilik, çocuklar karşılıklı laflarken Avşar, "Ayrılırsak bunu saklamayacağız" dedi.

Tam bu sırada arkadan Saadettin Saran muhabbete katılınca esprili bir diyalog çıktı ortaya;

Avşar: Ayrılırsak bunu saklamayacağız.

Saran: İlk beraber olduğumuzda sakladın ama...

Avşar: Sen hemen duyulsun istedin o yüzden sakladım.

Saran: Duyulsun duyulmasın, sakladın işte...

Ayrılık dedikodularına inat, Kemer’deki evde çiftin sesi çok neşeli geliyordu, Allah bozmasın!

Enrico yedi ay önce gelmedi mi?

Geçen gün birlikte konser veren Ajda Pekkan ve Enrico Macias’ın 31 yıl sonra buluştuğunu yazdı çoğu gazete...

1976 yılında Paris’te sahne alan ikili, o günden sonra ilk kez geçen gün birlikte sahneye çıkmış.

Mış mış da, mış mış...

Tam masal yani.

Uydur uydur ipe diz.

Yahu yedi ay önce Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nın kuruluşunun 10. yılı nedeniyle İstanbul’a gelen ve Ajda Pekkan’la birlikte sahneye çıkan Enrico Macias değil miydi?

Peki hata neden kaynaklandı?

Organizasyon firması basın bültenini yanlış gönderdi, artık gazetecilik copy-paste olduğu için de kimse "bu bilgi doğru mu" diye bakma ihtiyacı duymadı.

Üzerinden yıllar geçse anlayacağım da, Ajda’yla konserini 11 Aralık 2006’da vermiş adam.

Medyanın yanlış bülteni basacak kadar boşvermiş olması bir yana, hafızasız olmasına da şaşırıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları