Çağrışımlar

Hele Başbakanlık gibi sıkı tempo gerektiren bir iş, arada mutlaka tatil ister.

Demirel, hiç tatil yapmadı. Mecburi izinler’de bile çalıştı. Her ne kadar işleyen demir ışıldar ise de, bence ölçüyü kaçırmıştır. Bereket, topaç gibi bir bünyesi var Demirel’in...

Allah uzun ömürler versin.

*

Özal’ın da temposuna yetişmek zordu.

Zaten bastığı yerde ot bitmedi. Bıraktığı her mevkiye sonradan gelenler, onun gölgesinde ezilip gitti.

Tatil yaptığı tek yer Çankaya oldu.

Yoo, “Çankaya inziva yeridir” demek istemiyorum. Sayfiye hiç değildir. Ama paşa gönlünüz dilerse iki tıktık bir şıkşık’la geçirebilirsiniz 7 yılı.

Nitekim öyleleri var.

.........

Ecevit, bari programlıydı. Devlet Dairesi’nden döner gibi evine muntazam gider, mutlu aile yaşantısını aynen sürdürürdü.

Yediğine içtiğine dikkat ederdi ama yine de bünyesi Demirel gibi dayanıklı olamadı. Birdenbire düştü.

Ah bu sigara.

Karısından gizli tuvalette içtiğini bile kaç kere dinlemişizdir.

*

Tayyip Erdoğan, spordan geldiği için, kendi vücudunu çok iyi tanıyor.

Bünyesine güveniyor.

Kabul.

Ama böyle bir tempo, sinirini bozan medya haberleriyle de birleşince -yaşı kaç olursa olsun- arada tatil gerektirir.

Gerçi bazen köyüne gidiyor. Ege’de sevdiği bir yer var. Bazen de oraya gidiyor ama tatil değil ki o yaptığı... Yine kalabalıklar içindedir.

Haa... Kalabalıklar içinde tatil yapmak da ayrı bir hünerdir...

Bir gün karşılaşırsam bunun sırrını söylerim kendisine.

Ama şimdilik hafiiif müzik tavsiye ederim. Gece, geç saatte.