Buz Adam bizi çıldırtçak mı?

Vaktiyle tanıdığım ve çok da sevdiğim birinin, kendisinden bahsederken, bir yandan da dalgasını geçerek kullandığı bir laf vardı: ‘Iceman always keeps his cool.’

Türkçe meali: ‘Buz adam serinliğini her daim muhafaza eder.’

Allah sahibine bağışlasın, hakikaten de komik olduğu kadar serin bir abiydi.

Ses ve Ayrılık adlı albümün Nazan Öncel imzalı çıkış şarkısı olan ‘Canım (Sen Benim Kalbimsin)’ın klibinde Özcan Deniz’i görünce onu hatırladım ve elimde olmadan kıkırdadım.

Neyse ya... Bu klip yazılarında kaptırdık mı lafazanlığın boyutu, ‘sevgili günlük ’ gevezeliğine varıyor. Ne lüzum, değil mi?

İşimize dönelim, klibe gelelim.

Şimdi, efendim, her şeyin başında Ayşe Hatun Önal’ın daha önce yemiş olduğumuz hakkını teslim edelim. Allah için öngörü sahibi bir şahsiyetmiş kendileri. (!)

Gülben Ergen’in söylediği Uçacaksın’daki ‘ayağını yerden kesicem, kesçem’ muhabbeti yetmezmiş gibi, Nazan Öncel bile ‘Sen beni öldürcen mi, çıldırtçan mı canım’ şeklinde bir söz yazıyorsa, eh, orası pes edilecek noktadır. Herhalde bir bildikleri vardır.

O cek-cak mevzuunun ve Özcan Deniz’in klibi çekilen versiyonunda (Albümde şarkının üç ayrı remix’i mevcut.) canım kelimesini, çocuk korkutma meraklısı ‘şakacı’ların kullandığı ‘BÖH!’ nidasına benzer bir şekilde telaffuz etmesinin haricinde, Canım, gayet güzel bir şarkı.

(Yani öyle bir vurgu ki, Deniz’in her ‘Çıldırtçan mı CANIM!’ deyişinde, koltukta şöyle bir zıplıyor, ‘Yok abi, valla öyle bir niyetim yoktu’ filan deme ihtiyacı duyuyorsunuz.)

Allah biliyor ya, Dön Desem’e kadar bir tek Özcan Deniz şarkısını bile sonuna kadar dinlemeye tahammül edebilmişliğim yoktur. O Yalan Mı’lar, o Utanıyorum’lar, Leyla’lar, hele hele o ‘hadi hadi meleğim, uç da görelim’ filan... Öf yani...

Fakat cümleten bildiğimiz üzre, Özcan Deniz, tırıs tırıs giderken sıkı bir deparla dörtnala kalkan, ışık hızıyla irtifa kaydeden, kendisini aşmaya ahdetmiş görünen, şimdilerde kendisini olmuş, albümünü ‘füzyon’ addeden, akıllı uslu, hırslı mı hırslı bir şahsiyet.

Takdir ediyoruz elbet...

Dön Desem’i çok sevmiştik, Neredesin Firuze’nin soundtrack’inde yer alan Beni Affet’i ilk dinlediğimizde ise biat ettik.

Şimdi de Canım... Hiç yalansız, canım şarkı; çok ama çok sevdik:

‘Sen benim kalbimsin, haberin var mı? / Kalbi olmadan yaşayamaz insan, bir fikrin var mı? / ‘Gözlerim ne söylüyorsa doğrudur’ desem inanır mısın? / ‘Seni iyi gördüm’ diyorsun, yalana bakar mısın... / Sende bir kalp var mı; boş mu, dolu mu? / Varsa, içinde az biraz bir ben bulunur mu? / ‘Boğazıma kadar acılara battım’ desem inanır mısın? / ‘Bir çaresi bulunur‘ diyorlar, yalana bakar mısın... / Sen beni öldürcen mi? Çıldırtçan mı CANIM?!? ’

Klipte Özcan Deniz, bir nev’i Buz Adam... Bir buz kalıbının içinde öyle dimdik, dopdonuk bir şekilde duruyor. Seksi bir hanımefendi de, tırnaklarıyla olsun, buz kırıcıyla olsun, o buzdan kütleyi çize deşe, kırmaya ve Özcan Deniz’e ulaşmaya çalışıyor.

Nitekim sonunda bunu başarıyor ve Deniz’in dudaklarına yumuluyor.

Klibin yönetmeni Abdullah Oğuz. Ki, nasıl Sinan Çetin’in kliplerinde bir kırmızı takıntısı varsa, Abdullah Oğuz’da ciddi bir buz takıntısı olduğu söylenebilir.

Hemen her klibinde, bir yerlerde, büyük-küçük buzdan bir kütle görülebilir.

İşte böyle... Buz Adamlar azizim, her dem taze, her dem serindir.

İster hafızanın karanlık dehlizlerinde, ister yüreğinizin nasır tutmuş bir yerinde olsun, soğuk, iyidir, insanı serinletir, ferahlık ve tazelik verir.

Sorun deep-freeze’deki ölü balıklara, piliç butlarına, bonfilelere, köftelere, anlatsınlar. ‘Soğuk yerde saklayınız’, nafile bir tavsiye değildir.
Yazarın Tüm Yazıları