Büyükelçi aradı “Üzgünüm” dedi

Hepimizin kızı. Erdal, gazeteciliğe devam. Söylemeye gerek yok, bir dönemin Konak Belediye Başkanı. Ve çoğunuz biliyorsunuz, Menekşe New York’ta bir saldırıya uğradı. Yüreğimiz ağzımıza geldi. Ve Menekşe’nin duygusal hali, babasından naklen:

* * *

“Zordur. Doğduğun topraklardan uzak diyarlarda çalışmak, yaşamak. Hasret sonsuzdur. Bıraktığın yakınlarına, anılarına hatta yastığına. Yalnızlık doludur. Kimi, nasıl, neyle paylaşacağını bilemezsin. Hüzün doğurur. Gecenin karanlığı çöktüğünde sessizliğin ürkütücü uğultusunu hissedersin. Ağlamak ister, kendine yediremezsin. Ve tadı belirsiz günlerde beklemediğin bir anda, düşünemediğin bir olayla karşılaşırsın. Saldırıya uğramış, ölüme yaklaşmış, ağır darbeler almış biri olarak, sevdiğin, güvendiğin, seni yalnız bırakmayan yüzleri, kişileri ararsın.”

* * *

Ve dedim ya, New York’ta eğitimini geliştiren Menekşe’ye bir kişi saldırdı. Ailesinin iki gün haberi olmadı ve ona Türk Amerikan İşadamları Derneği Başkanı Uğur Terzioğlu sahip çıktı. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, New York Emniyeti’nden Erhan Yıldırım, Menekşe’nin yanındaydı. AB Bakanı Egemen Bağış, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Erdal’ı arayıp, “Geçmiş olsun” dileklerini iletti. Bir çok bakanlığın görevlileri de yardımcı oldu. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de Erdal’ı aradı, “Ülkesinde meydana gelen olaydan duyduğu üzüntüyü” dile getirip, “Geçmiş olsun” dedi. Tabii, Erdal’ın telefonu susmak bilmedi. Menekşe iyiye gidiyor. Hatta bugünlerde İzmir’e gelecekti. Ancak, kulağındaki bir hasar uçak yolculuğunu şimdilik erteledi.

* * *

Bunları neden mi yazdım? Erdal, “Devletin yanınızda olduğunu bilmek. Vergilerin boşa gitmediğini görmek çok önemli. Hele büyükelçinin beni telefonla araması” diyor. Ancak, Menekşe’nin babası olduğu için bunu köşesinde dillendirmezdi, “Aracılık yapayım, bilinsin” dedim.

12 kişi gönderildi peki neden şimdi

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nde personel operasyonu gerçekleştirildi. Belki de sürecek. Önce, “Tırpan başlıyor” havası esti. Ama görüldü ki, genelde görev yerleri değişti. Yalnızca, bazı bürokratlar emekli edildi, yeni görev verilmedi. Çünkü bazı emekli olanlar, adeta terfi ettirildi. Başkan Aziz Kocaoğlu’nun kararıdır. Sonunda çalışacağı kişileri seçmek, hakkıdır. Hatta, dün yayınlanan bir röportajında, “Görev değişikliklerinde geç bile kaldığını” söylemiş. Buna da sözüm yok.

* * *

Yalnız dikkatimi çeken bir şey oldu. Pazar günü gazetelerde yer alan haberlere göre, Büyükşehir’in şirketi Grand Plaza’da, aralarında kafeterya müdürlerinin de bulunduğu 12 kişiyle çalışmama kararı alınmış. Bu da olabilir. Ama düşündüm. Grand Plaza’nın başına Işık Çelikoğlu getirildi. Daha koltuğa oturur oturmaz, 12 kişiyle çalışılamayacağını nasıl anladı? Yok o karar vermediyse, 12 kişi neden şimdi çıkarıldı? Onlarla çalışılamayacağı yeni mi belli oldu? Çok taze bir yönetici, kendi iradesinin dışında 12 kişiyle yollar ayrılınca, zor durumda kalmaz mı? Dedim ya, aklıma takıldı.