Bush’un lakırdısı, teneke takırtısı!

DERİN bir kaygı, tarifsiz bir keder ve büyük bir öfke içindeyiz... Hain pusularda şehit olan 15 erimizin acısı yüreklerimizi dağlıyor. Hiçbir duygu, hiçbir teselli, çaresiz kızgınlığımıza merhem olmuyor.

Erdoğan "Önümüzdeki ay Amerika’da Başkan Bush ile bu konuyu konuşacağız" diyor. Neyi konuşacaksınız a muhterem Başbakan? Yıllardır konuşuyorsunuz da ne oluyor?

Şehitlerimiz Bush’un umurunda mı? O doğal olarak yalnızca Amerika’nın çıkarlarını düşünür. Ne diyecek size? "PKK terörünün üzerine ciddiyetle gideceğiz ama, daha öncelikli sorunlarımız var, zamanı gelince buna da bakarız" diyecek... Siz de zafer kazanmış gibi çıkıp çıkıp "Başkan Bush’u PKK ile mücadelede kararlı gördüm" diyeceksiniz.

Aslında bu konuda en doğru konuşmayı Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek yaptı ve "Sözün bittiği yerdeyiz" dedi. Doğrudur. Sözler bitmiştir artık... Eylem gerekiyor... Ne yapacaksak yapalım. Düne kadar tezkereye karşı çıkan AKP iktidarının 15 şehidin ardından tezkere için düğmeye basması, geç de olsa umutlu bir adımdır.

* * *

Biz bağımsız bir devletiz. Daha doğrusu öyle olduğumuzu sanıyoruz. Asla, Amerika’nın emir eri ya da şamar oğlanı değiliz. Ya da öyle sanıyoruz! Artık, bağımsız karar verip, irademizin gücünü göstermek zorundayız. Eğer her şeyi Amerika’ya soracak ve oradan izin alacaksak Tayyip Bey’e ne gerek var? Bırakalım o zaman, gelsin Türkiye’yi Bush idare etsin!

"Yeter artık"
diyoruz ama bu "Yeter" sözü bile yetmiyor. Akan kanlar o kadar çoğaldı ki, ulusun devlete olan güveni sarsıldı! Teröristler de kanlı eylemleriyle insanlarımıza "Devlet sizi koruyamıyor" mesajı vermek istiyor.

Ne yapacaksak yapalım. Amerika’ya aldırmayıp, gerekiyorsa sınır ötesi operasyonları gerçekleştirelim, teröristlerin tepesine binelim, faydası olacaksa Irak sınırına baştan aşağı mayınlar döşeyelim. Bir şeyler yapalım artık! Bu uyuşukluğa bir son vermemiz şart oldu!

* * *

Toplum, şehit haberlerine artık alıştı sanki... 13 askerimizin şehit edildiği, daha sonra şehit sayısının 15’e çıktığı akşam, bir-ikisi hariç bütün televizyonlar eğlence programlarıyla doluydu. Ekranlarda şamatadan geçilmiyor, dansöz filan oynatılıyordu. 15 genç, vatan uğruna canını vermiş, kimin umurunda?

"Fidanlar kopar terörün pençelerinde,

Sazlar çalınır ülkenin bahçelerinde!"

Toplumumuz o kadar duyarsız ki, vur patlasın, çal oynasın havasında...

* * *

Kafam hálá, Başbakan’ın çakmak çakmak parlayan gözlerinde ve kesin kararlı sözlerinde:

"Gelecek ay ABD’ye gittiğimde bu konuyu Başkan Bush ile görüşeceğim."

Ne görüşecek? Neler diyecek? Ne gibi etkili sözler sarf edecek, bilmiyoruz ama bunlar Bush’un da umurunda sanki... Silik politikaların sonucu budur. Adamı ciddiye almazlar!

Tayyip Bey, 10 Şubat 2006
günü de Başkan Bush ile konuşmuştu... Beyaz Saray’ın o ünlü Oval Ofisi’nden çıkarken "Sayın Bush’u, PKK ile mücadelede kararlı gördüm!" demişti.

Tam bir yıl, dokuz ay geçti. Ne oldu? Amerika PKK’yı kollamaya devam etti, Bush’un laf salatası yalnızca oyalama taktiği... Onun sözde kararlılığı (!) devam ederken biz de şehitler vermeye devam ediyoruz. Bush’un lakırdısı, sadece teneke takırtısı! Bunu anlayalım artık!

Hangi yönetim olursa olsun, göbeğinden Amerika’ya bağlanırsa, bunun onursuzluğunu tarih boyunca sırtında taşır. Amerika’dan medet ummak gibi bir gaflete düşmeyelim!
Yazarın Tüm Yazıları