Bursa’da kitap zamanı

Bursa hakkında yazılan her yazıda, adı anılması gereken biri Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.

Beş Şehir kitabındaki Bursa’da Zaman yazısını okumadan, Bursa’yı, bütün kuşatıcı özelliklerini ve Türk/Türkiye tarihi açısından önemini anlayamayız.

Ayrıca Tanpınar’ın Bursa’da Zaman şiiri de onu bütün tarihi, edebi görkemiyle anlatır.

Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti Bursa üzerine önemli, okunması gerekli kitaplar yayımlandı.

İki cilt olarak çıkan Albert Gabriel’in Bir Türk Başkenti Bursa’sını yayına Neslihan Er- Hamit Er- Aykut Kazancıgil hazırlamış.

Gabriel, Önsöz’de Bursa’nın ondaki yerini yazıyor: "Bursa’ya ilk yolculuğum 1908’e uzanmaktadır. Oraya sık sık gittim ve kaldığım süre içerisinde eski başkentin mevsimlere göre büründüğü çok çeşitli yönlerinin hatırasını her zaman özlemle anıyorum."

Önsöz
’ün ardından bibliyografya, alfabetik indeks geliyor.

Tarih ve Topografya’dan sonraki bölüm Anıtların Listesi’nden oluşuyor:

"Bursa’da üç yüze yakın tarihi anıt sayılabilir. Meşhur yapıların -büyük camiler, sultan ve önemli kişilerin türbeleri, büyük han ve hamamlar- yanı sıra Hisar ve Şehrin mahalleleri arasında çok sayıda cami mevcuttu."

Anıtların sıralaması şöyle: Camiler, Medreseler, Tekkeler, Türkler, Kaplıcalar ve Hamamlar, Hanlar.

Bursa’ya dair en önemli şehir monografilerinden birisi. Tek tek bütün anıt ve tarihi eserler anlatılıp, mimari ve tarihi özellikleri aktarılıyor. Meraklısı, ilgilisi için, kitaplıkta bulunması gereken bir kitap.

ULUDAĞ İSMİNİ KOYAN DOKTOR

Bursa İl Özel İdaresi tarafından, Yeşil Şehir Kitaplığı başlığı altında yayımlanan kitaplar, Bursa’nın tarihinden anıtlarına, kişilerine kadar okuru aydınlatan, Bursa üzerine bilgilendiren önemli kitaplar.

Doktor Osman Şevki’nin (Uludağ) Bursa ve Uludağ kitabını yayına Mehmet Fatih Birgül, Dr. Levent Ali Çanaklı, Coşkun Ağra hazırlamış.

Kimdir Osman Şevki (Uludağ)?

1889 yılında Bursa’da doğdu. 1912’de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi bitirerek askeri doktor olan Osman Şevki, Balkan Savaşları ve I. Dünya Harbi sırasında çeşitli cephelerde görev almıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan İşgali’ne son veren IV. Alay’da bulunmuş ve Bursa’nın kurtuluşunda önemli roller üstlenmiştir. 1964 yılında İstanbul’da ölen Osman Şevki milletvekilliği de yapmıştır.

Osman Şevki’nin önerisiyle Keşiş Dağı, Uludağ ismini almıştır. O da soyadı kanunundan sonra Uludağ ismini kendine soyadı olarak seçmiştir.

Bursa’ya sevgi dolu bir kitaba yine Bursa áşığı Osman Şevki imza atabilirdi aslında.

Bursa’ya niçin gidilir? sorsunun yanıtını özellikle okumanızı isterim. Kitabın ilk baskısının 1928 yılında Türk Gezginler Cemiyeti tarafından yapıldığını düşünürsek, içindeki bilgilerin birer rehber niteliği taşıdığını söyleyebilirim. Anıtlarından kulüp ve cemiyetlerine kadar her alandaki bilgileri içermektedir bu kitap.

Bu diziden yayınlanan diğer iki kitabın da adını vermekle yetineceğim: Mülazım Abdülkadir’in Bursa Tarihi Kılavuzu ile Hasan Táib Efendi’nin Hatıra ya da Bursa’nın Aynası (Hátıra-Yáhud-Mir’át-ı Burûsa) kitabı.

Kılavuz’da İstanbul’un fethine kadar ve İstanbul’un fethinden sonra Bursa tarihi anlatılıyor. Bursa’nın Aynası isimli kitapta ise Hasan Táib Efendi’nin Bursa izlenimleri, araştırmaları ve kendi dönemindeki önemli anıt ve yapılar anlatılıyor.

KİTAPTAN

Bursa’ya niçin gidilir?

Bursa, Anadolu’nun güzel şehirlerinden birisidir. Türk şehirleri hakkında bir fikir edinmek isteyen gezginler için güzel bir araştırma sahasıdır. Bir gezginin Bursa’yı görmeden Türkiye’den bahsetmesi, yetkin ve yeterli bir anlatım olamaz. Bursa; yeşilliği, camileri, türbeleri ve bunlardaki ruh ve tezyinat ile Türklüğün su katılmamış bir ifadesidir. Türk’ün kabiliyetini ve birtakım etkilere kapılmadan önce neler yapabilmiş olduğunu Bursa’da incelemek mümkündür.

Bursa’da öyle diğer şehirlerdeki gibi gece hayatı, tiyatro, sinema ve eğlence yerleri yoktur. Fakat Bursa’ya yorgun dimağlar, yerel durumları incelemek ve Türkler hakkında tam ve doğru bilgiler almak isteyen gezginler gideceklerinden, bunların az bir müddet kalacakları Bursa’da kendilerini gündüzün meşgul edecek olan sayısız cazibeye kapıldıktan sonra geceleri de ayrıca Avrupa hayatı aranılmaz.

Bursa birçok faziletleri itibariyle, birçok kişiler tarafından İstanbul’a bile tercih olunur. İstanbul’un karmaşası ve büyüklüğü dolayısıyla vücuda verdiği yorgunluklara mukabil, Bursa’daki dinginliği daha hoş görenler pek çoktur. Eski Türklerden Nazik Efendi’nin söylediği şu beyit, bu anlayışın bir ifadesidir:

Gerçi dirsiz, dehr içinde yoktur İstanbul’umuz

Dursun İstanbul’umuz, Bursa bizim makbulümüz

MURADİYE: SABRIN ACI MEYVESI

Bursa’nın bu çalışmaları önemlidir. Her şehir kendi tarihini, anıtlarını, özelliklerini içeren kitaplar yayınlamalı.

Bizim Mahalle Bursa Muradiye Semti kitabı önce belleğimize Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’da Zaman şiirinden bazı dizeleri getiriyor:

"Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,

Muradiye, sabrın acı meyvası,

Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,

Türbeler, camiler, eski bahçeler,

Şanlı hikáyesi binlerce erin

Sesi nabzım olmuş hengámelerin

Nekleder yádını gelen geçene."

Editörlüğünü Raif Kaplanoğu-Aziz Elbas’ın yaptığı kitap genel olarak Muradiye’yi ve elbette Muradiye’nin şekillenmesinde etkili başka yerleri de içeriyor: Muradiye, Hamzabey, Yahşibey, Kocanaip, Demirkapı Mahalleleri.

Önsözde belirtildiği gibi, dizi içerisinde Bursa ve Türk kültürü açısından önemi olan başka mahalleler de kitaplaşacak.

Kitap, sadece semtin tarihini anlatan düz metinlerden oluşmuyor. Aksine değişik uzmanların yazıları bu yerleri tanımamızı sağladığı gibi, belki ileride başka şehir ve o şehirlerin semtleri için yapılacak çalışmalara da örnek teşkil ediyor. İyi, emek verilmiş bir çalışma. Özellikle zengin fotoğraf arşivi, pek çok monografiyi ve araştırmayı geride bırakacak düzeyde.

Her şehir kendi tarihini, anıtlarını, özelliklerini içeren kitaplar yayınlamalı. Bursa’nın bu çalışmaları önemlidir. Kitaplarda sözünü ettikleri, İstanbul kadar önemli başkent hüviyetine sahip çıkan ve bu önemi ispatlayan kültürel çalışmalar.

KİTAPTAN

En derin semt

"Tümüyle Bursa’yı oluşturan bu çok sessiz ve düş mekanı içinde, özellikle hoşa giden bir yer daha vardır. Muradiye Camii çevresindeki mezarlık... Burada kule gibi yüksek servilerin, yüksek çınarların gölgesinde, geçmiş sultanlardan birkaçının bulunduğu türbeler var." diye anlatır Piyer Loti Muradiye’yi.

Son elli yıla kadar Bursa’ya gelen gezginlerin en çok etkilendiği mekan kuşkusuz Muradiye olmuştu. Sanırım bugün gelenler için aynı etkiyi bırakmıyor... Türbeleri gölgeleyen o müthiş servi ve çınarların çoğu bugün yok ya da eski azametini yitirmiş görünüyor. Ancak yine de külliye çevresindeki eski tarihi doku büyük ölçüde korunmuş. Eski kahvehaneleri, berberi, sokaklarıyla bugün Bursa’nın en derin semti Muradiye...

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Bülent Aksoy Geçmişin Musıki Mirasına Bakışlar Pan

Jorge Amado Kızgın Toprak Can

İsmail Habib Sevük Atatürk’le Beraber İş Bankası Kültür Yayınları

Fakir Baykurt Yüksek Fırınlar Literatür

Danielle Steel Kesişen Hayatlar İnkıláp
Yazarın Tüm Yazıları