Burası başka şeyler de söylüyor

BURASI başka bir yer oldu artık...

Haberin Devamı

Burası koptu gitti...
Burası herkesin günler öncesinden sözleştiği, bazen de anlık, spontan, bir anda karar verilen buluşmaların ilk adresi oldu...
Burası kafası atanın da mutluluktan uçanın da efkarını dağıtmak isteyenin de...
Burası aynı zamanda Türkiye’yi, Türkiye’nin geleceğini, Türkiye’yle ilgili kaygılarını ve umutlarını yüksek sesle konuşabilenlerin de ortak mekanı haline geldi.
Burası trendlerin konuşulduğu, trendlerin takip edildiği...
Burası batının, modern yaşamın sembolü oldu.
Burası gürültüden, kaostan; dünyanın her yerinde kızılca kıyamet koparken...
Burası insanlar birbirlerini üzerken, kırarken, anlamazken sığınabilecekleri...
Burası yeniden başlamak isteyenlerin, kendine ve çevresine ikinci şansları verenlerin de toplandığı bir yer oldu.
Burası gençlerin, kendilerini genç hissedenlerin, çocukluğu cebinde taşıyanların da oturdukları merkez oldu.
Burası Alaçatı...
Burası Çeşme...
Burası sadece eğlencenin değil, aynı zamanda modern hayatın da adresi...

Haberin Devamı

Madalyonun iki yüzü hatta çok farklı yüzleri

KÜÇÜK bir grupla yılbaşı akşamı Alaçatı’dayız. Ne kravat takmışız, ne de kravatlı sohbetlerin içine dalmayı istiyoruz. Sadece 2011’i uğurlamak ve sadece bizi karşılayan yeni yıldan iyi şeyler umut etmek istiyoruz. Ve elbette hayaller kurmak istiyoruz. Sadece kendimiz için de değil, bunu bütün samimiyetimizle herkes için istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, başkaları kötüyse bizim iyi olmamız mümkün değil.
O yüzden, ne Türkiye’nin ağır gündemi, ne insanlığın birbiriyle olan ve bitmeyen çekişmesini o gece düşünmek istemiyoruz.
Alaçatı’nın en merkezi yerinde, bütün eğlencenin merkezinde, tam ortasında Barbun Restoran’ın ikinci katında hep iyi şeyler konuşuyoruz.
Daha çok trendleri, daha çok başarı öykülerini, daha çok hepimizin yüreğini ferahlatacak konuları...
Sokaklar da bizim modumuzda sanki...
Yani siyasetsiz, kravatsız... Daha samimi, “mış gibi” yapmayan, ciddiyetten kendini kasan travmatik durumlardan çok farklı...
Hatta hipnotik...
Yani sedetif etki yapacak kadar bizleri sakinleştirecek, ruhumuzu dinginleştirecek bir gece...
Hoşuma giden; kimin nereden geldiğine bakmadan, kimin kökenin ne olduğunu sorgulamadan, kimin hangi partiye oy verdiğini sormadan, kimin hangi dünya görüşüne ait olduğunu fark etmeden, kimin hangi mezhebe üye olduğunu anlamadan...
Birlikte olma, birlikte eğlenebilme, birlikte yeni başlangıçlar yapabilme gücünde...
Alaçatı’da siyaset yoktu, ama siyasetçilerin görmesi, anlaması gereken bir fotoğraf vardı.
Olması gereken Türkiye oydu...

Haberin Devamı

Kendi tarzını ortaya koymak

YİNE Alaçatı’dan, Çeşme’den devam edelim.
Tam meydanda, tam gece yarısına birkaç dakika kala...
Luxus çalıyor.
Grubun ismi Latincede “ışıklar” anlamına geliyor.
Biraz aykırı, biraz laf dinlemeyen, biraz eğlenceli, biraz arabesk, biraz deli dolu...
Hayat gibi...
Yaşamın gerçekleri gibi, ruhumuz gibi...
Bir gün öyle, bir gün böyle katlığımız gibi...
Bazen balans gerektiren, bazen de tolerans göstermemiz gereken anlar gibi...
hani sakız gibi uzayan, çalgıcının artık ne çalacağını şaşırıp kendini upuzun doğaçlamalara verdiği, eski usül sokak düğünlerindeki kendinden geçmiş hissiyatta çalıyorlar.
Bazen rock, bazen jazz, bazen pop, bazen arabesk...
Ama hep kendi tarzlarında...
Siz de öyle yapın; roller aynı olsa da koltuklar tanıdık olsa da...
Siz yine kendi tarzınızı ortaya koyun...

Haberin Devamı

Bir de şöyle bakın

DÜN bir tanıdığımızın cenazesinde, ayak üstü sohbet ederken, beni görenler sabahın erken saatlerinde Adliye’ye giden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun durumunu sordu. Kocaoğlu, savcılığın isteği doğrultusunda ifade verdi ve akşam üstü de ayrıldı. Kocaoğlu’nun ifade vermesi bence iyi oldu. Çünkü, Paris’ten apar topar dönen ve ilk açıklamasını da, “Bütün dosyalar benim bilgim dahilinde imzalandı. Bir şey varsa benim de görüşlerim alınmalı” şeklinde yapmıştı. Sürecin ilerlemesi, iddianamenin hazırlanması açısından Kocaoğlu’nun bilgisine ihtiyaç vardı. O yüzden ben bu durumu negatif değil, pozitif algılayanlardanım.
Mayıs başında bu yana bazı bürokratlar cezaevinde bulunuyor. Türkiye’de adalet geç işliyor, tutukluluk süreleri vicdanları kanatıyor. Dilerim, bu dosya tamamlanır, sonuç da bir an önce alınır.

Yazarın Tüm Yazıları