Bunlar da bizimkiler

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Bir bu eksikti... Şimdi de başımıza ‘‘boat people’’ hikâyesi çıktı.

Boat people kavramı, biliyorsunuz ‘‘Vietnam Savaşı’’nın ürünüydü:

Önce Fransızlar'ın sonra da Amerikalılar'ın Vietnam'da yenilgiye uğramaları üzerine, canını bulabildiği ilk tekneye atan yüz binlerce Vietnamlı, başka ülkelere ulaşmak umuduyla denize açıldı.

Bugün PKK eliyle İtalya'ya götürülen Kürt kökenli vatandaşlarımızla Kuzey Iraklı Kürtler yüzünden kıyameti kopartan Batılılar -özellikle İtalyanlar- o zaman da var idiler.

Vardılar ama on binlerce Vietnamlı açık denizlerde korsanlar tarafından soyulur, ırzlarına geçilirken ve sonra da öldürülüp denize atılırken hiç ses çıkarmadılar. Çünkü bu insanların yaşamalarının veya ölüp gitmelerinin onların ekonomik çıkarlarını ilgilendiren bir tarafı yoktu. O yüzden şimdi baş tacı ettikleri ‘‘insani değerler’’ de akıllarına gelmedi.

Hong Kong'a sığınan ‘‘boat people’’ kalıntısı 14 bin Vietnamlı'ya İngilizler'in birkaç sene önce yaptığını unuttunuz mu?

Canlarını güç bela oraya atıp bir lokma ekmek parasını kazanmaya başlamış bu insanları İngilizler Hong Kong'dan, kerpetenle söker gibi koparıp, Komünist Vietnam'a iade etmekte de sakınca görmediler.

Yalnız bu olaylarla şimdi Türkiye'den kaçan -yahut kaçırılan- kişilerin olaylarını karşılaştırınca göze çarpan çok önemli bir fark var:

Demir Perde'nin yıkılması üzerine Arnavutluk'tan, Doğu Almanya'dan veya Macaristan’dan yahut -eski adıyla- Çekoslovakya'dan kaçıp Batı'ya sığınanlar bir baskı rejiminden kurtulabilmek için bu yola başvuruyorlardı. Vietnam'dan kaçanların da komünistlerle ilgili korkusu aynıydı.

Peki PKK eliyle İtalya'ya kaçırılanların böyle bir iddiada bulunmak için ellerinde ciddi bir neden var mı? Sorsun İtalyan'lar, var mı?

Türkiye açık bir ülke. Hiçbir Türk vatandaşının yabancı ülkelere gitmesini engelleyen -hukuk devleti kurallarına aykırı- hiçbir şey yok. Yani vergisini vermiş, yurtdışına çıkmasını engelleyen bir suç işlememiş herkes pasaportunu alır, istediği yere gider. Hatta İtalya'ya gitmek için böyle koyun ve inek vs. taşıyan kuru yük gemilerine binmeye de gerek yok. Alır biletini, biner bir yolcu gemisine, yola çıkar. Türkiye ona ‘‘Nereye gidiyorsun? Niçin gidiyorsun?’’ diye de sormaz.

Demek ki bu gidenlerin kaçak sayılmalarının nedeni Türkiye değil, İtalya, Almanya vs.dir. Çünkü bu insanlar Türkiye'den çıkarken değil, o ülkelere girerken kaçak olmaktadırlar. Onun da nedeni, söz konusu ülkelerin koyduğu vize koşuludur.

O halde İtalya, Almanya ve öteki ülkeler bu olaylar yüzünden Türkiye ile kavga edeceklerine işbirliği yapmalıdırlar.

Nitekim 1970'li yılların başlarında özellikle Süryani diye bilinen bir kısım vatandaşlarımız, İsveç gibi aklı bir karış havada aydınları bol olan bir ülkeyi gözlerine kestirdiler. Türkiye'de hiçbir ayrımcılığa uğramadıkları halde gidip İsveç'te ‘‘Biz Hıristiyanız diye bizi eziyorlar’’ dediler. Onlar da ‘‘Türkler zaten böyledir’’ önyargısıyla, araştırmadan sormadan bu insanları yurtlarına kabul ettiler. Şimdi anladılar, ama iş işten geçti. Biraz bekleyin, İtalyanlar'ın da akıllandığını görürsünüz.



Yazarın Tüm Yazıları