×
Bugünün yiğidi olmak için yapılacak şey
Paylaş
ESKİDEN...
Ne askerden korkmak ayıptı, ne de düşünmek darbeyi...
Fötr şapkalar alınıp kaçılırdı...
Pek yadırganmazdı...
Herkes askerden icazet dilenirdi...
Fazla ayıplanmazdı...
Arkasına Amerika’yı almış askerden korkulurdu ve kimse korkana “Korkağın teki” demezdi...
Asker düdüğü çaldı mı oyun biterdi ve herkes alışkın bir edayla hazır ol vaziyetine geçerdi...
Genelkurmay’ın ışıkları geceleri kontrol edilirdi ve gazeteciler buna “Rutin haber çalışması” derlerdi...
Şimdi kalmadı bunların hiçbiri...
Konjonktür hazretleri darbeye “müsait” değil...
Amerika, kızarak köpürerek de olsa el mecbur Tayyip Erdoğan’ın arkasında... İran’ı vurmayı kafaya koymuş Batı, Türkiye’de macera istemiyor... Bu nedenle
gariban Rize Belediye Başkanı’nın İsrail’e kafa tutması bile sonuna kadar serbest...
Hırsından deliye dönen askerin eli kolu bağlı...
28 Şubat’ta askerin partisinden milletvekili olmak için sıraya girenler, şimdi kariyerlerini askere çakarak yapıyorlar...
Neredeyse askere çakmayana kız verilmeyecek... Dün herhangi bir astsubay hakkında bile haber yaparken kılı kırk yaranlar, bugün koca generaller için “Atın
şunları kodese” diye makale döktürüyorlar.
Dün Genelkurmay Başkanı’nın ismi ya da görüntüsü karşısında bile hazır ola geçenler, bugün Genelkurmay Başkanı’nı istifaya çağırıyorlar.
Eski Genelkurmay Başkanları da duruma alıştılar...
Herhangi bir davette karşılaştıkları savcıya “Beni almaya mı geldin?” diye soruyorlar... Sonra da kahkahalar havada uçuşuyor...
* * *
İşte böyle bir ortamda...
Memleketin Başbakanı’nın yiğitlik eşiği, “Bırakıp da gitmemek” olamaz...
Bırakıp da gitmemek, bugün için kahramanlık falan değil...
Böyle bir ortamda...
Memleketin Başbakanı, kendi yiğitliğinin kıyaslamasını, “geçmişte fötr şapkasını alıp da kaçanlar” üzerinden yapmaz, yapamaz...
Fötr şapkasını alıp da kaçanlar zamanında Türk Hava Kuvvetleri’ne ait jetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üzerinden uçurulurdu...
O zamanlar Amerika, “Kim galipse onun yanındayız” anlayışıyla Türkiye’ye bakardı...
Yani demem o ki...
Eğer Tayyip Erdoğan, “zamanımızın bir kahramanı” olmak istiyorsa, çıtayı biraz daha yükseğe koymak zorundadır...
* * *
Eskiden...
Yani herkesin askerden titrediği günlerde...
“Bırakıp gitmemek” yiğitlik için yeter şarttı...
Fötr şapkayı alıp da kaçılmadı mı, kahraman olunurdu...
Bugün ise...
“İlker Paşa ile konuştum... Tam bir uyum içindeyiz... Darbe planı yapanlara gereğini yap dedim... Sanırım yapacak...” falan türü sözleri sarf ettikten
sonra...
İstediğiniz kadar “Bırakıp da gitmem... Ben fötr şapkalarını alıp kaçanlara benzemem...” deyin...
Bir anlamı yoktur...
Çünkü çıta, bunun çok ama çok üstündedir...
Sevdim bu bakanı
BU sefer Kemal Kılıçdaroğlu haksız... Ya da şöyle söyleyeyim:
Bu sefer Kemal Kılıçdaroğlu, muhatabından okkalı bir yanıt alarak mahcup oldu...
Kendisinden hiç beklemezdim ama Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, öyle bir yanıt vermiş ki Kılıçdaroğlu’na...
“Budur... İşte budur” dedim...
Efendim, olay şu:
Kemal Kılıçdaroğlu memleketin bir köşesinde konuşurken, “Unakıtan’dan sonra göreve gelen bir bakan var: İngiliz Mehmet... İngiliz Mehmet’in kız kardeşi de yeşil kartlı... Peki biz sormayacak mıyız İngiliz Mehmet’e, ‘bu ne tablo’ demeyecek miyiz?” diye bir suçlama atmış ortaya...
Gözler kısılıp bakılmış Mehmet Şimşek’e... O da ne?
Maliye Bakanı’ndan acayip şık bir yanıt:
“İngiliz Mehmet değilim ben... Batman’ın Gercüş İlçesi Arıca Köyü doğumlu, Hasan oğlu Mehmet Şimşek’im... Benim ablam, yıllar önce eşini kaybetmiş, halen kızının yanında Batman’da yaşayan ve yaşlılık maaşı dışında bir geliri olmayan 68 yaşında bir Türk vatandaşıdır. Bir bakanın kız kardeşi de yeşil karta muhtaç düzeyde fakir olabilir. Bizde Bakan olunca akrabalar zengin olmaz”.
İşte budur...
Demek ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında acze düşmek, doğa kuralı değilmiş...
Ortada gocunacak bir şey yoksa, çıkıp aslan gibi yanıtınızı verip, Kılıçdaroğlu’nu mahcup edebilirmişsiniz...
Paylaş
