Bucalı futbolcuların yerinde olmak isterdim neden mi?

BUCALI futbolcular sezon başında 20 milyon dolarlık bir maç oynayacaklarını düşünmüşler miydi?

Haberin Devamı

Zannetmiyorum.
Gerçek olan şu ki...
Son bir 90 dakika var ve Bucaspor, Kayseri Erciyesspor’u yenmek zorunda.
Süper Lig anahtarını aldığı gün takımın kasasına 10 milyon dolar nakit girecek; sonra da maç gelirleri, İddaa, sponsorluklar sayesinde bu rakam minimum 20 milyon doları bulacak.
En az diyorum, çünkü bundan sonrası Bucalı yöneticilerin becerisine bağlı.
Elbette, bu Bucaspor’u ilgilendiren kısmı...
Bir de kentle ilgili kısmı var.
Çünkü burası beni daha çok ilgilendiriyor.
Yıllardır sporun itici güç olduğunu yazıp çiziyorum.
Buna yürekten inanıyorum.
Ve kentin fikir önderlerinin de artık spora sahip çıkmalarını istiyorum.
Kulüp yönetimleri çoğu zaman başkanların sırtına kalıyor. Bana göre bu büyük bir haksızlık. İzmir Gücü Spor Vakfı’nın kuruluşunu o dönemde çok desteklemiştim.
Ne yazık ki, bir türlü doğru ve sağlıklı organizasyon kurulamadı.
Ama yaşananlar ne olursa olsun başlangıçtaki misyonu değiştirmemeli.
Yeni sezonda belki farklı ve güçlü bir yönetimle İzmir Gücü Spor Vakfı kulüplerimize gelir getirecek bir organizasyon haline dönüştürülmeli.
Tekrar dönelim Buca’ya...
Bu 90 dakika herhalde çok uzun yıllar unutulmayacaktır.
Bir de mutlu son gelirse...
Üç büyükler İzmir’e gelecek, gelirken binlerce taraftar getirecek.
Süper Lig’de en az İstanbul takımları kadar Anadolu kulüpleri artık lige asılıyorlar.
Bursa’nın, Kayseri’nin de içinde bulunduğu bir yarışa İzmir kulüpleri de katılacak.
Play Off’ta ikinci bir İzmir takımı gelirse o zaman görün şenliği...
Ama bu hayalin gerçeğe dönüşmesi için önce bu 90 dakikayı kazasız atlatmamız gerekir.
Zor biliyorum.
Ama şahsen Bucalı futbolcuların yerinde olmak isterdim.
Her zamankinden daha fazla maça konsantre olur, sadece sonuca odaklanırdım.
Maçın sonrasında şampiyonluk turu atmanın hayalini kurardım.
Şampiyonluk kupasından şampanya içmenin keyfini hissederdim.
Kimse endişelenmesin.
Buca, dönüşü olmayan bir Süper Lig yoluna girmiştir.
Yenin ve İzmir’e bir zafer kazandırın.

BALEV’i örnek gösteriyorum

Haberin Devamı

BEN Bornova Anadolu Lisesi mezunu değilim.
Ama BAL’ı büyük bir dikkatle ve imrenerek izliyorum.
Neden mi?
Çünkü BAL, öğrencilerine de mezunlarına da sahip çıkıyor.
Mezunları okullarını unutmadıklarını her seferinde hatırlatıyorlar.
Geçmişin hatırına geleceğe sahip çıkıyorlar.
Karşılık beklemeden, “deniz yıldızı” öyküsünde olduğu gibi hayaller kurdurarak...
Bu o kadar önemli ki...
Mezunlar tarafından kurulan Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı (BALEV), her yıl farklı bir projeyle karşımıza çıkıyor.
Bu yıl da Öğrenci Konukevi yapıyorlar.
BAL’dan mezun olan çok arkadaşım, dostum var.
Onların anıları da benim mezun olduğum okulların öykülerine çok benzer.
Dar imkanlarla, ama zengin gönül birliktelikleriyle kurulan dünyalar...
BALEV’i vakıf kurmak, mezun derneklerini harekete geçirmek isteyen okullara örnek gösteriyorum.

Haberin Devamı

Desteklediğim bir proje “Sağlığına pedal çevir”

KONAK’ın gündüz nüfusuyla gece nüfusu çok farklı...
Çünkü, İzmirliler genellikle kentin merkezi olan Alsancak, Basmane, Çankaya üçgeninde hayatlarını geçiriyorlar.
O yüzden Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın işi hem kolay, hem zor...
Ama bir şey yapmak istiyorsanız, kentin siluetini değiştirmek arzusundaysanız da bunu Konak’ta yapmanız gerekiyor.
O yüzden...
Tıpkı Amsterdam’daki, Floransa’daki, Brüksel’deki ve birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi bisikletin daha fazla yaygınlaşmasını istiyorum.
Düşünün... Binlerce genç bisikletleriyle Alsancak sokaklarında...
Bu konuyu çok sık yazıyorum ve destekliyorum.
Nitekim, Konak Belediyesi’nin böyle bir çalışması da var.
Projenin ismi “sağlığına pedal çevir...”
Benim önerim bu projenin devam etmesi...
Ve daha önce yazdığım gibi Fransa ve İtalya’da çok yaygın olarak kullanılan bisiklet garajlarının yapılması.
Alsancak’ın böyle daha güzel olacağını düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları