Bu oyunda ustaların ruhu var

Güncelleme Tarihi:

Bu oyunda ustaların ruhu var
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2012 00:00

İlk kez Engin Cezzar ve Gülriz Sururi’nin başrol oynadığı, Haldun Taner’in unutulmaz klasiği “Keşanlı Ali Destanı”, Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından yeniden sahneleniyor. Bu kez Keşanlı Ali’yi Yavuz Bingöl, Zilha’yı da Songül Öden canlandırıyor.

Haberin Devamı

Songül Hanım, bir yandan “Keşanlı Ali Destanı”, diğer yandan Umutsuz Ev Kadınları... Bu tempoya nasıl dayanıyorsunuz?

Songül Öden: İkisi de iyi gidiyor, çok severek oynuyorum. 2012 benim için çok şanslı bir sene oldu. Çünkü her zaman canlandırdığımız karakterleri bu kadar sevemeyebiliyoruz. Hem dizi hem de oyun bana çok iyi geldi. Özellikle provalar dönemindeki koşuşturma beni çok yordu, biraz da kilo kaybettirdi. Onun dışında sevdiğim bir işi yaptığım için çok da mızmızlanmıyorum.

Oyun senaryosunu okurken, Zilha karakterinin sizi en çok etkileyen yönü ne oldu?

Songül Öden: Çok dürüst ve çok direkt konuşan biri. O huyu biraz bana benziyor, ben de çok direkt konuşurum. Tabii bunun avantaj ve dezavantajlarını da görürüm. Avantajı, gerçek dostlar edinmem oldu. Her şeyi direkt söyleyen, kalbiyle hareket eden ve hayattaki beklentileri çok manaya dönük bir karakter Zilha. Ben okulda da Zilha karakterini çok severdim. Onun o hırçınlığı, deli fişek oluşu hep hoşuma giderdi. Oynamak istediğim bir roldü.

Zilha hayattan neler bekliyor?

Songül Öden: Çok büyük beklentileri yok. Bir evi olsun istiyor. Sevdiği adamla birlikte olsun, ömrünü onunla geçirsin, çocukları olsun... Çok temel, insani beklentiler. Ben de o yönlerini seviyorum.

Peki, Yavuz Bey’le oynamak nasıl?

Songül Öden: Yavuz, çok disiplinli bir adam. Tiyatro disiplin gerektiriyor, o da hem müzisyen olduğu hem de konservatuvar eğitimi aldığı için olsa gerek çok disiplinli. Hiçbir şeyi sulandırmıyor, çok dozunda oynuyor ve partnerlerine çok saygılı. Çok iyiymiş Yavuz’la çalışmak.

“KEŞANLI ROLÜNE OTURMADI” DEDİLER

Yönetmeniniz Ahmet Mümtaz Taylan, oyunu farklı bir biçimde yorumlamış. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Songül Öden: Bu çok normal. “Hamlet” de dünya üstünde defalarca kez farklı sahnelenmiştir. Bu, bir yönetmen için olmazsa olmaz. Neticede Haldun Taner’in yazılmış bir metni var ama Ahmet Mümtaz’ın da kendi yeteneğini, bakış açısını ortaya koyup farklı bir pencereden bakması kaçınılmaz. Zaten çok da iyi bir rejisör. Epik tiyatroyu çok iyi anlayan rejisörlerden biri bence.

Oyun hakkında hep olumlu yazılar çıktı, olumsuz bir eleştiri kulağınıza geldi mi hiç?

Songül Öden: Ukalalık etmiş olmayayım ama duymadım. Genel olarak övgü var. Bizim işte eleştiri olmazsa olmaz. “Keşanlı Ali Destanı”, hak ettiğini ve emeğinin karşılığını almış bir oyundur bence.

Yavuz Bingöl: Genelde çok beğenildi ama Ahmet Mümtaz’ın oyunu ortaya koyuş şekliyle ve Keşanlı Ali’yi benim canlandırmamla ilgili birkaç olumsuz eleştiri oldu. İkinci perdeye ilişkin bir şeyler yazılmıştı. Bir de benim şive ve dil olarak Keşanlı rolüne çok oturmadığım yazılmıştı. Ama oyunumuz çok ciddi bir seyirci sayısına ulaştı.

BEN BİR KELİMEYİ UNUTTUM YAVUZ NE DİYECEĞİNİ ŞAŞIRDI

Yavuz Bey, siz Songül Hanım’la çalışmaktan memnun musunuz?

Yavuz Bingöl: Songül, çok disiplinli. Yaptığı işi ciddiye alıyor, özen gösteriyor. Çok da iyi bir oyuncu. Onun kadar yetenekli ve iyi bir oyuncuyla Türkiye’nin çok önemli bir oyununu oynamak benim açımdan büyük şans.

Sizin Keşanlı Ali’de sevdiğiniz noktalar neler?

Yavuz Bingöl: Ben Keşanlı’nın da Zilha gibi iyi bir yanının olduğunu düşünerek oynamaya çalışıyorum. Evet, bir yalanın, bir çarkın içine girmiş ama kendince bir vicdanı ve kalbi olan, Zilha’ya karşı büyük aşk besleyen bir adam.

“Keşanlı Ali Destanı”nı ilk sahneye koyduğunuzdan bu yana, sizde ne gibi değişiklikler oldu?

Songül Öden: Daha rahatladık. Bunu bir bebeğe bakmak gibi düşünün. İlk doğduğunda annesi nasıl tutacağını bilemez, nasıl emzireceğini bilemez. Oynadıkça, emek verdikçe ve seyirciyle buluştukça rahatlıyorsunuz.

Yavuz Bingöl: Beyin çok ilginç bir mekanizma. Mesela bir 10 gün ara veriyoruz, sonrasında “Yaa replikleri unuttum galiba” diyorsunuz ama sahneye çıktığınızda replikler hemen aklınıza geliyor.

Hiç replikleri unuttuğunuz oldu mu?

Songül Öden: Verelim mi sırlarımızı? Herkesin kendine göre bir ezber taktiği vardır. Yavuz da çok tatlı, şöyle bir ezber tekniği geliştirmiş: Herkesin laflarını biliyor. Fakat kumdan kale gibi düşününün, karşıdaki küçük bir replik unuttu mu, gidiyor! Bir kez ben bir kelimeyi unuttum, Yavuz’un gözünde “Ben ne diyecektim?”i gördüm. (Gülüyor)

Yavuz Bingöl: Partnerlerimin sözlerini aklımda tutuyorum. Ben tiyatrocu değilim, doğal olarak bu işe başlarken bir iki üstada sormuştum, onlar da bana bu tekniği öğretti. Biraz takıldığım oluyordu ama bu son oyunda toparladım.

MAYIS AYINDA AVRUPA TURNESİNE ÇIKIYORUZ

Oyuncu arkadaşlarınızla aranız nasıl?

Songül Öden: Çok değerli bir ekiple çalışıyoruz. Sadri Alışık Akademi’nin çocukları var. Hem çok terbiyeliler hem de usta-çırak ilişkisini çok güzel çözmüşler. Kulis adapları çok güzel. Aksesuvarlarla, kostümlerle de ilgileniyorlar. Bir de çok çok değer verdiğimiz Kayhan Yıldızoğlu var. Hem kişiliği hem de sohbeti ve enerjisiyle muhteşem bir adam. Tuba Ünsal da dünya tatlısı ve çok yetenekli bir arkadaşımız. Mustafa, Şinasi, Kerem Alışık, hepsi oyunu çok daha lezzetli bir hale getiriyor...

Turneleriniz olacak mı?

Yavuz Bingöl: Mayısın sonunda Avrupa turnemiz var. Yedi-sekiz ülke gezeceğiz.

Songül Öden: Şubat ayında İzmir ve Ankara’ya gideceğiz. İstanbul’da oynamaya devam edeceğiz. Bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim; oyunumuz ilk yapılanına bir saygı duruşudur. Oyunumuzun içinde Engin Cezzar, Gülriz Sururi ve o işe emek veren bütün ustaların ruhu da var.
Yavuz Bingöl: Oyundan en geç onlar çıkıyor, toparlıyorlar ortalığı.

Haberin Devamı

YILLARCA AYNI KARAKTERLERİ OYNADIM

Yavuz Bey, “Kurtuluş Son Durak” filmindeki performansınız, sinema eleştirmenleri tarafından çok beğenildi...

Yavuz Bingöl: Yıllarca hep aynı karakterleri, birbirine çok benzeyen rolleri oynadım. Filmdeki rolüm ise çok farklı. O biraz kendi yarattığım bir karakter oldu. Senaryo geldiği zaman saç şeklimi, tipimi değiştirdim. Daha çok Ahmet Mümtaz’la sahnem var, onunla birlikte besledik karakterleri. Bugüne kadar oynadığım en farklı karakter oldu. Onu canlandırmak, düşünüp yeni şeyler katmak çok hoşuma gitti açıkçası. Karakter biraz zengin çıktı, o yüzden eleştirmenler de beğenmiş olabilir.

Haberin Devamı

SANAT AŞKINA DÜŞÜRDÜ BENİ

Songül Hanım, oyunun provaları sırasında Yavuz Bey sizi düşürdü. Nasıl oldu o olay?     

Songül Öden: Keşanlı Ali topal ya, Yavuz da o gün denemek için ayakkabısının tekinin topuğunu çıkarmış. Deli! O gün beni ilk defa kucağına alıyordu. Deneme yaparken neye uğradığımızı şaşırdık. Sanat aşkına düşürdü beni! O da bize nazarlık olsun.

Yavuz Bingöl: Bayağı ciddi düştük. Ben altta kaldım, o da dizini vurdu.

Bu oyunda ustaların ruhu var
İŞTE BÖYLE DÜŞTÜK

Songül Öden ve Yavuz Bingöl, provalar sırasında yere düştükleri anı bizim için yeniden canlandırdı. Tabii bu kez yara almadan... 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!