Bu mu Yayıncılık Dehası?

Güncelleme Tarihi:

Bu mu Yayıncılık Dehası
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2009 20:14

Haberin Devamı

“Üç şeyden emindim. Birincisi Edward bir vampirdi. İkincisi, ne kadar baskın olduğunu bilemesem de onun bu vampir yanı kanıma susamıştı. Üçünücü ise, koşulsuz bir şekilde ona aşık olmuştum.”

Bunlar Stephenie Meyer’in Yeni Ay adlı romanından.

Eğer yeni moda vampir trenine binmediyseniz, Meyer sizin için çok bir şey ifade etmez.

Benim için de durum böyleydi,

Ancak şunu belirtelim,

Popüler olan herşeye düşmanca yaklaşıp, pejoratif anlamlar yüklemenin anlamsız olduğuna inandım, bugün de inanırım.

Popüler bir işi küçümsemek yerine üzerine gidip anlamaya çalışırım.

Meyer’ın kitapları 85 milyondan fazla satmış,

Yurtdışında kimsenin vakit ayırıp okumadığı, ama her ne hikmetse kapakları Türkiye için ayrı bir önem taşıyan TIME, (Atatürk’ü Mustapha Kemal Pasha olarak kapak yaptığında bazıları burada pek bir sevinmişti) , Meyer’i yeniçağın yayıncılık fenomeni ilan etmiş.

Haberin Devamı

Etkilenecek olan varsa buyursun etkilensin diye yazıyorum.

Kısa bir araştırma yaptım ve olayın çıkış noktasının ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Meyer yaklaşık 3 sene önce bir rüyasında genç bir kız ve yakışıklı bir vampir görmüş.

Ve romanın dilemmasını oluşturan olayı,

Yani vampirin hem kıza aşık olup hem de onun kanına susamış olmasını...

Bu kadar mı?

Değil,

Meyer kızkardeşi ısrar etmeseymiş yazdığı romanları yayınevlerine de göndermeyecekmiş.

Ben size söyleyeyim, bunlar kuyruklu palavra,

Her Türkiye güzelinin, her şarkıcının, annesinin ya da yakın çevresinin zoruyla yarışmalara, elemelere girip, istemem yan cebime koy triplerinin aynısı...

Halbuki senelerdir dolaşmadığı kapı, gitmediği yapımcı, menajer, ajansçı vs kalmamıştır.

Neyse, konuyu dağıtmayalım.

Yeni Ay hakkında yaz aylarında birkaç gazete haberi okumuştum;

İlki, basına sızan ‘cüretkar’ sahnelerin (o ne demekse) çok fazla konuşulmaya başlayıp olay olması üzerine, yapımcıların bu sahnelerin tümünü montajda kaldırmasıydı..

İlk dikkatimi çeken bu oldu.

Ama bu sahnelerin kaldırılması dahi birilerini tatmin etmemiş olacak,

Haberin Devamı

İkinci haber Vatikan’dan geldi,

İtalyan Katolik Kilisesi, Yeni Ay filminin ahlaki değerlere zarar verdiğini, sapkınca mesajlar içerdiğini açıkladı.

İtiraf edeyim, Meyer’in romanlarının hiçbirini okumadım,

Yalnızca son filmi Yeni Ay’ı görmeye gittim.

Filmin ana karakteri Edward öyle bir vampir ki, ne diğerleri gibi genç kızlara zarar veriyor, ne kanlarını emiyor ne de aklından bir kötülük geçiyor.

Resmen kendini beden terbiyesine, nefsine hakim olma sanatına adamış.

İyi güzel de, ben bu vampiri görünce acaba şimdi naapacak diye koltuğa yapışıp nefesimi tutmuyorum, bu karakter bana heyecan vermek şöyle dursun içimi bayıyor.

Gene Rome&Juliet’lerden dem vurup Shakespeare parçalamasın diye dua ediyorum.

Haberin Devamı

Gerçeğe uyarlarsanız böyle ‘iyi’ bir vampir daha katlanılabilir ama üzerine Pollyanna sosu dökülmüş düşünceli vampir bozması fikri bana son derece saçma, karakter de silik geldi.

Bana göre en çarpıcı sahne, filmin başındaki partide 18 yaşındaki Bella’nın kazara elini kesip kanatması üzerine oto-kontrolü olmayan bir vampirin kızın üzerine saldırmasıydı.

Filmde kendini kızdan uzak tutan bir oğlanın kendine ve kıza çektirdiği acılar,

Ayrı dünyalardan iki insanın beraberliklerinin imkansızlığı üzerinden izleyenleri kahretmeye çalışıyor.

Yani Yeşilçam’dan tutun da, Bollywood filmlerine kadar aynı terane,

Ha Ali Veli, ha Veli Ali,

Sen edebiyat katilisin, koskoca bir gençlik fenomen bu kadar basite indirgenir mi demeyin.

Haberin Devamı

Bal gibi de indirgenir,

Bu yapılan da öyle fenomen falan değil, ikinci sınıf, sıradan bir öykünün büyük bütçelerle filme uyarlamasıdır.

“Genç ergenlerin hassas yüreklerine dokunarak küpümüzü nasıl doldururuz” adlı sempozyumu görmek isteyenler biletlerini şimdiden ayırsın...

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!