Bu minerallere ihtiyacınız var

Güncelleme Tarihi:

Bu minerallere ihtiyacınız var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2003 00:00

Doğanın mükemmel bir parçası olan insan vücudu kimyasal dengesini kendi içinde ve olağanüstü bir düzende sürdürür. Bu denge, vücutta farklı minerallerin düzeylerine ve bu minerallerin diğerine oranına dayanır. Vücutta her bir mineralin önemli pek çok görevi ve diğeri üzerine etkisi var. Birinin dengesi bozulursa diğerlerinin seviyesi de etkilenir. Bu dengesizlik süratle düzeltilemezse hastalığa kadar giden zincirleme pek çok reaksiyon başlar.Mineraller vücut sıvılarınızın, kan ve kemiklerinizin oluşumunda, sağlıklı sinir fonksiyonlarınızın devamı, kalp-damar sistemi kaslarınız da dahil olmak üzere kas gücünüzün düzenlenmesinde görev alan çok önemli yapı taşlarıdır. Vitaminler gibi mineraller de vücut fonksiyonlarının ve biyokimyasal reaksiyonların pek çoğunu kolaylaştıran yardımcı elementlerdir. Bedenimizin enerji üretimi, büyüme ve gelişme gibi çok önemli fonksiyonlarında görev alırlar. Ancak mineraller, vitaminlerin aksine inorganik maddelerdir ve vücut tarafından metabolize edilemezler.MİNERALLER NEDİR?Mineraller doğal elementlerdir. Mineral tuzları taş ve kaya parçalarının yıpranması ile milyonlarca yıl süren bir evrim içinde toz ve kum haline gelerek toprağa karışır, bitkilere geçer. Bu bitkilerle ve bunları yiyen hayvanlar aracılığıyla da bedeninize ulaşırlar. İki ana gruba ayrılırlar: Vücudumuzda yüksek miktarda bulunan mineraller ve çok düşük miktarda etkili olanlar. Yüksek miktarda bulunanlar kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum ve fosfordur. Çok düşük miktarda etkili olanlar ise bor, bromür, bakır, germanyum, iyot, demir, manganez, molibden, selenyum, silikon, sülfür, vanadyum ve çinko gibi elementlerdir.Mineraller en çok kemik ve kas dokusunda depolandığından, aşırı miktarlarda alınırlarsa mineral toksisitesi (zehirlenmesi-yüklenmesi) olabilir. Ancak bu nadir olarak görülür. Sadece uzun süre ve çok fazla miktarlarda alınırsa toksik seviyeler meydana gelebilir.ONLARI ÖNEMSEYİNBedeniniz hiçbir minerali üretemez. Bu nedenle onları su ve besinlerle almak zorundasınız. Mineraller alınır alınmaz hücrelere ulaşır. Bazı mineraller depolanır, idrar ve terle kaybettiklerinizin yerine geçmek üzere rezerve edilir. Eğer mineralleri kaybettiğiniz hızla yerine koyamazsanız demir eksikliği kansızlığı veya kemik kırılganlığı artışı (osteoporoz) gibi hastalıklara yakalanma riskiniz artar. Mineraller vücuda girdikten sonra diğer minerallerle yarışmaya girerek birbirlerinin emilimini etkileyebilir. Etkileşim olmaması için daima dengeli miktarlarda almalısınız. Minerallerin emilimi posa tüketiminden de etkilenir, fazla posa minerallerin emilimlerini azaltır. Bu nedenle posa ve mineralleri farklı zamanlarda tüketmelisiniz. Sağlıklı yaşam için gereken mineral miktarlarını tek başına besinlerle almanız imkansız değil ama güç olabilir. Mineral destekleri vücudunuzun gereksinimi olan tüm mineralleri almanıza yardımcı olur. Bunlar genellikle multimineral şeklindedir ama her bir minerali tek başına tamamlayıcı formda da almanız daha doğrudur.KALSİYUM BAŞ AKTÖRDÜRKalsiyum sağlıklı kemik, diş ve dişetleri oluşumu için çok önemlidir. Kalp-damar hastalıklarını önlemede, kalp ritim düzeninin devamında, kas gelişiminde çok değerli işlevler üstlenir. Kan basıncınızı düşürebilir, kanseri önlemede, vücudunuza enerji sağlamada etkili olabilir. Kadın atletler ve menopoz dönemindeki kadınlar östrojen seviyeleri düştüğünden daha fazla kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. Çok fazla egzersiz kalsiyum alımını engeller, orta derecede egzersiz arttırır. Et, hububat, fosfordan zengin ve alkolsüz içeceklerden oluşan bir diyetle alkollü içecekler, kahve, aşırı tuz ve/veya işlenmiş un, karışık ve düzensiz beslenme de vücuttan kalsiyum kaybına yol açar. Kalsiyum yetersizliğinde; eklem ağrıları, tırnaklarda kırılma, kan kolesterolünde artış, hipertansiyon, kalp çarpıntısı, sinirlilik, kramplar, diş çürümeleri, dikkat bozukluğu, depresyon veya hiperaktivite görülür.Kalsiyum; süt ve süt ürünlerinde, deniz ürünlerinde, yeşil yapraklı sebzelerde bol bol bulunur. Badem, kuşkonmaz, brokoli, bira mayası, lahana, peynir, incir, keçi sütü, yulaf, susam, soya fasulyesi, şalgam, yoğurt da kalsiyumdan zengindir. Kalsiyum desteklerini gün içinde bölünmüş ufak dozlarda ve yatmadan önce aldığınızda en etkili emilim sağlarsınız, tek yüksek doz olarak aldığınızda daha az etkili olur. Uykudan önce alınması daha iyidir, çünkü uykuya yardımcı olur. Eğer kalp problemi ve hipertansiyonunuz varsa kullandığınız kalsiyum, kanal blokeri ilaçlarla etkileşebilir. Ayrıca kalsiyum böbrek taşı ve böbrek hastalığı olan kişilerce rasgele kullanılmamalıdır. Kalsiyum menopoz sonrası dönemde kadınların, osteoporozu önlemek için düzenli kullanmaları gereken bir mineraldir. BAKIR CİLDİNİZİ GENÇ TUTAR Kemiklerinizin ve cildinizin dokusunu oluşturan esas proteinlerden biri olan kollajenin oluşumu için gerekli bir mineral. Enerji üretiminde, saç ve cilt renginde, tat duyusu hassasiyetinde etkili. Sağlıklı bir cilt için C vitamini ve çinko ile birlikte bakırı da kullanarak yaşla birlikte oluşacak cilt kırışıklıklarının önüne geçebilirsiniz. Bakır yetersizliğinin erken bulgularından biri osteoporozdur. Aşırı alınırsa toksisite görülebilir; depresyon, bulantı-kusma, sinirlilik, eklem ve kas ağrıları olur. Badem, kabuklu yemişler, kuru üzüm, avokado, pancar, fasulye, brokoli, sarmısak, mercimek, yulaf, mantar, turunçgiller, deniz ürünleri, somon, yeşil yapraklı sebzeler ve turp bakırdan zengindir. C vitamini veya çinkoyu fazla alırsanız bakır seviyeniz azalır ya da bunun tam tersi bir durum da görülebilir. Ek destek olarak bakır kullanımına pek ihtiyaç duyulmaz. Genellikle multimineral kombinasyonlarında düşük miktarlarda bakır bulunur.İYOT EKSİKLİĞİ GUATRA YOL AÇIYOR Vücut için sadece eser miktarlarda gerekli olan bu mineral, aşırı yağı metabolize etmede yardımcı olur. Guatrı önlemede en önemli mineraldir. Yetersizliği zeka geriliğiyle sonuçlanabilir. İyot eksikliğinin yorgunluk, meme kanseri ve kilo alımıyla da ilişkisi olduğu bulunmuştur. Aşırı miktarda iyot alımı ise, ağızda acı ve metalik bir tat, ishal ve kusma gibi şikayetlere yol açar. İyottan zengin gıdalar arasında iyotlu tuz, deniz ürünleri, tuzlu su balığı ve yenebilen bazı deniz yosunları sayılabilir. Ayrıca kuşkonmaz, ıspanak, kabak, sarmısak, soya fasulyesi, şalgam gibi gıdalar da iyot içerir. Lahana, brüksel lahanası, karnabahar, şalgam büyük miktarda çiğ olarak yendiğinde tiroid bezinizin iyottan yararlanmasını engeller. Düzenli iyotlu tuz kullanımı ile iyot eksikliğine bağlı guatrın önüne geçebilirsiniz.KROM KAN ŞEKERİNİ DENGELER Kolesterol, yağ ve protein sentezi için hayati bir mineral olan krom, kan şekeri düzeyinizin sabit kalmasını sağlar. Böylece hem şeker hastalarında hem de hipoglisemisi (kan şekeri düşüklüğü) olanlarda faydalı olabilir. Toprağınızda, suyunuzda krom eksikliği varsa, işlenmiş un ve şekerden zengin bir şekilde besleniyorsanız kan şekeri seviyesinin normal düzeylerde bulunması tehlikeye girebilir. Kromu, 'chromium picolinate' ve 'chromium nicotinate' olarak adlandırılan formlarda aldığınızda daha iyi emilir. Osteoporozla savaşta ve yaşlanmayı geciktirmede de (anti-aging) etkili olduğu düşünülmektedir. Krom yetersizliğinde huzursuzluk, yorgunluk, şekere karşı tolerans bozukluğu, damar sertliği riskinde artış görülebilir. Aşırı alınırsa krom toksisitesi olabilir. Krom bira ve bira mayasında, işlenmemiş pirinç, et, peynirde, hububatlarda bulunur. Tavuk, mısır ve mısır yağı, süt ürünleri, yumurta, mantar ve patates de krom içerir. Bitkilerden meyan kökü, ısırgan otu, yulaf sapı, kızıl yonca, hint yerelması, civan perçemi kromdan zengindir. Şeker hastalığınız varsa, doktorunuza danışmadan krom destekleri kullanmayın. Ayrıca bazı kişilerde krom alımıyla cilt döküntüsü ve baş dönmeleri görülebilir. Bu durumda ilacı kesip doktorunuza danışmanızda fayda var. BOR KEMİKLERİN GİZLİ GÜCÜSağlıklı kemiklerin gizli gücü olan bu mineral beyin fonksiyonlarınızı geliştirerek uyanıklık sağlar. Özellikle yaşlılar günlük 2-3 mg'lık destek almalı. Bor yetersizliği D vitamini eksikliğini belirginleştirir. Bor desteklerinin kullanımı menopoz sonrası osteoporozu önlemede yardımcıdır. Bor elma, havuç, üzüm, armut gibi meyvelerde, kabuklu yemişlerde ve hububatlarda bulunur. DEMİR KAN YAPICIDIRKanda en yüksek miktarlarda bulunan mineraldir. Büyüme, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin devamı ve enerji üretimi için önemlidir. Demir yetersizliği, çoğunlukla alımındaki eksiklikle ilişkilidir. Ayrıca herhangi bir rahatsızlıktan dolayı bağırsaklarınızda kanama varsa, periyotlarınız çok fazla kan kaybıyla geçiyorsa, yetersiz ve dengesiz demir alıyorsunuz demektir. Fosfordan zengin bir diyet tüketiyorsanız, uzun süredir anti-asit kullanıyorsanız, aşırı çay ve kahve içiyorsanız demir eksikliği olabilir. Yoğun egzersiz de vücut demirini azaltır. Demir eksikliğinde kansızlık, saç kırılması ve dökülmesi, tırnakların kaşık şeklini alması, yutma güçlüğü, sindirim bozuklukları, yorgunluk, sinirlilik, sersemlik hissi, şişmanlık, zihinsel işlevlerde zayıflama olur. Demir vücutta depolandığından, aşırı almak problem yaratabilir. Demir yumurta, balık, et, karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler ve hububatlarda bulunur. Ayrıca badem, bira mayası, böbrek, mercimek, avokado, armut, şeftali, balkabağı, soya fasulyesi, pirinç, kuru üzüm, kuru erik gibi gıdalar da demirden zengindir. Bitkilerden papatya, rezene, çemen otu, meyan kökü, ısırgan otu, yulaf sapı, maydanoz, nane, kuşburnu ve buğday zengin demir kaynaklarıdır. Enfeksiyonu olanlar destek olarak demir almamalıdır, çünkü fazladan demir alımı vücutta bakterilerin çoğalmasını kolaylaştırır. Demir içeren multivitamin-multimineral ürünleri rasgele kullanmanız çok tehlikelidir. Ek demir desteğini mutlaka doktor tavsiyesiyle almalısınız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!