Bu kavgaya dur demeli

Güncelleme Tarihi:

Bu kavgaya dur demeli
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2007 00:00

BAŞKENT uzunca bir süredir her geçen gün sertleşen bir kavganın ortasında yer alıyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok arasındaki mücadele son yıllara damgasını vuran tartışmaların başında geliyor.

Her iki ismin başında bulunduğu belediyeler, birbirleriyle "fiziki mücadeleye" kadar varabilen gerginliklerin hiçbirisinde mutedil davranamıyorlar. İki belediye de hemen her gerginliği üst noktaya taşımaktan geri durmuyor.

Bu iki ismin "hizmet" mücadelesinin haritasını çıkarmak ve bu mücadele öncesindeki durumlarını görmek için tarihin sayfalarında çok da geriye gitmeye gerek yok.

Her iki belediye başkanının da göreve başladığı 13 yıl öncesine dönelim.

ORTAK HEDEF

Her iki isim de ilk görev yıllarında hedef tahtalarına içki satan mekanları koymuştu. Her iki belediye başkanının da bu tür iş yerlerine yönelik baskıları gazete sayfalarına manşet olmuştu. Her iki isim de şehir yönetimlerinde İslami unsurları ön plana çıkaran yaklaşımlarıyla kent tarihindeki yerlerini aldı.

Açıkçası Başkent’te kaç kişi bu iki ismin ideolojik, siyasi yaklaşımlarının birbirine ters olduğunu iddia edebilir?

Peki ne oldu da, şu anda aynı partide siyasi yaşamını sürdüren bu iki ismin yolları ayrıldı?

Aslına bakarsanız, geriye dönüp de 13 yıla baktığımızda iki siyasetçinin de kavgalarının "siyasi" olduğu gerçeğiyle yüzyüze geliyoruz.

Ancak gerginlik Altınok’un 2004 yerel seçimlerinden önce Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığını erkenden açıklamasıyla zirveye ulaştı. Altınok, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir programın ardından büyükşehir adaylığını açıklamıştı.

ERDOĞAN "GÖKÇEK" DEMİŞTİ

Ancak Erdoğan, adayların açıklanmasına kısa bir süre kala, Altınok’tan Keçiören’de devam etmesini isteyerek, tercihini Gökçek’ten yana kullandı.

Altınok ve Gökçek’in arasındaki mücadelenin bundan sonra da yumuşamayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Bu mücadelede kimin nereye aday gösterileceği, daha çok AKP’nin iç sorunu.

Ancak...

Bu iki ismin kavgasının Başkent’e verdiği zarar arttıkça, artık bu kavga birilerinin müdahil olması gereken bir hal alıyor. Belki Başbakan Erdoğan’ın bile.

Gün geçmiyor ki iki belediye başkanının mücadelesi bir su borusunun başında Çevik Kuvvet polisinin katılımıyla son anda bir meydan muharebesinin kenarından dönmesin. Gün geçmiyor ki, "su"dan bir sebepten iki belediyenin çalışanları birbirine girmesin. Gün geçmiyor ki bir belediye, diğerinin çalışanlarının peşine kamera takmasın.

Bütün bu mücadelede ise olan yine Ankaralı’ya oluyor.

BÜYÜKŞEHİR’E İKİ ADAY

Bundan sonra 2009 yılında yapılacak yerel seçimlerde büyük bir ihtimalle her iki isim de aynı koltuk için yarışacak. Eğer AKP, bir dönem daha Gökçek’i Büyükşehir için aday gösterirse, Altınok’un yeniden Keçiören Belediye Başkanlığı için ikna edilmesi 2004 yılındaki kadar kolay olacağa benzemiyor. Bu durumda Altınok’un "her koşulda" Büyükşehir adaylığını zorlayacağına kesin gözüyle bakabiliriz.

Eğer AKP, Altınok’tan yana tercihini kullanırsa, görev süresini dört dönemle tamamlamak istediğini her fırsatta dile getiren Gökçek’in nasıl bir yol izleyeceği de denklemin başka bir bilinmeyeni. Gökçek de "ne olursa olsun" adaylığı düşünür mü hep beraber göreceğiz.

Ancak şu bir gerçek ki, Altınok’a artık Keçiören dar geliyor, Gökçek ise henüz atlayabileceği yeni bir makam oluşturamıyor.

KÜÇÜKLÜĞÜ KABUL ETMEK

Gökçek’e oldukça yakın bir isimle sohbetimizde ilginç bir benzetmeyle karşılaştık. İkilinin mücadelesinin artarak devam etme olasılığını dile getiren Gökçek’e yakın bir kaynak durumu kendi penceresinden, "Keçiören küçüklüğünü, Büyükşehir büyüklüğünü bilmediği sürece sorun sona ermez" benzetmesiyle dile getirdi.

Aslında bu sözler taraflardan birinin bakış açısını yansıtması bakımından önemli. Bu benzetme bize biraz "mahalle kavgasını" hatırlatsa da Başkent’in ve özellikle Keçiörenliler’in bu kavgadan "artık daha fazla" zarar görmemesi için suların durulması gerekiyor. Ancak yerel seçim yaklaştıkça gerginliğin hızlı bir biçimde artma ihtimalini Başbakan Erdoğan da görmeli. Birileri, bu kavgayı bitiremese bile, makul bir düzeye çekmeli.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!