Bu işin hesabı sorulmaz mı?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu'nu biz yurtdışında sanıyorduk. Çünkü kaçak mülteciler rezaleti ortaya çıktıktan sonra İtalya İçişleri Bakanı, Türkiye'nin daha önce uyarılmasına rağmen gerekli önlemleri almadığını ileri sürerek hepimize hakaret edercesine ağır sözler söylemişti.

Biz de saf saf, bu sözlere Sayın Başesgioğlu'nun yanıt vermesini beklemiştik.

Sayın Başesgioğlu meğer yurtdışında filan değilmiş. Nitekim bu ağır sözler üzerinden nerdeyse bir hafta geçtikten sonra bakın gazetecilere ne demiş:

‘‘Herhangi bir ihbar olmamış. Ama bizimkiler de biraz gidişlerine göz yummuş.’’

Sayın Bakan ne derse desin... Adamlar birincisi geçen yıl nisan ayında, ikincisi temmuzda, üçüncüsü ağustosta olmak üzere üç ayrı kaçakçılık olayı üzerine Türkiye ile temas kurmuşlar. ‘‘Gelin bu işe birlikte bir çare bulalım’’ demişler. Amma velakin bizim yetkililerimiz aldırış etmemiş.

Daha doğrusunu söyleyelim:

Belki de başka bir şey olmuştur. Örneğin bizim yetkililerden bazıları hemen bu kaçakçılık şebekeleriyle irtibat kurup, ‘‘Bakın bize adam başına şu kadar para vermezseniz sizi tam Türkiye'den çıkmak üzereyken yakalar mahvederiz’’ demiş ve rüşvet tarifesini yükseltmiş de olabilirler.

Zaten Sayın Başesgioğlu'nun ‘‘ihbar olmamış’’ derken yaptığı yanlış, kendisine bu konuda doğru bilgi verilmediğini ortaya koyduğu gibi, ikinci cümlesi yani ‘‘Ama bizimkiler de biraz gidişlerine göz yummuşlar’’ şeklindeki sözleri kuşkumuzun hiç de anlamsız olmadığını açıkça gösteriyor.

‘‘Bizimkiler de biraz gidişlerine göz yummuşlar!’’ ne demek?

Önce bir sorunun yanıtı bulmaya çalışalım:

Açık denize çıkacak bir kuru yük gemisine yolcu almak ne gibi kurallara tabidir sorusunu bırakın... Öyle ya... Yurtiçinde bir kamyon arkasına insan alıp bir noktadan ötekine taşımaya kalksanız, trafik polisi müdahale edip ceza keser. Çünkü yasaktır.

Şehir hatları vapurlarına istiap haddinden yani kapasitesinden fazla yolcu almak, aynı şekilde yasaktır da... Kuru yük vapuruyla yüzlerce insanı açık denize çıkarmak serbest olur mu?

‘‘Olmaz elbette’’ diyorsanız, bunun bir karışanı, görüşeni, ‘‘Hemşerim nereye?’’ diye soranı yok mudur?

Eğer var ise veya olması gerekiyor da birileri görevlerini yapmadığı için bu rezaletler yaşanıyorsa, sorumlusu kimdir? Bunun yanıtını açıkça vermeden -veya olayın siyasi sorumluluğunu üstlenmeden- Sayın Başesgioğlu ‘‘Bizimkiler de biraz göz yummuşlar’’ diyerek olayı kapatma hakkına sahip midir?

Elinde hiçbir ciddi kanıt bulunmadan, Karadenizliler için can suyu kadar önemli olan Karadeniz Otoyolu'nun üstüne gidip de o yörenin seçmenini de küstüren CHP muhalefet yapacaksa, biraz bu konuları deşse ya!



Yazarın Tüm Yazıları