Bu ilan bu filmi yaya bırakır

Güncelleme Tarihi:

Bu ilan bu filmi yaya bırakır
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2005 00:00

Döngel Kárhanesi’ne çok mu güldünüz, bir de bu resmi ilanı okuyun, filmi komedide yaya bırakacak hikayeye şaşıp kalın.

Bir No’lu evde 5 bayan günlük kazancı 1500 liradan, 2 No’lu evde 6 bayan 1800 liradan iki adet genelev
/images/100/0x0/55eadd88f018fbb8f89ba53d
açık artırma suretiyle kiraya verilecektir


Cuma günü vizyona giren ‘Döngel Kárhanesi’ filminin kendinden önce patırtısı gündeme geldi. Daha film gösterime girmeden önce, Türk milletinin hassas ruh terazisinde, bu kez Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ve Döngel Kárhanesi filmi vardı.

Tartışmayı bilmeyenler filmin konusunu öğrenince hemen anlayacaktır: Döngel Genelevi’nin sahibi Bertan, Rusya’dan kızlar getirir. Fakat kızlar bir süre sonra ortadan kaybolur ve Bertan Rus mafyasına borçlanır. Borcunu ödemek için bankadan kredi alır ancak krediyi zamanında ödeyemeyince banka işyerine el koyar. Genelevin yeni sahibi artık bankadır.

Ancak bir süre sonra banka, büyük bir yolsuzluğa karışır ve TMSF bankaya el koyar. Genelev patronu artık TMSF’dir. İşte gürültü koparan bütün hikaye bundan ibaret.

TMSF filmin konusunu duyar duymaz, ‘Aman, galadan önce filmi bir görelim’ dedi, yapımcılar ise ‘Haydi canım’ karşılığını verdi. Ama yapımcı, yine de TMSF adına galaya birkaç davetiye göndermeyi ihmal etmedi. Gala sonrası sükût devam ettiğine göre şimdilik bir problem yok gibi gözüküyor.

Bütün bunları okuyunca, ‘Tam Aziz Nesin’lik bir hikaye diyorsunuz değil mi? Haklısınız! Edirne Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1975’te Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan ‘Kiralık genelev ilanı’ benzer bir gürültü koparmış, Aziz Nesin hemen olaya dahil olmuştu. Nesin ve Çetin Altan’ın kaleme aldığı yazılar, Semih Balcıoğlu’nun karikatürleriyle mizah dergisi Çarşaf’ta yayımlanmıştı. Ve sonra üçlü kendilerini hakim karşısında bulmuştu.

İç gıcıklayan ilan 23 Kasım 1975’te, Cumhuriyet Gazetesi’nin iç sayfalarında yayımlandı. İlanı veren Edirne Sulh Hukuk Mahkemesi’ydi: ‘Edirne’de Belediye ve Vilayetçe ruhsatlı 9 odadan müteşekkil ve halihazırda içinde 1 No.’lu evde 5 bayan, 2 No.’lu evde 6 bayan çalışan iki adet genel ev açık artırma suretiyle Edirne Adliye salonunda kiraya verilecektir.’

İlan bugün yayımlanmış olsa bütün gazeteciler, televizyoncular Edirne Adliyesi’ne koşar, açık artırmayı yayımlamak üzere canlı yayın arabalarını bina önüne siper ederlerdi.

ÜÇLÜ EDİRNE YOLUNDA

Fakat o günler nedendir bilinmez, bu ilanı sadece ünlü karikatürcü Semih Balcıoğlu fark etmiş. İki muzip arkadaşı Aziz Nesin ve Çetin Altan’ı da kendine suç ortağı seçmiş. Balcıoğlu, yıllar sonra o günü şöyle anlattı:’O sıralar Çarşaf’ın başındaydım. İlanı görünce Aziz’i aradım. Kerhane satışı varmış; Çetin’i de yanımıza alalım, siz yazın ben de çizeyim, dedim. Kalktık gittik. Çetin, görürsünüz bu satış ertelenir, dedi. Nitekim öyle oldu. Bizim gittiğimiz duyulunca, satış ertelendi.’

İyi bir gazeteci, oralara kadar gitmişken asla eli boş dönmez. Onlar da öyle yapmış. ‘Madem satışı izleyemeyeceğiz, biz de geneleve gideriz’ deyip, tesadüfün böylesi dedirten Edirne’nin Kazanova bölgesindeki sıra sıra binalardan oluşan genelevin yolunu tutmuşlar.

İstanbul’a dönüşlerinde ise gözlemlerini ‘Bir Genelev Nasıl Kiralanır’ üst başlığıyla Çarşaf’ta yayımlamışlar. Çetin Altan’ın yazı başlığı ‘Rastlanmadık Bir Yargıçlık Görevi.’ Aziz Nesin’in başlığı ‘Hákim Keşifte Sermayeler Eşikte.’

ERBAKAN OKUDU KIYAMET KOPTU
/images/100/0x0/55eadd88f018fbb8f89ba53f


Nesin bir de ithaf eklemiş yazısının girişine: ‘Bu röportajı, kadın hakları için çalışan kadınlar birliği, kadınlara yardım vb gibi, adlarını bilip bilmediğim, benzeri bütün dernek ve birliklerin üyeleri kadınlarımız başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm kadınlara adıyorum.’

Dergi 24 Aralık’ta piyasaya çıkar. Dönemin Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan yazıları okur, Milliyetçi Cephe’de kıyamet kopar. Peki genelevin kira artırımında Edirne Sulh Hukuk Mahkemesi ne demeye taraf olmuştur? Onu da Çetin Altan’ın yazısından anlıyoruz: ‘Miras hukukunu düzenleyen yasa koyucu, bir gün Edirne’de bir kerhanecinin ölüp, mirası olan genelevler üstünde varislerinin anlaşmazlığa düşebileceğini, bu nedenle de Tereke Yargıcı’nın mahkeme kapısı önünde açık artırmayla genelev kiralama yükümlülüğü altında kalabileceğini öngörememişti’.

Yazılar yayımlanmıştır yayımlanmasına ama Semih Balcıoğlu, Çetin Altan ve Aziz Nesin’in de başı belaya girer: Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı ‘Dalga geçiyorlar’ gerekçesiyle üçü haklarında dava açar. O günlerde hapisten yeni çıkan Çetin Altan ‘Bu davadan bir halt çıkmaz’ der. ‘Ben korkuyorum valla’ diyen Aziz Nesin ise endişesini Balcıoğlu’na şöyle açıklar:’Yahu ben ceza almaktan falan korkmuyorum. Mübaşir, mahkeme salonunda bize ‘Kerháneciler’ diye bağıracak ondan korkuyorum...’

Dava sonunda Çetin Altan haklı çıkar üçü de beraat eder.

Genelev ne oldu derseniz, üç gazetecinin Edirne seferberliği sonrası kiralama ertelendi. Bugün dönüp baktık tabii ki aradaki yıllarda sürekli el değiştirmiş. Şimdi 12 ortaklı bir kárhane!

İLANIN TAM METNİ

Edirne Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke Hakimliği’nden ilan

Edirne’de Belediye ve Vilayetçe ruhsatlı 9 odadan müteşekkil ve halihazırda içinde bir No.lu evde 5 bayan, 2 No.lu
/images/100/0x0/55eadd88f018fbb8f89ba541
evde 6 bayan çalışan elektriği ve suyu mevcut, günlük kazancı bir No.lu evde halihazırda 5 bayan çalıştığından 1500 lira, evin oda durumu itibariyle her gün normal olarak sekiz bayan çalışma kapasitesi olduğundan sekiz bayan temin edildiğinde günlük kazancı 2400 lira civarında, 2.No.lu evde halihazır durumda 6 bayan çalıştığı yine bu bayanlara göre günlük geliri 1800 lira, 8 bayan temin edildiği takdirde günlük geliri 2400 liraya ulaşan iki adet genelev açık artırma suretiyle 11.12.1975 günü saat 10.00’da Edirne Adliye salonunda kiraya verilecektir.

Taliplilerin ve daha fazla bilgi almak isteyenlerin mahkememizin 1975/16 sayılı dosyasına müracaatları usulen ilán olunur.

(23 Kasım 1975 / Cumhuriyet Gazetesi)

ÇETİN ALTAN’IN KALEMİNDEN

Rastlanmadık bir yargıçlık görevi

...Halk dilindeki ‘kerháne’, kibarların ağzında ‘umumhane’ye dönüşmüştü. ‘Sidiğe’ ‘idrar’, ‘eşeğe’ ‘merkep’ demek gibi aynı kavramı, daha az yaygın, batıcı olmayan Arapça bir sözcükle belirlemek kibarlığın şanındandı. Ayrıca ‘kerhánenin’ aslı ‘kárhane’ yani ‘kár evi’ idi. Gel zaman git zaman, dili arılaştırma akımları ‘umumhane’yi de, öztürkçeleştirerek ‘genelev’ yaptı. Ama ‘kerhánecilik’ eski ağırlığını korumaya devam etti, ‘genelevcilik’le yer değiştirmedi. Öfkeli kişiler kızdıklarına, ‘genelevci’ değil, yine ‘kerháneci’ diyorlardı. Hoş, bazan bunu, sevdikleri beğendikleri kişiler için de söylerlerdi ya. Ancaaak... Yargıç aracılığıyla Adalet Sarayı salonlarında kerhane kiraya verileceğinin ilanına ilk kez rastlıyorduk. İlan, Türkiye’nin tüm kerhánecilerini açık artırmaya katılmaya çağırıyordu. Ayrıca yargıçlığın verdiği ilanda, kişileri kerháneciliğe özendirme amacı taşıyan ilginç ayrıntılar da vardı. Demek ki, sekiz bayanlı bir ev 72 bin papel getiriyor ayda. Breh, breh, breh. Bundan böyle yergi anlamında kullanma olanağı azalıyor kerháneciliğin. Baksanıza yargıçlar bile vatandaşları özendirmeye çalışıyorlar buna.

...Ne çare ki ilan gazetede çıkınca ve de dikkati çekince ve de bizler Edirne’ye gidince açık artırma ertelendi; yargıç da -belki resmi çekilmesin diye- keşfe çıktı. Hangi yasa maddesine göre ertelendi açık artırma diye de araştırdık. Gerekçede madde yazmıyor, ilanı, basının değişik yönde değerlendirmesi sonucu, açık artırmanın daha sonra sessiz biçimde yapılacağı belirtiliyordu... Aziz ve Semih’le genelevlerden birini gezdik. Çökmüş, geçkince bir kadından başka pek kimse yoktu ortalıkta. Giriş holünün duvarında, ‘Vizite otuz lira’ diye yazıyordu. Ben odalara girmedim. Holde durdum. Ortalıkta dolaşan kadından izin alıp, boş odalardan birini görmeye gidenler, için bir de Kábe resmi asılı olduğunu söylediler. Genelevin kapısında hep birlikte resim çektirdik. O resimlerden biri elime geçerse arkasına tarihini yazıp, bir de not koyacağım: ‘Kadınlar Yılı’ diye.

AZİZ NESİN’İN KALEMİNDEN

Hakim keşifte sermayeler eşikte

...İlanda, şimdiki durumda evlerden birinde beş, öbüründe altı kadın çalıştırılıyorsa da, evlerin sekizerden on altı kadın çalıştırmaya elverişli olduğu, her genelev kadınının günde üçyüz’er lira kazandığı, tam çalıştırılırsa iki evin günde 4.800 lira kazanç sağlayacağı açıklanıyordu. Günde 4.800 lira kár getiren yere kárhane denilmez de, başka ne denilir? Böyle yüksek kazançlı bir işin sahibi olmak için, ne üniversite, ne lise, ne ortaokul, hatta ne de ilkokul diploması gerekiyor. Ama işin adı kötüymüş. Paranın örtmeyeceği kötülük mü var?.. 1975, bütün dünyada Kadın Yılı ilan edildi. Dünya Kadın Yılı’nın son ayında, serhat kentimiz Edirne’de iki genelevin, hem de içindeki genel kadınlarla birlikte mahkeme kararıyla kiralanmaları, İnsan Hakları’na aykırı düşmüyor mu?.. Edirne’nin çok modern adliye yapısına geldiğimizde, duvardaki ilan tahtasına, Bitli Baba Türbesi’ndeki adak paçavraları gibi, salkım saçak asılmış ilan kağıtları arasında, sözkonusu genelevlerin kiraya verileceği ilanını da gördük. Demek, kira artırması yapılacaktı. Ama Çetin Altan haklı çıktı, artırma yapılmadı. Kira artırması kararı vermiş olan mahkeme kendi kararından vazgeçmiş, başka bir karar vermişti.

Tereke Hakimliği, ilan ettiği genelev kira artırması kararını, ‘Ahlaka aykırı’ ayıp ve ‘Görevi dışında’ görmüş ve kararı durdurmuş. Adliyede avukatlar odasındaydık. Çetin Altan, böyle bir kararla kira artırmasının durdurulamayacağını söylüyordu. Odadaki avukatlar da bu kanıya katılıyordu. Mirasçı olan kadın da barbar bağırıyordu. ‘Bunun neresi ayıpmış! Genelevse, yasalara göre kurulmuş bir işletmedir. Devlete vergisi ödeniyor. Niçin kiralanması ayıp oluyormuş! Ha bir işletmede dört-beş makina çalışıyor, ha bir genelevde dört-beş kadın çalışıyor, ne farkı var!’ Kadın, mahkemenin ilk kararını uygulamamasına itiraz edecekti ama, Edirne’de avukat bulamıyordu. Avukatlar kadını bulsalar da, Edirne’nin tek Sulh Hukuk Mahkemesi yargıcıyla çatışmamak için kadının davasını almak istemiyorlardı.

(...) Yargıcı bulamadık, çünkü keşfe gitmişti. Arkadaşlar, keşiften dönünceye kadar beklememizi önerdi. ‘Beklememiz boşuna olur’ dedim. Çünkü yargıcın keşfe gittiğini öğrendik ama ne keşfine gittiğini bilmiyoruz ki. Ya Amerika’yı keşfe gittiyse, bekle ki gelsin... Yargıcı göremedik, hiç olmazsa genelevdeki kadınları görelim dedik. Arabalara binip Edirne genelevlerine gittik. Her yanı duvarla çevrili, tek kapılı bir yer. Duvarların üstlerine cam kırıkları yerleştirilmiş... Genelev girişinde, duvarda, en göze görünür yerdeki çerçeveli levhada ‘Vizite 30 lira’ yazılıydı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!