Bu haneler’in sonu kötü

Güncelleme Tarihi:

Bu haneler’in sonu kötü
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2004 19:10

Hürriyet gazetesinin Cuma ilavesinde bu hafta da “Türkiye’nin en iyi birahaneleri” derlenmiş. Başından beri benim bu işe itirazım var. Mesela hangi lahmacunun “en iyi” olduğuna kim, hangi kriterlere göre karar verecek? Herkesin zevki birinci mevki? Biliyorum, biliyorum, dünyanın her yerinde bu iş böyledir. Birileri “uzman” diye çıkar “başkalarının” yerine en iyi lokantayı, en iyi şarabı, en iyi armudu seçer...

Haberin Devamı

Hürriyet Cuma da en iyi lahmacun, en iyi hamam, en iyi kuru fasulyeci filan diye giderken, çok tehlikeli bir mercie girdi:

Türkiye’nin en iyi birahaneleri.

Bu “haneler” bahsi bataktıktır, korkarım bir kere ayağını attın mı, bir daha kurtulamazsın.

En iyi birahaneleri soracak “gurmelerden, gazetecilerden ve müdavimlerden oluşan bir jüri” bulmuşlar iyi kötü. Pastahane, meyhane ile kahvehane de bu jüriye sorulur.

Mücellithane’nin, darphane’nin, yazıhane’nin haberi olmaz zaten...

Hadi diyelim ki sıra “eczahaneler” ve “hastahaneler” bahsine gelince de “hastalardan, doktorlardan ve müdavimlerden oluşan bir jüri” teşkil edilir.

Hatta “kumarhane” için de bir jüri çıkar. Hem de “ünlülerden, gazetecilerden ve müdavimlerden...”

Ama sırada “kârhane” var ki taşradan mukassi görünmesi de kurtarmaz sizi, buna nasıl bir jüri bulacaksınız, “p...lerder, gazetecilerden ve müdavimlerden oluşan” ?

 

Not : Tabii ki benim aklımda bir iki “en ideal” jüri üyesi var. Ama söylemem...

*

                                                                                    Hani ev bark, hani çoluk çocuk
                                                                                    Ne geçti eline bu hayatın
                                                                                    Meyhanesinde, kerhanesinde?

                                                                                    Cahit Sıtkı Tarancı


 


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!