GeriSeyahat Bu güzel adada eğlence çok ama rüzgarı olmasa çekilmez
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bu güzel adada eğlence çok ama rüzgarı olmasa çekilmez

Bu güzel adada eğlence çok ama rüzgarı olmasa çekilmez

Kaya Demirer (36), İstanbul’daki eski ismiyle G by Karaf, yeni adıyla sadece Karaf ve Niş restoranlarının sahibi ve işletmecisi. İlk restoranı olan Karaf’ı eşiyle birlikte 1993 yılında Bodrum’da açmış gerçek bir yemeksever. İyi yemek garantiyse, sadece onun için bile yolculuğa çıkabiliyor.Dünya mutfaklarının hepsini tanıyor ve pişiriyor ama favorisi Hint mutfağı. Bora Bora Adası’nda bir hafta serilip yatmak yerine, yemek ve bar odaklı şehir gezileri yapmayı seviyor. Kaya Demirer Hürriyet Seyahat için Yunanistan’ın çılgın adası Mikonos’un gece hayatını ve restoranlarını anlattı. Mikonos’ta nerede kaldınız?- Akşamları içki içeceğimizi ve içkili araba kullanmak istemediğimizi düşününce şehir merkezine yakın bir otel aradık. Aradık, aradık, Belvedere’yi bulduk ve inanılmaz memnun kaldık. 41 odalı bir butik otel burası. Sevisi çok iyi, çok huzurlu ve şık bir yer.Oteldeki yemekleri denediniz mi?- Otelde New York’taki meşhur restoran Nobu’nun şefinin çalıştığı bir restoran vardı. Son derece başarılıydı. Bence tüm Mikonos’un en iyi lokantasıydı. Sadece mönü içeriği değil, yaratıcılık da bambaşkaydı. Bugüne kadar yediğimiz tüm yemekler bir yana, orası bir yana...Mikonos’a iki erkek gittiniz. Pişman oldunuz mu? Yoksa çift olarak gitmek daha mı keyifli olurdu?- Bence oraya en güzel gidiş şekli kadınlı erkekli bir grup olarak. Kadın-erkek sevgili olunan bir çiftle gitmek pek heyecanlı olmayabilir. Çok eşcinsel var ve hayat ağır eğlence üzerine kurulu. Bence tam bir Bodrum orası. Temmuz-ağustosta nasıl kalabalık olur Bodrum, Mikonos da aynen öyle.PLAJ LOKANTASINI ÇOK KISKANDIMDenize nereden girdiniz?- Psarou Beach adlı bir plaja gittik. Çok iyi bir otelde kaldığımızı hissedince, plajı da otele soralım dedik ve hakikaten harika çıktı Psarou. Plaja giderken sahilde bize şezlong ayarlayacak adamın ismine kadar alıp gitmemize rağmen uzun bir süre şezlong bulamayıp restorana sığınmak zorunda kaldık. Kalabalık bir plajdı yani...- İnce, dar bir plaj düşünün. Diğerlerine göre biraz daha küçük bir koy. Herkes üst üste, herkes eğleniyor. Arka tarafında 300 kişilik bir lokantası ve küçücük bir barı var. Öğlen 2’de gittiğimizde plaj tıklım tıklım doluydu, restoranda bile yer yoktu. Müzik öğlen başlıyor ve sadece Yunan müziği çalıyorlar. Restoranın adı Namos, şefinin ismi Yorgos. Gidenler onu bulsun. Son derece işini bilen, profesyonel ve keyif veren bir adam. Burası güya plaj lokantası ama çok kaliteli bir şehir lokantası gibi. O bakımdan kıskandım mesela. Bizde beach lokantalarında sadece belli saatlerde yoğunluk olur. Burası öğlenden gece on buçuğa kadar hiç boş kalmadı ki kardeşim! Şampanyalar geliyor, kokteyller gidiyor, koca koca tepsilerde ıstakozlar geçiyor.Nedir sizce bunun sebebi? Yunanlılar midelerine ve içkiye çok mu düşkün demek?- Yemek ve içki pahalı değil. Çünkü katma değer vergi oranları bizim tam yarımız. En pahalı şarapları, bizim mönüye ucuz diye koyamadığımız fiyatlardaydı. Istakoz, deniz mahsülleri gayet makul fiyatlara. Geceleri nereye gittiniz?- Benim favorim şehir merkezindeki Astra Bar. Küçük bir Küba yaratmışlar orada. Sahibi Türkiye’de doğmuş, Babis diye bir adam. 60-65 yaşlarında, bembeyaz giyiniyor, atkuyruklu ve elinde her daim puro var. Astra anladığım kadarıyla adanın en iyilerinden biri. Kapısında adam seçilen az yerden de biri. Babis mi bize çok şeker geldi, yoksa kulübü mü çok sevdik bilmiyorum ama her gece oraya uğradık. Mikonos’ta adet kapı kapı gezmek zaten. Başka nereye gittiniz?- Atina’da da şubesi olan El Pecado güzel bir bar. Bu ara çok moda. Arjantin müzikleri çalıyorlar. Mikonos barları çok uzun saatler açık. Sabah 9’a, 10’a kadar açık çoğu. Bir de ismi ‘Güzel’ olan bir bar var. Türkleri hedefleyerek açmış, sahibi Yunanlı. Kapıdan girince ben Türküm dediğinizde sizi şapır şupur öpüyor. Ama ne kadar ısrar ederseniz edin, bir iki tane dışında Türkçe müzik çalmıyor!HİÇBİR İTİŞ KAKIŞ GÖRMEDİK...Otel dışında nerelerde yemek yediniz?- Sea Satin diye çok meşhur bir yere gittik. Merkezde, limanda bir yer. O kadar güzel yapmışlar ki. Servisleri çok güzel, mekan çok güzel. Deniz kenarı olduğu için çok rüzgarlı ama olsun, ben razıyım. Çünkü Mikonos’ta rüzgar da olmazsa hiç çekilecek bir yer değil. Bir tane yeşil yok! Restoranın bir bölümü sadece Yunanlılara ayrılmış gibiydi. Yunanca şarkılar çalıyor, 40-50 kişi hep bir ağızdan şarkıya eşlik ediyor. Bizdeki dayanışmadan fazlasını gördüm, onu da kıskandım. Ben çok severim böyle kalabalık eğlenceleri.Türk ve Yunan kültürlerinin benzerliğine dair gözlemleriniz oldu mu?- Avrupa Birliği’ne bu kadar yakınken Yunanıyla aramızda hiçbir fark olmadığını gördüm. Ama bazı konularda onlar bizden daha iyi. O kadar kalabalık, içkinin su gibi aktığı yere girdik çıktık; bir itiş kakış görmedik. Kimse ‘kime baktın, neden baktın’ derdinde değil. Herkes çok rahat. Yemekler deseniz, hepsi aynı. İsimlerinin sonuna i harfi koyup veriyorlar. Yabancı misafiri üzmemek konusunda profesyoneller Koca adada sadece 21 tane taksi var. Mesafeler de yakın değil. Şehir merkezi ve plajların arasına bayağı uzak. O yüzden otomobil kiralamak gerek. Küçücük Suzuki’ler var her tarafta. Bize kiralarken, ‘Lütfen yedi kişiden fazla binmeyin, çok fazla kız almayın’ falan diye espriler yaptılar. Peki biz ne yaptık? Arabayı ertesi gün yarısı eksik teslim ettik. O küçücük adada kaza yaptık çünkü! Dört-beş saatlik bir karakol maceramız oldu. Ama adamlar o kadar medeni ki... Hiç zorluk çıkarmadıkları gibi, çok yardımcı oldular. Yabancı misafiri en az üzmek konusunda profesyoneldiler. En sevdiği 5 yerSon Solito (San Fransisco) La Hoja (San Diego)El Limon Şelalesi (Dominik Cumhuriyeti) San Marco Meydanı (Venedik)Covent Carden (Londra)Bütün Türkler Ayfer Hanım’ı bulsunMikonos’ta İtalyan kocasıyla birlikte lokantası olan bir Türk var, Ayfer Hanım. Lokantanın ismi Sale e Pepe. Bütün Türkler gidip Ayfer Hanım’ı bulmalı. Ayfer Hanım adamı bir bakışta anlıyor ve herkese göre öneriler veriyor. Ayaklı Mikonos rehberi gibi...seyahatte ne okuyorGittiği yerle ilgili kitapları seyahatte ve öncesinde okuyor.ne dinliyorTatilde müzik dinlemiyor.ne yiyor, ne içiyorİşi ve hobisi yemek, her yeni yemeği denemeye açık. Deniz ürünlerini seviyor ve gittiği her yerde yiyor.ne giyiyorÜç günlük yere 10 günlük kıyafetle gidenlerden. Rahat olmayı, sevdiği ayakkabıları yanında götürmeyi seviyor.neyle seyahat ediyorKendi kullandığı otomobili, uçak ve tekne.nerede kalıyorTemiz, lokasyonu uygun otellerde kalıyor.kimle seyahat ediyorEski eşiyle seyahatten ve yakın dostlarıyla birlikte olmaktan hoşlanıyordu. Ancak, anlaşılan o ki, Demirer’le seyahat pek kolay değil. Biraz dominant ve organizatör ruhlu olduğu için ‘Çok sesi çıkanlarla ikinci kez tatile çıkmıyorum’ diyor.çantasının olmazsa olmazlarıMobil telefonu, sevdiği ayakkabıları, after shave losyonu, saç ve vücut şampuanı.
False