Bu da yargının savcısına ettiği

HÜRRİYET'te dün yer alan ‘‘Adaletin bu mu yargıç bey’’ manşeti, Türkiye'de yargı kurumunun işleyişindeki aksaklıkları yeniden gün yüzüne çıkartmıştır.

Ben Bakırköylü bir ailenin burada doğmuş oğluyum. Küçük yaştan beri idealim olan savcılık mesleğine intisap ettim. Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesine atandım.

Dört yıl önce Bursa'da trilyonluk arazilerle ilgili hákim Turan Ünsal'ın işlediği bir suça, 'Bursalı olduğum, yıllarca avukatlık yaptığım, hákimi suça azmettirdiğim' gibi gerçek olmayan özensiz iddianame ile sokuldum.

İddialar karşısında HSYK tarafından daha ceza yargılaması başlamadan meslekten ihraç edildim. 8 ay da cezaevinde tutuklu kaldım; hem de camide adam öldürmek iddiasıyla hakkında iddianame yazdığım sanıkla birlikte...

'Tapu tescil' davasındaki iddianın aksine benim değil de sayın hakim Turan Uysal'ın hesabında para çıktı. Nitekim Uysal, Niğde Cezaevi'nde 2 yıl 8 aydır yatıyor.

346 dosyayı mafyadan komisyon alarak satmaktan 1.710 liraya mahkûm olan eski savcı Nurettin Altın'a verilen cezaya Hürriyet haklı olarak 'Büyük suça komik ceza' diyor.

Nurettin Altın ile aynı tür suçtan yargılanmamıza rağmen hakkında ne meslekten ihraç kararı, ne de avukatlık hakkının elinden alınması gibi bir yaptırım yok. Ben ise suçlama nedeniyle 3 yıldır avukatlık yapamıyor; bir işe giremiyorum.

Hakimler Yasası'nın 95. maddesine göre savcılara karşı açılan davaların 3 ayda bitirilmesi gerekiyor. Bu durumu protesto etmek için İstanbul'dan yargılandığım Kayseri'ye iki kez 10 günde bisikletle gittim.

Türkiye'de savcıların yasal teminatı işte bu düzeyde...

Suç işlediği hükmen kesinleşinceye kadar kimseye suçlu muamelesi yapılamaz. Bu hukukun en temel ilkesidir. Eğer hakkımdaki ceza yargılamasının sonucu beklenmiş olsaydı; yani hukuk aceleciliğe feda edilmeseydi; eminim ki bunca kaos yaşanmazdı.

Önceki mahkeme başkanı davamı 3 yıl oyaladı. 3 yıllık görev süresini doldurup tayin oldu. Bu tipik bir memur hukukçu zihniyetidir.

Sayın Bakan Çiçek'e soruyorum; eğer Develi Ağır Ceza Mahkemesi'nde beraat edersem benim için elinizden geleni yapacak mısınız?

İsmet TUNCER

Müstafi savcı-İSTANBUL


Seçim en güzel sınavdır

CUMHURİYETÇİ
Demokrasi Partisi Genel Başkanı Yekta Güngör Özden, ‘‘Anayasa Mahkemesi eski Başkanı olarak, açıklanan görüşlere ne diyorsunuz?’’ sorusuna şu yanıtı veriyor:

- Seçimden korkan partilerin yaşama hakları yoktur. Seçimden kaçan partiler minderden kaçan pehlivana benzer. Seçim onların ulus önüne çıkacakları ve umut besleyecekleri en güzel sınavdır.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, ‘‘YSK'ya seçimlerin iptali istemiyle yapılan başvurular karşısında olaya hukuk güvenliği açısından bakıyorum’’ diyor.

- Haşim Bey muhasebecidir, hukukçu değildir. Eskişehir İTİA mezunudur. Bir kuruma üye olmak başka şeydir, hukukçu olmak başkadır.

Peki sizce hukuk güvencesi nedir?

- Asıl güvenlik kaynağı hukuktur. Hukuk güvencelerin güvencesidir. Hukuktan çekinenlerin hiç başka bir şeye dayanacak yüzleri olamaz. Hukuku siyasallaştırmak yerine siyaseti hukuksallaştırmak ilkesi benimsenmelidir.

YSK'dan ne çıkabilir?

- YSK'dan her şey çıkabilir. Ama bir şey mutlaka yapmalıdır. Fakat ne yapacağını ben söyleyemem.

Kimlere ne düşüyor?

-
Seçimler demokrasinin namusudur. 3 Kasım'da Türk demokrasisinin alnına sürülen lekeyi YSK temizlemek zorundadır. Ayrıca, TBMM'nin de bunu düşünmesi zorunludur.

Dut ağacı gibi

DYP'
liler Meclis'e girerse ne yapar?

Ankara'dan bir dostumuz ‘‘İktidarı dut ağacı gibi silkeler’’ diyor.

Nasıl?

-
Baksanıza Tansu Hanım'dan başka eski kurt politikacılar gelecek; hukuku iyi bilen Turan Güven, Ahmet İyimaya, Halit Dağlı, Kemal Kabataş, Ali Şevki Erek, Eyüp Aşık... Kamer Genç'i de unutma! CHP'nin gidecekleri yanında bunlar AKP'yi sarsar.

Hepsi hazır ve nazır bekliyor.

Çelik yanıltıyor

CHP
İstanbul Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyonu üyesi Berhan Şimşek, Bakan Hüseyin Çelik'in kamuoyunu yanılttığını söylüyor.

İmam-hatiplilerin uzun süredir sessiz kalmalarının nedeni açığa çıktı; hükümet 'arka bahçe'ye üniversitelere giriş kapısını açıyor. Bakanlık meslek lisesi mezunlarına uygulanan katsayıyı normal liseler seviyesine çıkarıyor. Yani katsayı 0.3 ile çarpılmayacak, genel liselerden mezun olan öğrenciler gibi 0.8 ile çarpılacak.

Şimşek, bu taslaktaki amacı şöyle anlatıyor:

‘‘Eğitim Sen'in istatistiklerine göre, genel lise mezunları %22 oranında üniversiteye yerleşirken, bu oran mesleki liselerde %46... Düzenlemede esas zarar görenin genel liselerde okuyan öğrenciler olacağı açık. Peki meslek liseleri, 0.3 katsayısına rağmen daha fazla üniversiteye girebilirken katsayı neden düşürülüyor? Amaç, imam hatip mezunlarının kendi branşları olan İlahiyat'ta değil de tıp, hukuk ve mühendislik gibi dallarda okuyabilmelerini sağlamaktır. Hükümet, YÖK'ü değiştirmekte zorlanınca ekim ayında basılacak ÖSS rehberlerine bu değişikliği sokmak istemektedir. AKP'nin amacı eğitimdeki eksiklikleri düzeltmek değildir, Türkiye'deki eğitim yapısını değiştirmektir.’’

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Hakeme itiraz edilmez, hakemin kararı değişmez. Eğer değişecek olsaydı dünyada hiçbir futbol maçı bitmezdi. O seçim yasasını ben mi hazırladım; o zaman neredeydiniz?’’

(Başbakan R. Tayyip Erdoğan)

MESAJ PANOSU

EMNİYET teşkilatında görev yapan 4 yıllık üniversite mezunlarından bir grup polis, Bakan ve Emniyet Genel Müdürü'ne ‘‘Yaş haddinden dolayı komiser yardımcılığı sınavına giremedik; bize yeni bir sınav olanağı sağlar mısınız?’’ diye soruyor.
Yazarın Tüm Yazıları