"Bu bir kıskançlık krizi"

Güncelleme Tarihi:

Bu bir kıskançlık krizi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2011 12:51

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören yasa teklifinin Fransa Meclisinde görüşülmesinin kıskançlık histerisi ve kıskançlık krizinden kaynaklandığını belirtti.

Bakan Çağlayan, A Haber televizyonunda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören yasa teklifinin Fransa Meclisi genel kurulunda görüşülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çağlayan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin popülizm nöbetine tutulduğunu söyledi.

Fransız halkı ve milletvekillerinin bu duruma gerekli tepkiyi göstermesini temenni eden Çağlayan, kendisinin Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğu dönemde de bu konunun gündeme geldiğini hatırlattı.

Kendisinin buna tepki göstermek için o dönemde Fransa'ya gittiğini ve “Eğer bu bir suçsa suç işlemeye geldim” dediğini dile getiren Çağlayan, “Eğer Sarkozy'de tarihçilik merakı varsa, Fransa devletini yönetmek yerine tarihçilikle uğraşacaksa gitsin kendi tarihine baksın. Kendi tarihi bir sürü katliamla, sömürgeyle, emperyalizmle doludur” diye konuştu.

Fransa'nın Türkiye için iyi bir ticaret partneri olduğunu ifade eden Çağlayan, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin bu yılın 10 ayında 14 milyar dolara yaklaştığını anımsattı.

Çağlayan, Türkiye'de bine yakın Fransız sermayeli yatırımcı olduğunu ve Fransa'nın Türkiye için Avrupa'da ve dünyada önemli ekonomik partnerlerden biri olduğunu kaydetti.

Ekonomi Bakanı olarak Türk halkına Fransız mallarını boykot çağrısı yapmasının söz konusu olmayacağını anlatan Çağlayan, Türkiye'de Fransız kökenli doğrudan yatırıma verdikleri önemi vurguladı.

Sarkozy'nin Fransa'nın Yunanistan'da batırdığı paraları halkından saklamaya çalıştığını söyleyen Çağlayan, “Yunanistan'ın şu anda ödenemeyen devlet tahvilleri en fazla Almanya ve Fransa tarafından alınmıştır. Sayın Sarkozy, Fransız halkının ciddi miktarda parasını batırmıştır, 'cambaza bak cambazlığı' yapıyor” yorumunu yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği gibi bu konuda alınacak pek çok tedbir bulunduğunu dile getiren Çağlayan, Fransızlar için enerji, havacılık, savunma sanayi gibi bir çok alanda Türkiye'nin iyi bir ticaret alanı olduğuna dikkati çekti.

22 Aralık 1979 tarihinin, ASALA teröristlerinin Türkiye'nin Turizm Müşaviri'ni katlettikleri tarih olduğunu hatırlatan Çağlayan, Fransız Parlamentosunun bu durumu dikkate alacağı yönündeki umudunu dile getirdi.

Çağlayan, söz konusu kanun tasarısının Fransa Meclisi'nden sonra Senato'da da görüşüleceğini ve Cumhurbaşkanı'nın onayına gideceğini hatırlattı. “Yani bunu alıp aklınca, elinde güya bir silah olarak tutacak” diyen Çağlayan, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, bölgesinde öneminin giderek arttığını söyledi.
Çağlayan, “Türkiye Sayın Başbakanımızın liderliğinde artık eski Türkiye değil. Bu Türkiye onlara büyük gelir. Bu aslında kıskançlık histerisidir. Bu bir kıskançlık krizidir. Onlar hala Türkiye'yi eski Türkiye zannediyorlar. Türkiye son derece güçlü, dünyanın her tarafından 6 milyon insanı olan, Fransa'da 500 binin üzerinde vatandaşı olan bir ülke” şeklinde konuştu.

Artık Fransa'da yaşayan Türklerin de bu konuya ciddi tepki gösterdiğini anlatan Çağlayan, bu tasarının Fransa'ya vereceği zararın Fransız halkına anlatılması konusunda oradaki Türk vatandaşlarına da önemli görevler düştüğüne işaret etti.

Fransa'da yaşayan Türk sayısının Ermeni sayısına yakın olduğunun altını çizen Çağlayan, ancak 500 bine yakın Fransız vatandaşı Ermeni'ye karşın, Türklerin 100 bine yakınının vatandaş olduğuna dikkati çekti. Çağlayan, Türklerin Fransa'da çifte vatandaşlık almasının önemine değindi.

-“1 dolar 2 lira olur mu?”-

Çağlayan, “1 dolar 2 lira olur mu?” sorusu üzerine de, Merkez Bankası'nın görevini çok iyi yürüttüğünü, iyi bir regülatör olduğunu kaydetti. Bir para biriminin aşırı değerlenmesi kadar aşırı değer kaybetmesinin de istenilen bir durum olmadığını ifade eden Çağlayan, “Öngörülebilir bir bantta olması önemli. Ancak bunlar bizden daha çok dünyadan kaynaklanan konjonktürel gelişmelerdir” görüşünü dile getirdi.

Çağlayan, “Merkez Bankası Para politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerin düşmesinin söz konusu olup olmayacağı” sorusu üzerine de, piyasa faizlerinde biraz yükselme olduğunu, dünyada likidite sıkıntısı olduğunu hatırlatarak, bu çerçevede bakıldığında faizlerde indirime çok fazla ihtimal vermediğini kaydetti.
Teşvik sisteminin ne zaman açıklanacağı sorusu üzerine ise Çağlayan şunları söyledi:

“Bu teşvik sistemi geçmiş teşvik sistemlerinden çok farklı olacak. 'Her güzelin bir kusuru var' derler. Tek kusurumuz şu anda cari açıktır. Cari açık konusunda artık konuşmanın bittiği, tedbirlerin alındığı yoğun bir dönem içindeyiz. İhracat Dönük Üretim Stratejisi Kurulu ve bununla beraber GİTES kapsamında çok önemli çalışma yaptık. Enerji hariç en fazla ticaret açığı verdiğimiz 6 sektörü masaya yatırdık. Bu teşvik sistemi cari açığı hedef alan, ülkemizde üretilmeyen, ithal edilen bir çok şeyin Türkiye'de yatırımını sağlayacak.

Stratejik yatırımlar diye değerlendirdiğimiz önemli bir başlıkta çalışmalarımızı yapıyoruz. Oldukça iddialı bir teşvik sistemi olacak. Çok fazla bir acelemiz yok. Yılsonuna kadar da bitirebiliriz, ama 2012 Ocak ayı itibariyle zannediyorum ki yeni teşvik sistemimizi kamuoyumuza duyurmuş oluruz. Sürprizleri bekleyin. Hep konuşulan, yapılamayan bir çok şeyi bünyesinde barındıracak önemli bir yapılanma.”

-“Türkiye'nin aslında Saab'a ilgisi yok”-

Türkiye'nin otomobil firması Saab'ı satın alacağı yönündeki haberlere de değinen Çağlayan, “Türkiye'nin aslında Saab'a ilgisi yok. Saab'ın Türkiye'ye karşı ciddi bir ilgisi var. Çok fazla aldırış etmedik. Bütün mesele, Başbakanımızın koyduğu hedef; biz artık kendi marka otomobilimizi yaparak, ithalatın son bulacağı, otomobilin bütün parçalarının Türkiye'de yapılacağı bir model içindeyiz” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerine de değinen Çağlayan, bu konuda şu anda Türkiye'nin, devlet olarak koymuş olduğu bir tavrın bulunduğunu hatırlattı.
Şu anda transit ve ikili geçişlerle ilgili önemli sorunların yaşanmadığını belirten Çağlayan, Türkiye'nin bir çok alternatife sahip olduğunu ifade etti. Ocak ayında Mersin-İskenderiye arasında Ro-Ro seferlerinin başlayacağını aktaran Çağlayan, gerek Suudi Arabistan'a gerek Ürdün'e tüm sevkıyatların buradan yapılacağını söyledi.

-Fransa Büyükelçiliği'nin önüne “Cezayir Anıtı” dikilmesi-

Bakan Çağlayan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in Fransa parlamentosunda görüşülen yasa teklifinin kabul edilmesi halinde, Fransa Büyükelçiliği önüne “Cezayir Anıtı” dikeceğine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine de “Sayın başkanın bu konudaki kararı son derece isabetlidir. Hemde böyle her taraftan görülecek şekilde bir şey yapılmasını ben de destekliyorum” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!