GeriSeyahat Bu adada topuklu ayakkabı giyilmez her şey kumun üzerine kurulmuş
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bu adada topuklu ayakkabı giyilmez her şey kumun üzerine kurulmuş

Bu adada topuklu ayakkabı giyilmez her şey kumun üzerine kurulmuş

İtiraf ediyorum, Filipinler denince benim aklıma iki şey gelir: Devrik liderin karısı İmelda Marcos’un binlerce çift ayakkabısı. Ki, kendi açıklamasına göre binlerce değil, ‘sadece’ 1060 çift ayakkabısı varmış. Bir de Filipinler’de yapıldığını bildiğim çok güzel ve ucuz takılar. Bundan da öteye gitmezdi Filipinler benim hayalimde. Tabii ki yine yanıldığım çıktı ortaya...

Filipinler, özellikle de Borakay Adası, Uzakdoğu’nun el değmemiş cennetlerinden biriymiş. Favori seyahat destinasyonu Uzakdoğu olan Kemal Kayahan da gittiği ülkelerin sayısını zor sayanlardan. 30 yaşında, Dole yaş meyvelerinin Türkiye distribütörü Everfresh Gıda’nın Pazarlama Müdürü; aynı zamanda Ekvador Fahri Başkonsolosluğu’nun halkla ilişkilerini yürütüyor. Söylediğine göre, Borakay Adası Phuket ve Bali’nin tahtına oynuyor.

Yolculuk ne kadar sürüyor?

- Çok uzak gibi düşünülüyor, ben de öyle sanıyordum ama değilmiş. 12 saatte gidiliyor. Biz Emirates ile Dubai’den tek aktarmayla gittik. Çok rahat bir yolculuktu. Filipinler gerçekten çok büyük bir ülke, 7000 adadan oluşuyor ama görülecek yerleri çok karışık değil. Biz Manila’ya ve Borakay Adası’na gittik sadece.

Diğer bölgelere terörizm yüzünden mi gitmediniz?

- Hem evet hem hayır. Müslüman grupların yaptığı terörist saldırılar daha çok güneyde, kuzeyde bir tehlike yok. Güneye gitmek önerilmiyor ama mesela Sebu Gölü çok güzel, bilenler orayı görmeden dönmeyin diyorlar.

Manila’da ilk izleniminiz neydi?

- Açıkçası çok bayılmadım, farklı bir şey görmeyi hayal ettiğim için herhalde. Çok büyük ve kozmopolit bir şehir. Ben daha küçük ve orijinal bir yer göreceğimi sanıyordum. Burada kocaman gökdelenler var, insanlar İstanbul’daki gibi koşturup duruyor.

TAKIDA SONSUZ SEÇENEK

Şehirde görülecek neler var?

- Filipinler eski İspanyol sömürgesi, o yüzden çok fazla İspanyol ve Latin Amerika etkisi var. Bir bölgede ağırlıklı olarak bu etkiyle yapılmış büyük kiliseleri görüyorsunuz. Çok güzeller ama aynısını Buenos Aires’te de gördüm onların. Şehrin eski bölümü nehrin kanalları üzerine kurulmuş. Bir yerden bir yere giderken güzel köprülerden geçiyorsunuz. Çarşı pazar çok renkli tabii. Alışveriş Uzakdoğu’nun diğer ülkeleri gibi elektronik ağırlıklı değil, el işçilikleri çok güzel. Sedeften yapılmış káseler ve objeler satıyorlar, gerçekten çok güzeller. Onları Balıkbayan denen bir halk yapıyor. Bir de takıda sonsuz seçenek var. Hem binlerce model bulunuyor, hem de çok ucuz. En pahalısı bir YTL’ydi. Oradaki takıların aynılarını sonra burada gördüm.

Manila’da gece hayatı nasıl?

- İki tane merkez var. Makati bölgesinde bizim Etiler tarzı mekanlar yer alıyor. Planet Hollywood’dan Hard Rock Cafe’ye kadar bir sürü yer açmışlar. Manila’nın daha eğitimli, kalburüstü tipleri gidiyor. Öbürü de Malate bölgesi, orası daha Beyoğlu gibi.

Gelelim Borakay’a.

- Tek kelimeyle müthiş bir yer. Çok küçük bir ada, tüm sahili dört kilometre. Havaalanı bile yok. Borakay’ın hemen arkasındaki bir adaya yapmışlar havalimanını. Pervaneli uçakla oraya uçup, deniz kenarından tekneyle gidiliyor. Üstelik iskele falan yok. Suyun içine girip, paçanızı sıvayıp biniyorsunuz teknelere.

Denizi, kumu nasıl?

- Bembeyaz kum, masmavi bir deniz var. Adanın üç merkezi bulunuyor. Station 1 (İstasyon 1), 2 ve 3 diye ayrılmış. İki numaralı yer adanın ortasında; gece hayatı ve restoranlar ağırlıklı olarak orada. Birinci istasyon çok bakir, resort tipi büyük şık otellerin olduğu yer. İstasyon 3’te de daha turistik oteller, sırt çantalı turistler var. En iyi otelin Fridays olduğunu öğrendik. Sizi sahilde deniz kabuklarından yapılmış kolyelerle karşılıyorlar. Doğayla çatışmayan bir mimarisi var, ağırlıklı bambu kullanılmış.

CAM GİBİ DENİZDE DALIŞ

Şıklık durumları nasıl adada?

- Bu adada topuklu ayakkabı giyilmez, onu baştan söyleyeyim. Her şey kumun üzerine kurulmuş, gece kulüpleri bile. Alışveriş merkezi de kumların üstünde. Topuklu giyilmiyor ama herkes son derece şık. Prada marka sandaletler dolaşıyor her tarafta.

Deniz dışında bir aktivite var mı?

- Çoğunluk denizle haşır neşir, tüplü veya şnorkelle dalış çok yaygın. Bir de golf var.

1997 senesindeki bir rapora göre Borakay Adası’nda çevre kirliliği var, denizi kirli deniyordu. Şimdi nasıl durum?

- Bütün adada bir tane çöp bile görmedim, o kadar temiz. Deniz cam gibi, pırıl pırıl. Ayrıca son raporlar da gayet temiz.

Filipinler’i diğer Uzakdoğu ülkeleriyle kıyasladığınızda bariz farklar görüyor musunuz?

- Tayland’a kıyasla daha az turist gidiyor ve o yüzden el değmemiş bir hali var. O kadar şık ve lüks olmasına rağmen Borakay’da uluslararası zincir oteller yok. İkinci fark ise herkesin güler yüzlü olması. Evet, tüm Uzakdoğu’daki insanlar öyledir ama bunlar daha da öyle!

Gece eğlencesi nasıl?

- Birinci istasyon geceleri çok sakin. İkinciye, yani merkeze gitmek lazım eğlenmek için. Denizden de gidip gelebiliyorsunuz, karadan da. Aria harika bir İtalyan lokantası. Oranın en iyisi bence. Bir de cücelerin işlettiği ve sadece cücelerin çalıştığı bir lokanta var. Oranın yemekleri de iyi.

YENEN VE YENMEYEN CANLILAR

Filipinler’de ağırlıklı yemek deniz mahsulleri. Yengeç, ıstakoz her lokantada çok makul fiyata bulunuyor. Bu halk kızartıp, çıtır çıtır deniz solucanı da yiyor. Borakay’da akşamüstleri suyun kenarında kumu kazıp bir şeyler yapıyorlar, biz de anlamıyorduk. Meğer deniz solucanı topluyorlarmış. Deniz ahalisiyle yemek masası dışında da karşılaşıyorsunuz. Gündüz hiçbir şey yok ortalıkta, gece oldu mu sahil şeffaf-beyaz yengeçlerin istilasına uğruyor. Huylananlar için kabus olabilir bu görüntü. Bir de ortalıkta yumruk büyüklüğünde haşereler olabiliyor. Zehirli değiller belki, çok da korkaklar ama görmek alışkın olmayanı korkutmaya yetiyor. Bir gece odamıza bir ‘şey’ gelmişti, güvenliği çağırmak zorunda kaldık resmen!

En sevdiği 5 yer

Buenos Aires Floransa Phuket Borakay Adası

seyahatte ne okuyor

Tatilde bir şey okumayı sevmiyor, sadece rehber kitap oluyor yanında.

ne dinliyor

Gittiği yerde kulağında müzikle hayattan izole olmayı sevmiyor, o yüzden yanında müzik taşımıyor.

ne yiyor, ne içiyor

Yemekle arası iyi, kızarmış solucan gibi acayiplikler dışında her türlü yerel spesiyaliteyi deniyor.

ne giyiyor

Rahat giyinmeyi seviyor ama akşamları için mutlaka şık bir şeyler alıyor yanına. Parmak arası terlikleri bavula ilk girenler.

neyle seyahat ediyor

En çok tuk-tuk denilen üç tekerlekli ve Uzakdoğu’da bulunan motorlu araçları seviyor.

nerede kalıyor

Güzel ve bol yıldızlı otelleri seviyor ve oteli gittiği yerin ruhuna göre seçiyor.

kimle seyahat ediyor

Kuzeni Kemal Atayolu en sevdiği yolculuk arkadaşı.

çantasının olmazsa olmazları

30 kiloluk bir bavulun içinde fotoğraf makinesi, kamera, parmak arası terlikleri, bakım malzemeleri, güneş gözlüğü.
False