Bronzluğun bedeli ağır

Bronz ten çoğumuzun hoşuna gitse de, bu renk değişikliği güneşin deride oluşturduğu hasardan ibaret. Başka bir deyişle cildiniz ne kadar bronzsa, o kadar hasarlı. Ancak ışınların sonucu her zaman bronzluktan ibaret değil. Silinmesi zor lekeler, cilt yaşlanması, damar genişlemesi, en fenası da cilt kanserleri güneşin zararlı etkilerinin önemli sonuçlarından bazıları

CİLT KANSERİNDEKİ ARTIŞ KORKUTUYOR: Acıbadem Fulya Hastanesi cilt hastalıkları uzmanı Dr. Hande Akıncı, ciltten emilen ultraviyole ışınlarının cilt hücrelerindeki protein, lipid ve DNA yapılarında hasara yol açtığını söylüyor. Bu hasar çok kez tamir ediliyor. Ancak güneş ışığına yoğun maruz kalındığında, hücredeki tamir mekanizmaları çalışamıyor. Sonunda DNA mutasyonu denen genetik değişiklikler meydana geliyor. Kontrol edilemeyen hücreler de aşırı çoğalmaya başlayınca cilt kanseri gelişiyor. Ozon tabakası güneş ışınlarına karşı doğal kalkan görevi görüyor ve cildimizi koruyor. Ancak ozon tabakasının kalınlığı her yerde aynı olmadığı gibi, son 15 yılda önemli oranda inceldi. Eskisi kadar koruyucu değil. Bu da tüm dünyada cilt kanserlerinde önemli artışlara yol açtı.

FOTO YAŞLANMANIN YÜZDE 80’İ GÜNEŞTEN: Cildin yaşlanması genetik olarak belirleniyor ve bunu günümüz koşullarında değiştirmek mümkün değil. Sigara, hatalı beslenme ve güneş ışığına korunmasız maruz kalmak gibi çevresel faktörler de yaşlanmayı tetikleyen önemli faktörler. Bunların içinde en önemlisi ultraviyole ışınları. Hatta dış kaynaklı yaşlanmanın yüzde 80’nini oluşturuyor. Ultraviyole ışınlarının etkisiyle oluşan kronik cilt hasarına ‘foto yaşlanma’ deniliyor. Foto yaşlanma sonrasında deride aşırı kuruluk, kızarıklık, düzensiz lekelenmeler, kırışıklıklar, elastikiyet kaybı ve tümör oluşabiliyor. Cildin kendini yenileyebilmesi yeteneği azalıyor ve yara iyileşmesi gecikiyor. Foto yaşlanma, bilinçli korunmayla önlenebilir. Ancak korunmanın çocukluk döneminden başlaması gerekiyor.

TENİN RENGİNE GÖRE SEÇİN: Güneşe karşı kullanılan ürünler, zararlı etkilerinden korunmanın önemli bir yolu. Ancak bunların düzenli ve bilinçli kullanımlarının yanı sıra, güneş ışınlarının en yoğun olduğu 10.00-16.00 saatlerinde mümkünse dışarıya çıkmamak, şapka ve gözlük kullanmak gibi korunma yöntemlerini de ihmal edilmemeli. Beyaz tenlilerin ciltleri güneşe karşı daha korunmasız olduğu için SPF 30 ve üzeri ürünler kullanmaya özen göstermeli. Kış mevsiminde bile en az 15 koruma faktörü ürünü kullanmak da unutulmamalı. Daha koyu tenlilerinse SPF 15 koruma faktörü içeren ürünler kullanmaları yeterli. Hamilelerin de çinkooksit ve titanyum dioksit içeren, en az SPF 30 ve üzeri fiziksel koruyucuları tercih etmeleri gerek. Çocukların ciltleri daha hassas olduğu için genellikle SPF 50 ve üzeri öneriliyor. Koruyucu, güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce, sonrasında da iki saatte bir sürülmeli. Terledikçe ve denize-havuza girildikçe yenilenmeli. Yine de cilt rengi açık kişilerde güneş koruyuculara rağmen kızarıklık ve yanık oluşabiliyor. Güneş alerjisi tetiklenebiliyor. Dolayısıyla güneş kremlerini sürmek güneşin altında gönlümüzce yatmak için vize vermiyor.

KORUYUCULAR D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNE YOL AÇAR MI: Tartışılan önemli bir konu da güneş koruyucuların güneş ışığının etkisiyle deride sentezlenen D vitamini eksikliğine yol açıp açmadığı. Dr. Akıncı, “Güneş ışığından D vitamini eksikliğine neden olmayacak oranda faydalanmak gerekiyor. Vücut yüzeyinin yüzde 6-10’unun (yüz ve el bilekleri yeterli) yaklaşık sekiz dakika güneşe maruz kalması günlük D vitamini gereksinimini karşılıyor” diyor.

DOĞRU SEÇİM YAPMAK İÇİN OKUYUN

* Hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı korumalı. Güneş koruyucuların ultraviyole ışını tarafından oluşturulan kızarıklığı baskılama oranı SPF olarak adlandırılıyor. SPF 15 yüzde 93, SPF 30 da yüzde 97 oranında engelliyor.
* Güneş koruyucular krem ve losyon olmak üzere iki tipte. Kremler cilt yüzeyini daha iyi kapladıkları için losyonlardan daha iyi koruma sağlıyor. Ancak yüksek SPF içeren ürünler yüzde 20-40 oranında yağ içeriyor ve sivilce oluşumuna neden olabiliyor. Yaş, cilt rengi ve tipinize uygun ürün seçin.
* Güneş koruyucular, aktif maddelerine göre ‘kimyasal’ ve ‘fiziksel koruyucular’ olarak ikiye ayrılıyor. Fiziksel koruyucular ışığı doğrudan yansıttıkları için çocuklar ve hamileler için tercih ediliyor. Kimyasal koruyucularsa ışıkla karşılaşınca tepkimeye giriyor ve bu yolla hücreyi korumaya çalışıyor.
* Özellikle ilk üç yaşta oluşan güneş yanıkları ‘melanoma’ adı verilen cilt kanserine eğilim yaratıyor.
* Çocuğunuz küçükse öncelikle şapka ve giysiyle koruma sağlayın. Gerekirse sadece güneşe fazla maruz kalan bölgelere fiziksel bariyer içeren kremler tercih edin. Özellikle 6 aydan küçük çocukların daha fazla deri yüzeyi/vücut ağırlığı oranına sahip olması nedeniyle, güneş koruyucuların içerdikleri kimyasal maddelerin emilimi daha fazla oluyor. Ancak metabolizmaları bu maddeleri uzaklaştırabilecek yeterli olgunlukta değil. Bunun sonucunda da toksik etkileri olabiliyor. Yakıcı saatlerde asla çıkarmamak, şapkalı ve giyinik çıkarmak daha doğru koruma yöntemleri.
* Çocuğunuza 6 aylıktan itibaren fiziksel filtre içeren güneş koruyucu, en az 3 yaşından sonra da kimyasal filtre içeren koruyucu sürün. Koruyucuları dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürmeyi ve sık sık tekrarlamayı da unutmayın.

ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Fedakarlık yapmadan kilo vermenin yolları


Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, ‘Doya Doya Zayıfla’ kitabında dokuz gerçek ve başarılı diyet hikayesi üzerinden, aç kalmadan zayıflamanın ipuçlarını veriyor. Çikolata, makarna, kısır, dürüm ve kebaptan fedakarlık etmeden zayıflamanın yollarını anlatan Kanar’ın kitabı Epsilon Yayınevi’nden çıktı, 25 lira

UZUN LAFIN KISASI

YANLIŞ: Meme kanseri sadece kadınlarda görülür. Erkeklerin memeleri olmadığı için, meme kanseri de olmazlar.
DOĞRU: Çok daha nadir olsa da, erkekler de meme kanserine yakalanabilir. Her 100 meme kanserinden biri erkekte görülüyor.

SAĞLIĞIM İÇİN
KEREM ALIŞIK (OYUNCU)


MUTLAKA YAPARIM: Spor yapıyorum ve sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorum. Haftada bir-iki kez futbol oynuyorum. Mutlaka yürüyorum.
ASLA YAPMAM: İçki ve sigara kullanmıyorum.
MUTLAKA YAPACAĞIM: Dinlenmek için tatili tercih ederim. Nereye gidersem de spor ve yürüyüş benimle. Doktor ve hastaneler beni korkutur. Bu yüzden maalesef check-up gibi şeylerden kaçıyorum.

TAMAMLAYICI TIP
Süt veren annelere yer elması


Yer elması yemeniz için neden çok. Vitamin ve mineral zengini yer elması, vücut direnci ve cinsel gücü arttırır. Kansızlığa iyi gelir. Anne sütünü arttırmaya yardımcı. İdrar söktürür ve kabızlığı giderir. Göğsü yumuşatır ve öksürüğü keser. Romatizma, mafsal ve nikris ağrılarını hafifletir. Basur şikâyetlerini azaltır. Cildi güzelleştirir. Üstelik besin değeri yüksek kalorisi düşük.
Yazarın Tüm Yazıları