Branson: Türkiye’de cep telefonu işine girebiliriz

"DÜNYANIN en çılgın işadamı" kimdir diye sorarsanız cevabım kesinlikle İngiliz Richard Branson olur. Virgin Grubu’nın patronu yani.

İngiltere’nın prestijli kolejlerinden birinde okurken, henüz 16 yaşında iken bir öğrenci dergisi çıkartarak iş hayatına atılan Branson bugün yıllık cirosu 8 milyar doları geçen 350 şirketlik bir imparatorluğun başında.

Branson, postayla evlere plak gönderen bir şirket olarak "Virgin"i 1970 yılında kurmuş.

Daha sonra Londra’da Oxford Sokağı’nda bir "plakçı" açmış.

Ardından yine Londra’da bir kayıt stüdyosu kurmuş. "Virgin"in çalıştığı ilk şarkıcı ise 1970’lerin ünlü şarkıcısı Mike Oldfield. Kayıt stüdyolarından sonra dünyanın belli başlı merkezlerinde gördüğümüz o meşhur "Virgin" zincirleri gelmiş.

"Virgin Havayolları", cep telefonları, otelleri derken Branson’un kozmetik, şarap, sağlık, iç çamaşırı ve daha sayısız sektöre de el attığını görüyoruz.

Benim Branson’dan aklımda kalan en çarpıcı fotograflarından biri, Londra’da düğün malzemesi satan "Virgin Gelin" Mağazası’nın açılışında "gelinlik" giyerek gazetecilere poz vermesiydi.

Bir imparotorluğunun başındaki bir işadamını "gelinlikle" düşünebiliyor musunuz?

Aklımda yer etmiş başka bir şey ise balonla Atlantik Okyanusu’nu geçmesi.

"Adrenalin" seviyesini yüksek tutmayı seven biri açıkçası.

1986 yılında da Atlantik Okyanusu’nu da teknesiyle geçerek dünya rekoru kırmıştı.

2004 yılında ise "turistik" uzay yolculuğunu için başlatmak gerekli izinleri alarak için "Virgin Galactic" diye bir şirket kurmuş.

Herşey yolunda giderse 2007 yılında 200 bin dolar ödeyen uzaya gidebilicek.

Nereden bakarsanız bakın Richard Branson inanılmaz yaratıcı ve sıradışı bir işadamı.

Bu yüzden onu hep ilgiyle izledim.

HER ŞEY VIRGIN MARKASI İÇİN

Bu yıl ilk kez Davos’a geleceğini duyunca karşılaşmak için heveslenmedim değil.

Şans ayağıma geldi. Richard Branson kaldığım otelde bir basın toplantısı düzenledi.

1950 doğumlu, iki çocuk babası Branson oldukça karizmatik biri olmasına rağmen biraz çekingen.

Branson’ın esas Davos’a gelmesinin nedeni "Virgin Sağlık Vakfı"nın neler yaptığını anlatmak.

Virgin markasını oluşturmak için aklına gelen herşeyi yapan biri olduğu halde vakfının neler yaptığını bugüne kadar pek duyuramamış.

Özetlemek gerekirse Branson "AIDS’ten artık insanların ölmemesi gerekir. Test büyük oranda hayat kurtarır. Bugün Avrupa’da, ABD’de insanlar AIDS’ten ölmüyor ama Afrika’da ölüyor" diyor.

Afrika’da yoğunlaştırdığı kampanyasında önce oradaki kendi şirketlerinde çalışanların AIDS testi olmaları sağlamış.

Testlerde "pozitif" çıkanların oranı yüzde 28. Branson "kimsenin ölmesine izin vermeyeceğiz" diyor ve kendi başlattığı kampanyayı diğer şirketlere önerdiklerini anlatıyor.

AIDS İÇİN ÇÖZÜM

Yani Afrika ülkelerinde büyük şirketler kendi çalışanlarına sahip çıktıkları takdirde AİDS sorunu belli bir ölçüde çözülebilir.

Branson’un bulduğu çözüm gayet mantıklı.

Afrika’yı mesken tutmuş uluslararası büyük şirketlerin sayısı ve çalıştırdıkları insanlarının sayısını düşünürseniz...

"Virgin Sağlık Vakfı"nın Afrika’da başka kampanyaları da var.

Kadın ve çocukları "AIDS" e karşı eğitmek, bedava prezervatif dağıtmak, malarya gibi hastalıklarla savaşmak gibi.

Branson üç, drört hafta önce eski ABD Başkanı Clinton ile Ortadoğu’ya gitmiş.

"Gazze’nin en büyük sorunu istihdam" diyor.

Bu yüzdan orada bir "Virgin Megastore" açmak üzereymiş. Sonuçta Branson, Gates kadar olmasa bile Afrika’daki yoksulluk ve hastalıkla mücadele için işin içine girmiş.

Sıra sorulara gelince şimdiye kadar neden Türkiye’de bir Virgin dükkanı açmadığını, neden bir yatırıma girişmediğini souyorum?

Afrika’dan Çin’e Avustralya’ya uzanan bir çoğrafyada girişimciliğini kanıtlamaş olan Branson neden Türkiye’de yok?

Sorum Branson’u gülümsetiyor. "Doğru Türkiye’de birşeyler yapmak için çeşitli insanlarla temasım oldu ama sonuçlanmadı. Türkiye genç nüfusa sahip dinamik bir ülke. Yakında bir yatırım düşünüyorum. Cep telefonlarında olabilir" cevabını veriyor.

Söylediklerinde ciddiyse eğer Virgin markasıyla yakında tanışabiliriz.

Borusan Orkestrası’nın bir günlük konuk şefi kim

SÖZ Branson’ın ilginç yöntemlerinden açılmışken Borusan’ın yeni duyduğum bir girişiminden söz etmek istiyorum.

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası genç müzik yeteneklerine destek amacıyla şöyle bir program başlatmış:

Bundan sonra her yıl orkestranın ilk konseri genç müzisyenlere destek bursu için yapılacak.

Ancak bu ilk konseri de burs veren işadamı yönetecek.

Yani bağış yapan bir günlüğünü "orkestra şefi" olacak.

Bu yıl 9 Şubat tarihinde yapılacak özel konser için bir işadamı seçilmiş.

Orkestrayı yönetmek için ders alan söz konusu işadamı genç müzisyenler için 25 bin euro bağışta bulunacak.

Acaba bir günlük orkestra şefi işadamı kim olacak?

Branson’vari bir yöntem değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları