Böyle gitmez...

Bu iktidarın iradesi yok...

Farkında değil misiniz?..

En kritik kararlar, ya hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan kimi belirsiz bürokratlar tarafından empoze ediliyor, ya da dış odaklar tarafından dayatılarak aldırılıyor...

Bu ulusun geleceğini belirleyen en yaşamsal kararlar dahi, iradesiz bir ortamda birer rastlantı sonucu...

Ya da birer basiretsizlik ürünü...

Oysa başınızı kaldırın bakın...

Dünyayı yeniden kuruyorlar...

*

Bakmalısınız...

Kitleler bitip de, batma sırası ülkemizin en büyük holdinglerine kadar gelmişken, en aklı başında işverenler televizyonlara çıkap ağlarken... 52 bin belde ve köyden 9'unu kurtardığını ‘‘Esenliğe çıkıyoruz... Gözlerim yaşardı’’ diye açıklayan bir Başbakan size hiçbir şey anlatmıyor mu?..

Nasıl olur?..

Adalet zaten çökmüşken çıkartılan af yasaları... Ulusal bütçenin yüzde 70'i çalınırken, hırsızları kovalayan savcıları ‘‘rejimi yıkmakla’’ suçlamaları... Batan Türk ekonomisini ‘‘Gazete almayarak tasarrufu’’ ile kurtarmaya kalkmaları...

Ya da; kendi ekonomik programını, yan odadaki televizyondan, Derviş'ten dinleyerek öğrenen bir Başbakan...

Hadi diyelim ki bunların tümü size bir şeyler anlatmadı...

Pekiii...

Ecevit'in Türk parasına destek kampanyası için imza attığı gün, doların 1 milyon 600 bine çıkmasından da mı bir şey anlamadınız?..

*

Artık beklemenin yararı yok...

Böyle gitmez...

Aklı başında siyasi kadrolar, medya, demokratik kitle örgütleri, ülkesini seven herkes...

Ama herkes...

Hiç olmazsa önümüzdeki sonbaharda seçimlerin yapılması kararının alınması ve kamuoyuna açıklanması için baskı hakkını kullanmalı...

Göreceksiniz bunalım bulutları dağılacak...

Yeni yeni beklentilerin toplumda yaratacağı umutların, ekonomiden sosyal yaşama kadar her yeri etkilediğini göreceksiniz...

Yoksa böyle gitmez...

Gidemez...