Boşluk

Bir süredir Ankara’nın belli başlı caddelerindeki reklam panolarında TCDD’nin hızlı tren ile ilgili afişleri dikkatimi çekiyor.

“Yollar Artık Bomboş” sloganının çalışıldığı afişte, Ankara Eskişehir arasındaki Yüksek Hızlı Tren seferlerinin her saat başı yapıldığı haber veriliyor, bu yüzden iki kent arasındaki karayolunun bomboş kaldığı savunuluyor.
Afişteki fotoğrafta kullanılmadığı için çatlamış karayolu üzerinde bir kaplumbağa, bir kertenkele, iki tane de kurumuş çalı görülüyor.
Manzara doğru ise Karayolları Genel Müdürü’nün görevden alınması için bana göre yeterli emare..
Şaka bir yana, tarif etmeye çalıştığım afiş, bir süredir beni gerçekten rahatsız ediyor.
Özellikle 1980 sonrasında farklı hükümetlerin, ulusal yolcu ve yük taşımacılığına ilişkin farklı tercihleri belirgin biçimde gözler önüne serilmişti.
Örneğin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, demiryollarını ‘komünist rejimin motifi’ olarak nitelemişti. O’nun doğrusu, otoyollar idi.
Mesela Tansu Çiller döneminde tam tersine bir eğilimin olduğunu, demiryolu taşımacılığının (sözde bile olsa) ağırlık kazandığını hatırlıyorum.
Oysa bir ülkede taşımacılığın kara, deniz ve hava yolları ile bunların kullandığı araç ve yöntemlerle birlikte bir bütün olarak planlanması gerekiyor.
Ankara ile Eskişehir arasındaki mesafenin Yüksek Hızlı Tren ile yakınlaşmış olması elbette sevindirici, alkışlanası bir gelişme..
Ama bir de tersini düşünün..
Karayolları Genel Müdürlüğü Ankara Eskişehir arasında Türkiye’nin hız limitleri en yüksek otoyolunu yapsa..
Sonra bir afiş ile bu başarısını duyursa..
Ve slogan olarak da “Demiryolları Artık Paslandı” cümlesinden yola çıkıp, “Paslanmayanlar jilet oldu, tıraş ediyor” dese..
Kulağınıza ve gözünüze doğru gelir miydi..?
Sanmıyorum..
Ya da Türk Hava Yolları iki kent arasında yarım saatte bir sefer düzenleyip, “Yollar da raylar da hikaye, tek rakibimiz NASA” dese..?
Olur muydu, bilmiyorum..
Son yıllarda TCDD’nin başarılı biçimde yönetildiğine, gerçekten önemli işlere imza attığına inanıyorum.
Ancak sözünü ettiğim afişte kullanılan temanın ve felsefenin pek de doğru olmadığını düşünüyorum.
Ne yollar, ne raylar, ne gökler, ne de sular ‘bomboş’ olmamalı, kalmamalı..
Ankara’da metro tünellerinin boş kaldığı gibi..
Boşluktan fayda gelmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları