Bornova sokaklarında hayat

Ömür GEDİK

Yine yoğun diyaloglu ve karakterli bir film çeken yönetmen işsizlik, mesleksizlik ve onun yarattığı ruh haliyle ilgili bir filme imza atmış. Bornova Bornova, 46. Antalya Altın Portakal Film festivalinde En İyi Kurgu Ödülü’nü almış ve Kosmos ile birlikte En İyi Film Ödülü’nü paylaşmıştı. Festivalde Öner Erkan En İyi Erkek, Damla Sönmez de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerini aldılar.

Arka sokaklar, işsizlik ve suça yatkın gençlerin hikayeleri Türk sinemasında giderek daha da öne çıkmaya başladı. Gerçekçi ve sert anlatımlarıyla dikkat çeken bu hikayeler izleyiciyi özellikle bu yönleriyle avuçlarına alıyorlar.
Bornova Bornova da aynı silahı kullanıyor ve sokağın içinden gelen, gerçek diyaloglarıyla izleyicileri perdenin içine almayı başarıyor.
Ece Temelkuran’ın kardeşi olarak da tanıdığımız İnan Temelkuran, ilk kez göçmenlerin hayatlarından kesitler sunan Made in Europe filmiyle çıkmıştı karşımıza. Şimdi ise kendi memleketinden, İzmir’den sokak manzaraları sunduğu bir filmle geldi.

MAHALLE DUVARINDA GEÇEN HAYATLAR

Bornova Bornova’nın çoklu karakterli bir yapısı var. Kendine bir çıkış yolu arayan eğitimli Salih ve futbolcu olmak isterken sakatlanan vasıfsız işçi Hakan günlerini mahalle duvarı üzerinde uzun diyaloglarla geçirirken, onlara erotik fanteziler yazarak geçinen Murat’ın hikayesi de ekleniyor. Filmin kadın figure ise Hakan’ın saf duygular beslediği liseli Özlem.
Bornova Bornova adı üstünde, İzmir Bornova’da geçen bir hikaye. Yönetmen İnan Temelkuran da Bornova Anadolu Lisesi mezunuymuş.
Filmdeki uzun ve sağlam diyaloglar Temelkuran’ın yansıttığı dünyayı ve işin iç yüzünü çok iyi bildiğinin birer kanıtı gibi.
Çok karakterli bir yapıya sahip olan filmde sokak kahvelerinde, bakkal önlerinde vakit öldürenler, evlenmeyi bekleyen genç kızlardan oluşan çoklu bir dünya var.
Evlenme hayali kurarak taksi şoförlüğü yapan saf gençler de, mahalle serseriliği yapan ve sokak aralarında vakit öldüren sözde solcular da bu filmde.
Bu erkek dünyanın içinde bize sunulan kadın ise batan çıkaran, suça teşvik eden ve isyan eden bir güzel.

SOKAĞI SEYREDİYOR GİBİ HİSSETTİRİYOR

Bornova Bornova’nın ezber bozan bir hikayesi var. Uzun diyalogların sıkmıyor olmasının en büyük nedeni insanda cumbalı evinden sokakta olanlara bakıyor duygusu bırakması. Filmdeki herşey o kadar gerçek ve oyuncular da o kadar hikayeye ait gibi ki, insan bir anda kendini o sokağın içinde uzaktan onlara bakarken buluveriyor.
Aksi halde tüm bu uzun diyaloglar bir süre sonra sabrımızı zorlamaya başlayabilirdi.
Bornova Bornova, aksiyona ya da efektlere yüklenmiş bir film değil. Tüm gücünü sağlam diyaloglarından ve bu sahneleri büyük bir ustalıkla birbirine bağlıyor olmasından alıyor. Antalya’da En İyi Kurgu ödülünü almasına şaşmamak gerek.
İnan Temelkuran, flashbackler’i, yani geriye dönüşleri de ustalıkla kullanmış. Bu sahneleri izlerken aynı anda, gerçek zamanda geçmişin hikayesini sözlü olarak dinliyor olmamız ilginç bir yenilik ve başarıyla uygulanmış.

SADECE ÖDÜLLÜLERE DEĞİL HEPSİNE TEBRİKLER

Ve son söz filmin oyuncularına. Sadece Bornova Bornova’nın saf oğlanı Hakan, nam-ı diğer fare rolünde gönülleri fetheden Öner Erkal (Antalya’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı) ve ilk kez izlediğimiz, Özlem rolündeki Damla Sönmez (festivalin En İyi Yardımcı Kadın Oyuncusu oldu) değil, diğer oyuncuların da gerçekçi ve doğal oyunculukları bu diyalog ağırlıklı filmi keyifle izlenir kılan en önemli unsur