Bombalar altında...

Bekir COŞKUN

Bomba sesleri var...

Sokaktaki bombalar sanık Apo için patlıyor, siyasetteki bombalar ise yasaklı Erbakan için...

Ki bomba sesi duyduğumda telefona sarılırım:

‘‘Ne patladı?..’’

‘‘Bomba...’’

‘‘Kim için?..’’

‘‘Erbakan için... Önerge bombası...’’

* * *

Türkiye patlayan bu iki tür bombalar arasındadır...

Sokaklardaki her bombadan sonra itfaiye yangını söndürmeye koşarken, siyasi her bombadan sonra ise hortum tutup milleti serinletme görevi itfaiye çavuşu Demirel'e düşüyor...

Diyelim ki: ‘‘Kimsenin telaş etmesine gerek yok, her bi şey kaidesine göre işler...’’ Nasıl?..

Erbakan uğruna atılan bombalardan paçası tutuşan Ecevit de koşuyor Çankaya itfaiyesine...

Süleyman Bey hortumu tutuyordur...

Medyaya göre bunalan Ecevit istifa etmek istedi, ancak Demirel onu durdurdu...

* * *

Biliyorsunuz; Demirel Cumhurbaşkanı, Ecevit Başbakan...

Bu ikisinden birisi ne zaman ülkenin başına geçse, başımızda buhran bombaları patlar...

Nitekim bu sefer ikisi birden baştadır ki, Tanrı bu ülkeyi hakikaten korusun...

Bakın:

Bu siyasi bombaların sebebi Erbakan'ı ilk kez iktidara ortak edip, gericilerin devlet kademelerine yerleşmesini sağlayan Ecevit'tir.

Şimdi aynısına karşı çıksa da, 80 öncesi yasayı değiştirip Erbakan'ın yasağını kaldırmaya kalkan kimdi?..

Ecevit...

Şimdi aynısını Fazilet Partisi yaptığı zaman sinirlenip ‘‘Sivil darbe...’’ diyor ve Çankaya itfaiyesine koşuyor...

Zaten Demirel hortum elinde beklemekte...

Peki; siyasi partiler yasası ve seçim yasası düzeltilerek, seçimler ayrı ayrı ve adam gibi yapılacakken... Bir ulusal çağrı önerisi karşısında kulağının üzerine yatıp umursamayan ve bu kargaşaya sebep olan Demirel değil mi?..

* * *

Bombalar patlıyor...

Asıl biz ne yapacağız, biz?..

Bombalar altında biz?..