Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm

Güncelleme Tarihi:

Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2016 14:24

Hayatımın Aşkı'nın dokuzuncu bölümünde kırılan bir topuk nelere sebep olur, günümüze uygun temsili bir "Prens-Prenses" masalı nasıl yaşanır onu gördük. Bölümün tamamında neler izledik? Birlikte göz atalım mı?

Haberin Devamı

BİR KEDİ GÖRDÜM SANKİ?

Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm

Gökçe ve Demir'in 300. Geleneksel Öpüşememe Şenlikleri'ne hoşgeldiniz sayın seyirciler! Türk dizilerinin karakterleri yakınlaştırıp yakınlaştırıp öpüştürmemesinden içimize fenalık getirdiği bugünlerde Hayatımın Aşkı da kendini bu ekole kurban ederek izleyicisini ziyadesiyle üzdü. Açılışı "Öpüşürler mi acaba?" diye yapsak da Gökçe ve Demir bir kedi gördüm sanki anlamsızlığıyla bir anda öpüşmeden birbirlerinden ayrılıverdiler. Ya insan gibi öpüşün ya da hiç yeltenmeyin gençler, vallahi bize gına geldi!

 

SİZ AYRI DÜNYALARIN İNSANLARISINIZ GÖKÇE!

Haberin Devamı

Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm

Gökçe ve Demir'in parçalı bulutlu seyreden bir türlü " olamama" macerasını izlemek insanın aklına "Siz ayrı dünyalarınız insanlarınız, davul bile dengi dengine!" şeklindeki Yeşilçam klişesini getiriyor. Demir her ne kadar Gökçe'yi samimiyeti, doğallığı ve sevimli sakarlığı yüzünden sempatik buluyor olsa da onu olduğu gibi kabul edebilmiş değil. Gökçe'ye vals öğreterek, kendi ortamlarına sokarak, tavsiye vererek kâh Duru'ya bir şeyleri ispatlamaya kâh Gökçe'yi kendi istediği şekle sokmaya çalışıyor. Ama ne yazık ki o işin oluru yok. Sakarlığıyla ünlü bir insanı valse götürmek dünyanın en saçma fikri olabilir. Demir'in bu girişiminin amacı Gökçe'den utanmadığını Duru'ya hatta bilinçaltında kendine kanıtlamaktan başka bir şey değil. Zira amacı sadece birlikte vakit geçirmek olsaydı Gökçe'yi onun da zevk alabileceği, yaparken zorlanıp stres olmayacağı bir aktiviteye götürebilirdi. Yani amaç üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek sanki... Gökçe ise kafasındaki ideal erkek figürünün Demir'de vücut bulduğunu düşünse de Demir onun ayakkabı numarasına kadar dikkat edecek incelikte bir erkek değil, en azından seyirciye şimdilik geçen duygu bu. Kısacası bu ikilide ısrar edilecekse birbirlerini belli çerçeveler içinde değil de oldukları gibi kabul etmedikleri sürece onlara yazılan romantik sahneler seyircide yankı bulmaz.

 

Haberin Devamı

BENİ BÖYLE SEV SEVECEKSEN!

Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm

Bir karşısındaki insanı olduğu gibi kabullenmeme vakası da belki de dizinin en sevimli çifti Bartu ve Sema'da vuku buldu. Gerçi bu durum sadece Sema için geçerli diyebiliriz. Haşarı ama sevimli Bartu'muzun hiç böyle problemleri yok. O tam bir düz adam! Seviyorsa seviyordur, sevmiyorsa sevmiyordur. Zaten kendisi de bu bölüm bunu belli edercesine çıktı Sema'nın karşısına... Adeta bir Kadir İnanır gibi, Yaban gibi "Seviyorum uleyn!" dedi. "Ben Deli Bartu'yum uleyn!" dedi. Tamam, son kısım biraz abartı olmuş olabilir. Ama en azından seviyorum dedi. Orada netiz. Sema da sonunda yelkenleri suya indirdi. Fakat Bartu'dan utanarak hem kalbimizi kırdı hem de ayıp etti. Sonunda durumu anlayan Bartu "Haydi bana eyvallah!" diyerek ortamı terk etti. Çok da iyi oldu çok da güzel oldu. Şimdiye kadar kırk takla atarak Sema'nın kalbini kazanmaya çalışan Bartu olmuştu. Şimdi çaba gösterme ve Bartu'ya kendini affettirme sırası Sema'da!

 

Haberin Devamı

BİR İLERİ İKİ GERİ BU NEYDİ BÖYLE?

Bölüm sonu dedikodusu: Hayatımın Aşkı 9. bölüm

Tam da bu noktada yetkili bir bireyle görüşmek istesek bu ricamız dikkate alınır mı acaba? Çünkü kafalar oldukça karışık ve fena halde birilerinin bize neler olduğunu açıklamasına ihtiyacımız var. Dizinin afişi hatta ilk bölümleri bize Gökçe'nin Demir ve Kaan arasında gidip geleceği bir aşk üçgeni vadediyordu. Fakat geldiğimiz noktada senaryo deyim yerindeyse Kaan'ı resmen sessize aldı. Demir ona karşı hamle yapmaktan aciz kaldığı için kirli zaferlerini izlemekten bıktığımız Duru'nun Kaan'a doğru zorla itelenmesine kesinlikle gönlümüz razı değil. Zekasıyla bizi etkileyen kötü karakterleri ne yaparlarsa yapsınlar hepimiz severiz. Fakat ucuz bir kötülüğün üstüne hikayenin bir ayağının sallanıyor olması izleyici olarak bu noktada bizi üzüyor. Gökçe-Kaan ikilisinin sahneleri ise tamamen havaya uçmuş. Öyle ki Gökçe Kaan'ın telefonlarına bile çıkmıyor. Biz bu ikilinin çift olabilme ihtimalini sevdik. Fakat o ihtimal tamamen gözden çıkarıldıysa araya atıştırmalık misali atılan Kaan'ın kafasında döndürdüğü romantik Kaan-Gökçe klipleri niye? Kısacası bir ileri iki geri bu neydi böyle? İlerleyen bölümlerde tüm bu soruların mantıklı cevaplarını bulabilmek dileğiyle...

Haberin Devamı

Bu haftalık bizden bu kadar, haftaya görüşmek üzere!

 

noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.

 

BAKMADAN GEÇME!