Bodrum’da bir gece...

MUHTEŞEM bir geceydi. Mehtabın ışıkları üzerimize yağıyor ve denizin durgun yüzeyinde tatlı parıltılar yaratıyordu.

Böyle geceleri görmemiş olanlar yaşamış sayılmazlar!

Bodrum’un Barbaros Koyu’ndaki Kempinski Hotel’in terasındaydık. Ege Denizi’nin üstünde bakır renkli bir tepsi gibi yükselen ayı seyrediyorduk. Deniz, mehtabın ışıkları altında bir rüya álemi gibi görünüyordu.

Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Bodrum’un sorunlarının tartışılacağı geceyi kısa bir konuşmayla açarak, "Bodrum’un sembolü olan Halikarnas Balıkçısı’nın ifade ettiği gibi, başka yerde nur içinde yatılır, Bodrum’da ise nur içinde yaşanır" dedi.

O sırada mehtabın nuru içinde olan tüm davetlilerin ruhları da, duyguları da aynı büyünün etkisi altındaydı.

* * *

Bodrum, yalnız tarihiyle, kültürüyle, denizi ve güneşiyle değil, otelleriyle de dünya çapında bir turizm merkezi olma yolunda.

Eskiden dağ keçilerinin otladığı yamaçlarda şimdi beş yıldızlı oteller yükseliyor.

Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanı M. Uğur Terzioğlu, Bodrum’un 30 yıl önceki halini şöyle anlatıyor:

"Eskiden dört buçuk-beş saatlik bir yolculuktan sonra gelirdik buraya. Ne yiyeceğiz bilemezdik. Buradaki halkın nüfusu az tabii. Lokantaya ihtiyaç yok, herkes kendi evinde yiyor yemeğini. Geceleri elektrik de yoktu.

1977 yılında dört İsviçreli bankacıyı aileleriyle getirdim. Mandalinci’nin bir oteli vardı. Oradaki odaları tuttuk. İsviçrelileri oraya yerleştirdik. Bize yer kalmadı. Biz de karşıdaki bir evin çatısında, çuvalların arasında yattık! Bodrum’da otelcilik, son 20 yılda var."

30 yıl önce küçük, tek oteli olan Bodrum, şimdi beş yıldızlı süper lüks otellerle dolu.

Artık, dünyanın en ünlü kişileri de geliyor. Dedikodu sayfalarına yansıyan Bodrum’la, gerçek Bodrum çok ayrı. Peki, Bodrum’da her şey mükemmel mi? Heyhat, ne gezer! Merkez pislik içinde!

* * *

O güzel geceye eşim Emel ile beraber katıldım. Davette kimler yoktu ki?

Eski bakanlar, milletvekilleri, büyükelçiler, işadamları, sanatçılar, vs...

Dost yüzler de çoktu. Eski Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, Emekli Büyükelçi Kaya Toperi ve kızı, candan arkadaşımız Can Pulak ve eşi, karikatür sanatının büyük ustası Bedri Koraman ve eşi, Ortakent’in genç Belediye Başkanı Mehmet Kocadon.

Bir Bodrum sevdalısı olan Can Pulak:

"Bodrum’un dışı sizi, içi beni yakar. Burada her koy ayrı bir cennet ama Bodrum’un merkezini çöp kokuları sarmış, pislikten geçilmiyor. Yabancılardan utanıyorum!" dedi.

Peki, çaresi ne? Büyükelçi Kaya Toperi’nin zarif kızı, "Çare, Mehmet Kocadon’un Belediye Başkanı olması" dedi ve ekledi:

"Ben onun seçim kampanyasında Bodrum için gönüllü olarak görev alırım."

* * *

Mehmet Kocadon halen Bodrum Ortakent Belediye Başkanı. Konuklar "Bodrum Belediye Başkanlığı’na aday olacak mısınız?" diye sordu.

Genç Başkan güldü: "Beni seven, bana güvenen insanları kıramam. Bodrum’da doğdum, Bodrum’da öleceğim. 7 ay sonra aday oluyorum!"

Mehmet Kocadon, Ortakent’te DYP’den Belediye Başkanı seçilmişti. Oysa şimdi partisi battı. Peki, hangi partiden aday olacak? AKP mi dediniz? Bu mümkün değil! Aydın bir Türk kadını olan annesi onu kurşuna dizer, babası Şerif Amca da onu evlatlıktan reddeder!

Mehmet Kocadon, AKP’nin dışında bir parti bulmalı! Zaten Bodrum’da AKP kazanamaz!
Yazarın Tüm Yazıları