Bob Dylan şarkısı seçmek zor iş

Bob Dylan, 24 Mayıs’ta 70 yaşına bastı. Haberi Twitter’da paylaştığımda Dylan’a kendi şarkılarından biriyle “İyi ki doğdun” demek isteyenlerden şarkı önerileri geldi: ‘Forever Young’, ‘Blowin’ in the Wind’, ‘Tangled Up In Blue’, ‘All Along The Watchtower’, ‘Mr. Tambourine Man’... Ben de bir şarkı seçmek istedim ama o mu, bu mu, şu mu derken plakların arasında kayboldum!

Bob Dylan’a 70’inci doğum günü için kendi şarkılarından birini hediye etmeye kalkışmak zorlu bir iş.
Dylan şarkılarıyla tanıştığım yıllarda, adamımız kariyerinin en kötü günlerini yaşıyordu.
1980’lerden bahsediyoruz. Dylan’ın kendisinin karikatürü olarak bile değerlendirilmediği yıllar. Plakları ‘korkunç kötü’ bulunuyor, devrini çoktan tamamlamış, yeteneğini, sesini ve hatta görkemli geçmişini bile kaybetmiş ‘yıldız eskisi’ olarak anılıyor...
O yıllarda pek çok isimle tanışmama imkan sağlayan ev yapımı, kenarına ispirtolu kalemle inci gibi ‘Bob Dylan’ yazılmış kasetle Ortaköy Meydanı’nda karşılaştığımda kendisini henüz tanımamaktayım.
Ona özenerek o yılların ‘entel camiasının’ alameti farikası kabul edilen asker çantası kullanmaya başladığım abi ve sevgilisiyle muhabbet ediyorum.
Sayelerinde tanıştığım isimleri çok sevmişim, zevklerine çok güveniyorum.
Kaseti tutup ‘Bu ne?’ dediğimde, Joni Mitchell’a benzeyen sevgilisi “Bu denmez; kendisi Bob Dylan’dır. Al, dinle...” diyor gülerek.
Daha gürültülü şeylere merak duymaya başladığım yıllar aslında ama rehberlerimin Bob Dylan’a duydukları saygı merakımı kamçılıyor.
Henüz internet yok, fotoğrafını görmek için Osmanbey’deki plakçıya gidip “Bob Dylan albümü var mı?” diye soruyorum. Plakçı abinin uzattığı plağa baktığımda, “Aaa, komşu abilerin evinde duvarda posteri vardı bu adamın” diyorum.
Saygım hızla artıyor, referansları çok sağlam canım şu Bob’un.
En büyük takıntımla böylece tanışmış oluyorum.
Amerikan Kütüphanesi’ndeki bir kitaptan çıkardığım diskografisini ilk albümden başlayarak toplamaya başladım.
Beşinci albümüne, yani ‘Bringing It All Back Home’a geldiğimde, kendimi dünyanın sayılı Bob Dylan hayranlarından biri olarak görüyordum!
Stüdyo İmge’de çıkan Bob Dylan yazılarını ezberlemem, başarısız gitarist olma girişimim, ne dinlersem dinleyeyim bir noktada ‘The Freewheelin’ Bob Dylan’a dönmem takıntımın ilk işaretleriydi.

UNCUT’IN ÖZEL SAYISI

Dylan’ın sadece benim değil (eh, haliyle!), hayranı olduğum pek çok ismin de takıntısı olduğunu zamanla öğrendim.
Uncut’ın halen piyasada olan 169’uncu sayısı dört farklı kapakla ‘Bob Dylan 70 Yaşında Özel Sayısı’ olarak çıktı.
En iyi Dylan biyografilerinden ‘No Direction Home’un yazarı Robert Shelton’ın (1995’te öldü) ‘meşhur kayıp röportajı’ da dahil olmak üzere harika bir dosya hazırlamışlar.
Başka iyi müzik insanları, Dylan’dan birer şarkı seçip üstüne birkaç cümlelik görüş bildirmişler.
Tom Waits ‘The Lonesome Death of Hattie Carroll’u seçmiş: “(İlk dinlediğimde) Büyülenmiştim. Daha sonra bunu benim de yapabileceğimi anladım. Bir haberi ele al ve onu şarkıya dönüştür...”
Joan Baez ‘A Hard Rain’s A-Gonna Fall’u seçmiş: “Nükleer savaş karşıtı bir şarkı olarak, Soğuk Savaş sonrasında anlamını kaybettiği düşünülebilirdi ama ozon tabakasına, hava kirliliğine, asit yağmurlarına bakınca hala büyük anlamı olduğu anlaşılır...”
Iggy Pop’un seçimi ‘Positively 4th Street’ olmuş.
Richie Havens ‘Masters of War’u, Rickie Lee Jones ‘The Times They Are A-Changin’, Billy Bragg ‘Clothes Line Saga’yı seçmiş.
Patti Smith hayatını değiştiren şarkının ‘Like A Rolling Stone’ olduğunu hep anlatır zaten.
Dylan’ın sesi dünyanın en güzel sesi değildir eğer pırıl pırıl sesler peşindeyseniz.
Ama bazı plaklarının üstündeki notu hatırlatmak gerekirse: “Kimse Dylan’ı Dylan gibi söyleyemez”.
Bestelerinin (sözlerin değil, aman dikkat!) çoğu eski melodilerin gözden geçirilmiş halidir ama hepsini yeniden doğurmuştur.
Onun gibi şarkı sözü yazan birinin gelmediği ve gelmeyeceğini herkes kabul eder.
Kapalıdır ama münzevi değildir.
Uzaktır ama kaçak değildir.
Bir efsanedir ama aramızda yaşar.

NİCE YILLARA ZIMMY

Soru kafamda dönüyor hala:
Dylan’dan tek şarkı seçmem gerekse hangisini seçerdim?
‘Things Have Changed’ ile ‘Mr. Tambourine Man’ arasında kaldım, son durumum budur.
Yazarın Tüm Yazıları