BJK Anadolu’ya

Güzel bir karar aldı Beşiktaş.

Stad projesi bitene kadar, maçlarını Anadolu’da oynayacak.

Haberin Devamı

Özellikle de 1. Lig’te takımı olmayan illerde. Mesela Van, Adana, Samsun, Malatya, İzmir gibi.

Belki Siirt, Mardin, Batman, belki Adıyaman, Şanlıurfa, Erzurum... ve benzeri illerde.

Diyarbakır demiyorum çünkü Diyarbakır 1. Lig’e çıkmak üzere.

***

Beşiktaş bu turneden binlerce yeni taraftar, yeni genç, yeni çocuk kazanarak döner İstanbul’a.

Ama ben işin o tarafında değilim. Beşiktaş’ın alacağından ziyade vereceği şeyler mühimdir.

Kalabalık bir kafileyle gideceği her şehir, karnaval havasına bürünecek.

Her maç, otel demek.

Her maç, lokanta demek, çarşı pazar demek. Moral demek, barış demek, heyecan demek, yörede bayram sevinci demek.

Ne güzel.

Oradaki gençler için yeni bilgiler, yeni görgüler...

Hoş bir alışveriş.

Beşiktaş Yönetimini kutluyorum.

***

Uygulama nasıl olacak, onu bilemem.

Haberin Devamı

Herhalde İstanbul’daki rakip takımlara “Gel gidip Yozgat’ta oynayalım” diyemezsin ama mesela Kayserispor’a bunu söyleyebilirsin. Mesela Bursaspor’a Sakarya sahasını rahat önerebilirsin.

Beşiktaş bu kararı almakla çok önemli bir adım atmış ve Anadolu gençliğini kucaklamıştır. Trenlere

taş atan çocuklar, artık taşı bırakıp Beşiktaş’ın yolunu gözleyecektir.

Keşke genel kural haline gelse bu. Saha kapatma cezaları yerine, her takıma “Git Anadolu’da oyna” denebilse.

Ceza değil, ödül.

Hem futbolcular da oradaki yoksulluğu görüp, hâllerine şükretmeyi öğrenirler belki.

Bezmen’in itirafları

Ben o’na Konfüçyüs derim.

Halil Bezmen’in yeni kitabı enfes.

“Kendime itiraflarım”.

Her paragrafı beni çok düşündürdü... İşte küçük bir pasaj:

Çocukken, evde çalışanların önünde bazı konuların ve özellikle de zenginliğimize işaret edenlerin konuşulmaması bizden istenirdi. Necdet Eniştem bu konuda çok titizdi. Kendimizden daha fakir insanların üzülmesinden mi, kıskanmasından mı, öfkelenip intikam almasından mı, yoksa hırsızlığa teşvik edilmelerinden mi çekindiği anlaşılmıyordu. Başkasının zenginliği, üstelik çalıştığımız işyerinin zenginliği, emekçi için bir tepki kaynağı mıdır, onu da bilmiyorum. İnsanı, kendisine hiçbir zaman ait olmamış zenginlik değil, tadına vardıktan sonra kaybettiği zenginlik mutsuz eder sanıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları