Biz mi aptalız siz mi?

ZONGULDAK’ta art arda madenlerde meydana gelen metan gazı patlamalarında işçiler patır patır öldü.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ne yaptı?

Faturayı işçilere kesti.

Borçlarından dolayı maaşlarına haciz konulan işçileri kovma kararı aldı.

Meğer bu işçiler borç harç düşünmekten kendilerini işlerine veremiyor, iş kazaları bu yüzden oluyormuş.

Yerseniz.

*

Sorunu gerçekten çözmek isteseler...

İş kazalarının -pardon düzelteyim, işçi cinayetlerinin- ardındaki temel nedene bakarlardı.

Zira sorunu deşseler altından kuralsız, güvencesiz, sendikasız ve kayıtsız çalışma biçimleri çıkacak.

Ve tabii taşeronlaşma.

Nitekim, Zonguldak’ta metan gazı patlamasında ölen işçiler de bir taşeron firmasında çalışıyorlardı.

*

Yasalarımıza göre işverenler, işgücü maliyetlerini düşürebilmek için işi bölerek taşeronlara verebiliyorlar.

Bu tür taşeronların büyük kısmı, iş ekipmanı bulunmayan, hatta işyeri adresi olarak evini gösteren işçi komisyoncuları.

Taşeron şirketler ana işverenden iş almak için fiyatları, kâr etmek için de işgücü maliyetlerini düşürüyor.

Bu durum işçilerin hayatına uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, kuralsızlık, güvencesizlik, sendikasızlık ve kayıt dışılık olarak yansıyor.

İşte bu yüzden bu ölümlere “kaza” demeye dilimiz varmıyor.

İşte bu yüzden bunlar “cinayet”.

*
İş kazalarının 4’te 3’ü 100 kişiden az işçi çalıştıran küçük ve orta çaplı işyerlerinde meydana geliyor.

Bunlar büyük ölçekli firmalara kıyasla daha fazla iç ve dış rekabet baskısı altında faaliyet gösterdiğinden, işçi sağlığı ve güvenliği maliyetlerini fiyatlara ekleyerek tüketicilere veya müşteriye yansıtmaları pek kolay değil. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini kaçınılması gereken maliyetler olarak görüyorlar.

Yasalar da buna “Hay hay” diyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, en az 50 işçi çalıştırılan işyerlerinin İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu oluşturması gerekiyor. Gelin görün ki Türkiye’de 50’den fazla işçi çalıştıran işletmeler toplamın yüzde 1.91’i. Yani, işletmelerin yüzde 98’i bu düzenlemenin dışında.

İş kazalarının büyük çoğunluğu işçi sağlığı ve güvenliğinin maliyet ve kâr hesabına terk edildiği bu kapsam dışı işletmelerde meydana geliyor.

Bizde bu konuya ilişkin bir yasa çıkartılmaması bir yana...

Taşeronlaşma aşırı boyutlara ulaştı, iş denetimi ortadan kalktı.

İşçi sağlığı ve güvenliği tüzüğü yürürlükten kalktığı gibi, yerine konan yönetmelikler işçiyi değil işletmeleri koruyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü sanayileşmiş ülkelerde her 10 bin işçi başına bir iş sağlığı müfettişi düşmesi gerektiğini söyler.

Bizde 40 bin ücretli işçi başına bir iş müfettişi düşüyor. Bu konuda az gelişmiş ülkelerden farkımız yok.

*

Yani...

Artan iş kazalarının nedeni işçilerin işlerine konsantre olamamaları değil, hükümetin rant odaklı büyüme anlayışının bir sonucu.

Bu ekonomik model ülkemizi dünyanın ucuz emek ülkelerinden biri haline getiriyor.

Yapılması gereken, insanları boğaz tokluğuna çalıştırmak değil, ülkemizin gelişmiş ülkelerle yarışmasını sağlayacak yüksek vasıflı bir işgücü oluşturmak.

Çözümü borç harç içinde işçi çalıştırmamakta arayanların ya zekâ sorunu var...

Ya da bizi aptal yerine koyuyorlar.

Karar sizin.
Yazarın Tüm Yazıları