Biz kalender meşrebiz

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Türkiye İş Bankası'nın üç cilt halindeki CD'li kitapçıkları, gerek müzik tarihimiz, gerek eğlence kültürümüz açısından, bu alandaki eksikliğimizi giderecek belgesel bir özellik taşıyor.

‘‘Geçmişten Günümüze Türk Müziği-Alafranga’’daki parçalar, ses tarihimizdeki gelişimin, değişimin, renkliliğin bugün de, öyle ya da böyle sürdüğünü gösteriyor.

Üç kitapçık ve CD'den oluşan bu çalışmanın ana başlıkları şöyle:

‘‘Bir Operetti Yaşamak’’, ‘‘Direklerarası'ndan Pera'ya’’, ‘‘Yıldızlar Düşerken’’.

Dinleyerek öğrenmek, öğrenme yöntemlerinin hem en kolayı, hem de en zevklisi. İşte örneği.

Cemal Ünlü'nün sunuşta yazdığı gibi, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti'nin canlı, dinamik ve yenilikçi anlayışının oluşturduğu belki de dünyanın en ilginç, en renkli ses arşivinin yeniden kazanılması’’ sağlanmış.

Müziğin ve eğlencenin, yaşama kültürünü oluşturmada birinci sırada yer aldığını bilince, İstanbul'un eğlence yaşamında, müzik hareketlerinde, sınıfların ayrıldığı, birleştiği noktaları du bu haritada bulursunuz.

Son kırk elli yılının müziklerini düşündüğümde; Saray Sineması'nın, Taksim Belediye Gazinosu'nun, Şan Sineması'nın duvarlarına sinen seslerin yankısı, bizim kendimize özgü bileşkelerimizin şaşırtıcı antolojisini oluşturur.

*Ê*Ê*

‘‘BEN kalender meşrebim’’ kantosu, bizim eğlence anlayışımızın tersini ifade eder.

Çünkü kanto, ‘‘ben kalender meşrebim’’ diye başlar, tahayyül ve tasavvur ettiği dilberin özelliklerini dünya güzelinde bile bulmak mümkün değildir.

Oysa biz eğlenmesini seven bir milletiz. Müziğin her çeşidine eşlik ederiz, ya da müzik yaratırız.

Müziksiz eğlence olmaz, müziğin eğlence ile sanat arasındaki çizgide dengesi, bir başka tartışmayı getirir yazıya.

Operetler, tangolar, valsler, yaşama kültürünün gelip geçtiği İstanbul hayatının uçucu ama eğlenceli tarihidir.

Değişik müziklerin seslendiği kitlelerin araştırması yapılınca, bizim batıyı da, doğuyu da aynı anda, aynı kulakta barındırdığımız sonucuna varabiliriz.

CD'leri dinlerken, yabancı sanatçılardan Türk sanatçılarına geçiş sürecinin cumhuriyet kanavasındaki güzel renkler olduğunu farketmemek mümkün değil.

Eğlence, erkeklerin tekelinden çıkıp, kadınların da katıldığı bir hüviyet kazanınca, batılılaşmanın olumlu etkisini inkar etmek kimin haddine.

Üstelik seyirci, dinleyici kimliğinden, sahnede sanatçı kimliğine giden yolu hızlandıran da batılılaşma ve cumhuriyettir.

Kitapçıkları okuyup da müziği dinlediğinizde, bugün müzik çizelgemizdeki yerinizi saptayabilirsiniz.

Bu tür çalışmalar biz, bütün müzik akımlarının ortasında kalmış bir İMÇ ziyaretçisi olmaktan kurtarıyor.

Operet neden bugün bestelenmiyor? Müzikalleri ne oranda gerçekleştirebildik? Sorunun cevabını bunları dinleyerek verebilirsiniz.

Beyoğlu'nun eski Kafeşantan'larında müzik dinleyen Mon Beyler'in durumuyla, bugün aynı mekandaki barlarda canlı müzik dinleyenleri mukayese edebilirsiniz.

Kitapçıkları okuyup, CD'leri dinlerken kendinizi, yabancılaşmanın kıyısından dönmüş bir kazazede gibi hissedebilirsiniz.

*Ê*Ê*

TANGOLARINI kendi sesinden dinlemeyi sevdiğim İbrahim Özgür'ün biyofrafisindeki bir not, bu yazıyı noktalayacak en güzel cümle:

‘‘İbrahim Özgür, Hindistan'da bir prenseses aşık olmuş bu ümitsiz aşk yüzünden hiç evlenmemiştir.’’



Yazarın Tüm Yazıları