Biz’e ait

Bir gün, bir pencerenin önünde durdum.

Açtım. Ben dışında olanlara baktım.

Bir gün, yağmur sonrasında sokağa çıktım.

Bir su birikintisinin kıyısında durdum.

Suyun aksinde, içime baktım.

Bir sabah erkendi, çok erkendi. Beş gibisinde sabahın.

Birçok kuş kanadı geldi ses olarak.

Uyandım.

Çitlembik ağacı sabah mavisinde iken, gökyüzüyle;

Yüzleştim.

Yürürken, yalnızca kendimle ilgili iken,

Yerlere düşmüş, erken yaz bitimi yaşamış bir manolya yaprağı ile karşılaştım.

Renkleri, cilalı karamel türünden.

İnceledim, hayran kaldım.

Alt katın balkonuna kumru bir çift yuva yapıyor.

Dakikalarca mutlu çalışkanlıklarını seyrettim.

Sevindim.

***

Ne çok saklanmış gülümseme var hayatımızda. Birileri ‘Bonus’ gibi, kıyılara köşelere serpiştirmiş bu pırıltıları. Sahibi yok bu hazinelerin. Onlar gören herkesin. Devamlı dönüyor bu filmler her yanımızda. Karakterler değişik, amaçlar aynı. Görüp, paylaşmak sonuçsuz, hiçbir niyetsiz dahil olmak, bir nefeslik onlarla solumak ve nihayet gülümsemek. Aslında ne kadar önemli.

Kendi çemberimizi yaratırken hayatta. Bazen binbir tortu ile doluşturuyoruz yörüngemizi. Gerçek dünyanın, gerçek değişmez değerleri. İş ve gerisindeki kutu kutu tortu depoları, aşk’ın ne gelirse kabulum kırıntıları, ailenin mecbur-görev yaptırımlı genetik birimleri, insan olmanın gerekli gereksiz binbir çeşit detay çöpleri ile bir güzel yaşamaya çalışıyoruz.

Şöyle bir silkelenmek gerek ara sıra. Çerden çöpten kurtulmak gerek. Hep zorunlu olmalar fazlası ile çember içi kirlilik demek. Düşünce temizleyen bir makine olsaydı da, girse idik hep beraber el ele. Ne güzel olurdu. Kurtulurduk o zaman gülümsememekten.

Büyüklük çeşidi tartışılır bir şehirde yaşıyorsanız benim gibi. İşiniz daha da zor. Bin, milyon kırıntısında şehrin ve dahil olan insanların, düşünün bir kere ne de zordur temiz düşünce ile var olabilmek. Hep bir art niyet, hep bir çıkar bombası vardır başkalarının çemberlerinde ve siz bilerek bilmeyerek o çemberler içinde gülümsemeye çalışırsınız. Olsun, türünden omuz silkip devam ederiz ya da onlar gibi tortu oluruz. Ama gülümsemek dünyaya bir katkıdır, unutmamak gerek. Kendince içine somurtmaktan bahsetmiyorum. O bir duygu durumu. Ben, kendine ve dış çembere çöp olanlardan söz ediyorum.

Hayat ne olursa olsun olağanüstü bir kurgu. Acısı da büyük bir deneyim, fazladan mutluluk, bingo. Geridekiler inceden, kabadan detay. Kalan gönüldeki birkaç anı, yüzdeki bir küçük gülücüktür. Gerisi boş, gerisi aldatıcı yalan.

Çersiz çöpsüz, gülümsemelere...
Yazarın Tüm Yazıları