Biz çok güzel bir kadının onun kadar güzel olmayan kızlarıyız!

Mutlu Tönbekici ile Küçük Oteller Kitabı ve kız kardeşlik üzerine

Haberin Devamı

Çok fırlama ve çok zeki bulduğum bir kadındır Mutlu... Mutlu Tönbekici...

İlişkileri, siyasete, olan bitene herkese, her şeye başka türlü bakar... Kime anlatıyorum, siz de Vatan Gazetesi’ndeki köşesinden zaten takip ediyorsunuz onu... Ben bu aralar yaz programı yapmaya çalıştığım için, bir de geliştirilmiş ve yenilenmiş 2009 Küçük Oteller Kitabı’ndan takip ediyorum... Abla kardeş birlikte kaleme aldılar... Onu kenara çektim "Bana bak" dedim, "En iyi hangi otelde sevişilir, en iyi hangi otelde romantizm yaşanır, evlilik yıldönümü en iyi nerede kutlanır?" "Hayatta söylemem, sana liste vermem" dedi, "İyi o zaman" dedim, kendi listemi kendim yaptım (yanda).

En iyi hangi otelde sevişilir?

Biz çok güzel bir kadının onun kadar güzel olmayan kızlarıyız
Müjde'yi herkes sever. Beni herkes sevmez. O düzgün konuşur, ben düzgün yazarım. O zayıftır, ben tombul. O hiç bunalmaz, ben zaman zaman patlarım. O dolaylıdır, ben dimdirek...


SABRİNASHOUSE- BOZBURUN... Odaların bir kısmında terasta jakuzi var, daha ne olsun?

YEDİ BURUNLAR FENERİ-ÖLÜDENİZ... Orgazm olmak için manzaraya bakmanız yeterli!

TASH MAHAL- ALAÇATI... Bir balayı odası var ki...

BEYAZ YUNUS- ÖLÜDENİZ... Hani bir zamanlar size uçurumun kenarında bir otel anlatmıştım. İşte burası. Kendinizi her şeyden, herkesten soyutlanmış hissediyorsunuz... İşiniz ne? Sevişiyorsunuz!

JADE RESİDENCE- ÖLÜDENİZ... Zeytin ağaçları gölgesinde, bir Fransız filminde gibisiniz...

ARGOS İN CAPPADOCİA- KAPADOKYA... Sofistike seks için ideal...

MUDANYA YAHŞİ BEY KONAĞI -Yaşam enerjisi veren yer, 15 çocuk yapasınız gelir!

Kendi kendine kalmak için, ruhunuza pansuman yapmak için...

SİMENA- KEKOVA KALE KÖY... Tarifi olmayan bir manzara. Olağanüstü bir doğa. Hele o lahitler...

HOYRAN WEDRE KÖY EVLERİ- DEMRE... Gidin görün, pişman olmazsınız... Yalnızlıktan da sıkılmazsınız...

Çocuklarla en iyi tatil nerede yapılır?

KIZILBÜK AHŞAH EVLERİ- DATÇA... Deniz şahane, her yer çim, gölgesi kocaman olan ağaçlar, kazlar ördekler, kendinize ait bir eviniz ve mutfağınız var.

ARAL TATİL ÇİFTLİĞİ- BOZCAADA... Suyu soğuk ama o hayvanlara bayılacaktır çocuğunuz...

POKUT YAYLA EVİ- ÇAMLIHEMŞİN... Bizim ilk gözağırımız! Alya ile bayılmıştık, bu sene yine gitmek istiyoruz...

KARDEŞLİK HARCI FELAKETLER SIRASINDA KUVVETLENİYOR

Ablan Müjde’nin en çok nesini seversin?
Benzerlikte kenetleniyor, zıtlıkta kapışıyoruz


-Çalışkan ve sözünün eri olması.

En çok nesine tahammül edemezsin?

-Her şeyi bildiğini sanması ve o baş öğretmen tavrı!

Müjde senin hangi özelliğine tahammül edemiyor?

-Çabuk sinirlenmeme. Sanırım. Bir de 10 kilo fazlama gıcık oluyormuş gibi geliyor.

Siz, hayatınızın hangi döneminde en çok anlaştınız?

-Son 6 aydır.

En anlaşamadığınız dönem...

-İkimiz de otuzlu yaşlardayken.

Kardeşlikte nasıl badireler atlattınız?

-8 yaşıma girdiğimden beri, yani 30 yıldır ayrı şehirlerde yaşıyoruz. Ortak bir ev hayatımız, onu geçtim haftada iki üç kere, birbirimize geliş gidişimiz bile olmadı. Bu kadar ayrı kalmak, derin uçurumlara ve küslüklere neden oldu. Şu son 6 aydır acayip iyiyiz. Ne kadar derin halatlarla birbirimize bağlı olduğumuz fark ettik.

Nasıl oldu bu?

-Kardeşlik harcı, felaketler sırasında iyice kuvvetleniyor!

Kişilik olarak ne kadar farklısınız?

-Benzerlikte kenetleniyoruz, zıtlıkta kapışıyoruz.

İki kardeş iş yapmanın zorlukları...

-Ben biraz patron gibiydim çünkü işin ağırlığı daha çok benim üzerimdeydi. İkimiz de bu konumlandırmadan rahatsız olmadık, bu da işleri çok rahatlattı. İki kadının iktidarının çarpıştığı durumlar felakettir çünkü. Herkes vazifesini tıkır tıkır yaptı, en küçük tartışma olmadan çıktık işin içinden.

Müjde’ye o "malum skandal" esnasında en çok arka çıkan sen miydin?

-Benim için de bir şoktu. İkisini de 17 yıldır tanıyorum. Sevan Nişanyan’la ablamın kocası olması dışında da, bir hukukum var. "Arka çıkmak", karşı tarafa sınırsız düşmanlık beslemekse, hayır öyle bir şey yapmadım. Ama onun da yaptığı affedilir gibi değildi.

Sende olmayan neler onda var, onda olmayan neler sende var?

-Onu herkes sever. Beni herkes sevmez. O düzgün konuşur, ben düzgün yazarım. O zayıftır, ben tombul. O hiç bunalmaz, ben zaman zaman patlarım. O dolaylıdır, ben dimdirek.

Yaşlandıkça birbirinize benziyor musunuz?

-Hayır aksine. Daha da ayrışıyoruz.

Yaşlandıkça ikiniz de annenize benziyor musunuz?

-Biz çok güzel bir kadının onun kadar güzel olmayan kızlarıyız. Anneme sokakta dönüp dönüp bakarlardı. Beni, bütün itirazlarıma rağmen babama benzetiyorlar. Ablamı ise yine bütün itirazlarıma rağmen anneme benzetiyorlar. Bilmiyorum yani kim kime benziyor.

Baba peki? Hiç affedilmeyen adam mı?

-Bizim baba mevzumuz o kadar acıklı kı, hiç girmeyelim istersen...

Taklitleri yanımıza bile yaklaşamaz

Küçük Oteller Kitabı bir devrimdi. Hani denir ya bir çağ açtı. Sen de öyle düşünüyor musun?

-Küçük Oteller Kitabı’yla Sevan Nişanyan Türkiye’ye hakikaten büyük bir yenilik getirdi. Sadece beş yıldızlı tatil köylerine bir alternatif getirmek açısından değil, kullandığı dil ve yaklaşımıyla da bir devrim yarattığını düşünüyorum. Alışılmış kalıpların dışında, hem dürüst hem de çok tatlı bir müstehzilik barındırıyor söylemi. Esas devrim bu aslında. Bırak Türkiye’yi Avrupa’daki küçük otel ve seyahat kitaplarında bile yok bu. İşte tam da bu nedenle çok sadık bir okuru var kitabın. Kodları çözebilen en güzel tatili yapıyor.

Peki "devam yazarı" olmak seni zorlamıyor mu?

-Zorluyor ama yapabileceğim bir şey yok. Metinlerini kullanmaya devam ediyoruz. Metinler arası bir üslup kopukluğu olmaması için her cümleyle dantel gibi oynamak durumundayım. Henüz tam "Hah oldu!" demesem de umut var. İkinci yılım bitti, üçüncü yıl daha iyi olacaktır.

Her şey gibi taklitleri çıktı, abla kardeş sinir oluyor musunuz?

-Yooo. Taklitler yanına bile yaklaşamazlar. Mesele sadece "Şurada bir otel var, aha üç tane de fotoğrafı" demek değil. Niye orada gitmemiz gerektiğini vurucu bir detayı öne çıkartarak anlatabilmek. Veya gittiğimizde ne hissedeceğimizi vermek.

Nasıl ayıracak tüketici sizinkini? Küçük oteller, butik oteller...

-Bilinçli tüketicinin karıştırmadığını tahmin ediyoruz. Bilhassa metinleri okuyan için aradaki fark çok bariz. Ama ayıbın ötesinde bir taklit söz konusu. Bizimkilerin icadı olan ismin bile hemen hemen aynısı koydular. Ve işin komik tarafı Sevan ve Müjde ’butik’ lafını bilhassa reddediyordu yıllardır.

Neden?

-Çünkü kitapta butik mutik olmayan, senin gittiğin Pokut Yaylaevi gibi yerler de var ki kitabın ruhunu veren zaten tam da bu tip yerler. Zira bu bir "trend" kitabı değil, bir gezgin kitabı. "Küçük" lafı hepsini kapsıyor. Allah’ın Kaçkar dağında 2000 metredeki pansiyonu da gösteriyoruz, Çeşme’de jet setin gittiği jilet gibi süper lüks bir yeri de. Ortak özellikleri bir ruhlarının olması ve içimize sinmesi.

MUTLU’NUN EN’LERİ

En en romantik...

-Mardin. Şehrin kendisi o kadar otantik, egzotik ki orada insanın birbirine aşık olmaması mümkün değil. Üstelik platonik, yani sevişmesiz bir aşk bile olabilir. Hani meraklıysanız böyle bir şeye. Kalınacak yer: Erdoba Konakları.

En en seksi...

-Bütün Bozburun Yarımadası. Her bir koyu baştan çıkarıcı. İnsan kendini Adem’le Havva gibi hissediyor. Bu da kaçınılmaz olarak "seviştiriyor." Kalınacak yerler: Aşkın Pansiyon, Les Teracces de Selimiye, Club Rena, Goldenkey Bördübed, Sabrinas Haus, Amazon, Palmetto.

Sevgiliyi doğum gününde nereye götürürsün?

-Dalyan’a. Kaplumbağalarla nehirde yüzmek, İztuzu plajında dalgalarla cebelleşmek, sazlıkların arasında motorla gezmek, Kaunos mezarlarına çıkmaya çalışmak bana yaşam sevinci verir. Kalınacak yerler: Happy Caretta, Kano Otel, The Cozy Dalyan.

Evlilik yıldönümünde nereye götürürsün?

-Dağlara. Koca dağların karşısında biz kimiz ki hissi insana çok iyi geliyor. Varsa bir problem kalmıyor. Yoksa daha da kenetleniyorsun birbirine. Dağbaşında kalıncak yerler: Çamlıhemşin’de Pokut Yaylaevi. Sonra, Koçira, Kuşpuni ve Ekodanitap. Bayramiç’te Dağbaşı, Kemer’de Oliympos Mountain Lodge, Bolu’da Villa Neva, Kazdağlarında Öngen Country, Erguvanlı Ev.

Yazarın Tüm Yazıları