Biz bileğimizin hakkıyla Tarkan, sponsor sayesinde

Güncelleme Tarihi:

Biz bileğimizin hakkıyla Tarkan, sponsor sayesinde
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2001 00:00

Berkant ya da öteki adıyla ‘‘Bay Samanyolu’’ yaşamını Mersin'de dört yıldızlı Sultaşa Oteli'nin ‘‘Alem Bar’’ında her gece program yaparak sürdürüyor. O şimdi Mersin'in gözbebeği olarak Siverekli ünlü aşiret reisi işadamı Hamit İzol'un kanatları altında. Valisinden dağdaki çobanına kadar tüm Mersin onu bağrına basmış, gözbebeği yapmış. Türk pop müziğine adını altın harflerle yazdıran, ‘‘Samanyolu’’yla ölümsüzleşen Berkant, bugün 750 milyon lira maaş karşılığında her gece saatlerce şarkılarını söyleyip alın teri döküyor. Haydi gelin, hep beraber onu ziyaret edip hatırını soralım, biraz da nostalji yapalım. Ayrıca ne demişler, ‘‘Altın yere düşmekle sakıt olmaz’’. Sultaşa Oteli'nin kapısından lobiye girdiğimizde amansız çöl sıcağında muhteşem bir vaha bulmuş gibi olduk. Ne güzel raslantı ki, hemen arkamızdan Berkant'ın eşi Engin ile oğlu Öykü de İstanbul'dan geldiler. Berkant, güler yüzüyle, nezaketiyle yine o eski Berkant. Sigarayı azaltmış, çayı bile yarım bardak içiyor. Laf aramızda 63 yaşında demeye bin şahit lazım. Başlayalım dünden, gelelim bugüne kadar.İstanbul'da altın devrimi yaşadımHerkes İstanbul'a giderken ne olmuştu da Berkant tersine Mersin'e gitmişti?- Hayır, asla İstanbul'a küsmedim Yener'ciğim. Ben orada gerçekten dolu dolu altın bir devir yaşadım. Mersin'e ilk kez 1980'de kısa bir çalışma için geldiğimde çok hoşuma gitti. 1985'te burada yeni açılan bir tavernanın hem de müdürlüğünü yaptım, hem de geceleri sahneye çıktım, beş sene boyunca. İşler tavsamaya başlayınca 1990'da çalışmak için Londra'ya gittim, bir sene Türk lokallerinde sahneye çıktım. Yurda döndükten sonra Ankara, İzmir, İstanbul'da, Anadolu'nun çeşitli illerindeki gece kulüplerinde sahneye çıktım. 1996'da Tarsus'ta çalışırken bu otelin sahibi eski dostum Hamit İzol geldi; ‘‘Baba benim otelimde Alem Bar adlı bir gece kulübüm var, gel orada başla, hem de müdürü ol’’ dedi. Altı senedir buradayım, artık yarı Mersin'li sayılırım. Ev yine Kadıköy'de, eşim ve çocuklar oradalar. Burada otelde yatıp kalkıyorum, güzel bir odam var. Geceleri külüpte bir saat program yapıyorum, ayrıca düğünler, davetler filan oluyor, geçinip gidiyoruz. İlk başlarda istekler geliyordu peçetelerle, Kayahan'dan, Ahmet'ten söyleyeyim diye. Söylemedim, yıllarca onlara hep benim ben olduğumu anlattım. Şimdi Mersinli ‘‘Nisan Yağmuru’’, ‘‘Elma Şekeri’’ gibi şarkılarımı benimle beraber söylüyor.Zeki Müren, beni mahvederdin dediBerkant kendini acımasızca eleştiren bir sanatçıdır, açıklamaktan da çekinmez.- Şu anda hak ettiğim yerde değilim, bunun da suçlusu benim. Şimdi anlıyorum ki, müzik olarak çok daha iyi şeyler yapmalıymışım, halbuki çok basit şeylerde kalmışım. En büyük hatam çok fazla Türkçe sözlü şarkı yapmam oldu, aşırıya kaçtım. Onun yerine ‘‘Samanyolu’’ gibi özgün besteler söylemeliydim. Rahmetli Zeki Müren, bir gün bana ‘‘Sen Samanyolu'ndan sonra alaturkaya dönseydin beni mahvederdin’’ dedi. Yapamazdım, çünkü ben orkestra şarkıcısıydım. Batı müziğine şartlanmıştım. Dönek olsaydım ben de kalkıp arabesk söylerdim.Bugün müzik sadece para oldu- Son 15 senedir ne bir gazinoya, ne de bir konsere gittim, görmek istemiyorum. Çünkü müzik bugün sadece para oldu; yazıktır, ayıptır yahu. Yener'ciğim, seninle yıllarımız geçti, çok iyi bilirsin bizim zamanımızda İstanbul gerçekten nezih bir eğlence merkeziydi. Hatırla, 64'lerde rahmetli Yurdaer Doğulu'yla çalıştığımız Kulüp Batı'ya değil ceketsiz, papyonsuz girilmezdi. Juke-box'lara 1 lira atıp Hallyday'i, Adamo'yu seyrederdik. Elbette biz de para kazanıyorduk ama, müşterilerin belli bir kültür düzeyi vardı. Herkesin kendine özgü sanat kişiliği vardı, başkalarından apartmazdı. Peçetelerin uçtuğu yerde müzik olmaz- Bizik kuşak bileğinin hakkıyla ün sahibi oldu, şimdikiler televizyon çocuğu. Tarkan bey kendisini maddi manevi destekleyen dev sponsorlar sayesinde her gece ayrı bir kanalda, her gün ayrı bir firmanın bedava konserinde. Bunları o ve onun gibileri hafife almak, küçümsemek için söylemiyorum. Biz arkamızda Allah'tan kimsenin desteği olmadan aslanlar gibi sahnelere çıkıp, binlerce kişiye sesleniyorduk. Müşteriler bedava davetiye dağıtılmıyordu, hem biz kazanıyorduk, hem de işverenler. Bizler gibi çalıştığımız gazinolar da yaptıkları çalışmalarıyla, müzikaliteleriyle yer alırdık. Şimdi basından izliyorum; masaların üstüne çıkılıyor, ayakkabılardan şampanya içiliyor, paralar, peçeteler havalarda uçuşuyor. Bizler arasında uluorta seviyesiz atışmalar olmazdı, kimse kimsenin şarkısını söylemezdi. Şimdi bakıyorum; o bununla yakalanmış, onun şuna borcu var, filanca falancanın ayağına kurşun sıkmış, bu devir böyle. Onun ben bunların arasına girmiyorum, insanı sıcak, oksijeni bol Mersin'de huzur içinde yaşıyorum.Şöhret sahibi oldum para sahibi olamadımBerkant 63 yaşına meydan okuyarak kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda.- Benim yaşantımı sürdürecek kadar gelirim hep oldu, hálá da öyle. Para benim için bir vasıta, harcamaya yarar, amaç olmaz. Buradan 750 milyon lira civarında maaş alıyorum, bir de SSK'dan emekli maaşım var. Şöhret sahibi oldum ama, para sahibi olamadım, çünkü öyle bır hırsım yok. Eğer öyle bir kafaya sahip olsaydım, sadece ‘‘Samanyolu’’yla ben bugün Türkiye'nin yarısına sahiptim. Ayrıca eskiden öyle büyük paralar da yoktu. Vasfi Uçaroğlu Orkestrası-Berkant olarak çalışırken benim aldığım para 40-60 lira arasında değişirdi. Zeki Müren, hepimizden fazla bu işi bilen, hepimizden fazla para kazanan bir büyük sanatçıydı. Öldüğü zaman 200 milyar parası çıktı, iki de ev filan. Aslında Zeki Müren gibi bir yıldızın Kaliforniya'da, bilmem nerede villaları olmalıydı. Yener'ciğim, bunca yıl koşturmaktan yoruldum, bu yaştan sonra tekrar sil baştan yollara düşecek vaziyette değilim. Bir şeyler bırakarak gideceğime inanıyorum, zaten bundan fazlası da abes olur. Tek istediğim, tek rüyam İstanbul'da bir jübile yapmak. 45 yıldan beri aralıksız şarkı söyleyen biri için çok değil herhalde. Ölmeden önce yapılırsa çok mutlu olacağım.YARIN: SEZEN DE KAYAHAN DA ARABESK
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!