Biyoloji + teknik = biyonikte

Güncelleme Tarihi:

Biyoloji + teknik = biyonikte
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2006 00:00

Biyonik, bir bilim dalı, biyolojiden, yani canıllardan öğrenerek, insanlara teknik çözümler üretir. Canlıların gelişimi sırasında doğa çeşitli zorlukları yenerek yeni çözümler üretti. Canlılar yürümek, yüzmek ve uçmak zorunda ve kabuk, kemik veya kürk gibi koruyuculara ihtiyaçları var.

Doğa bu sorunları mümkün olduğunca az kuvvet ve zahmetle hallediyor. Doğanın bu çözümleri kadar mükemmel ki, bilim adamları onları taklit ediyorlar. İşte size birkaç ilginç örnek.

Köpekbalığının derisi yüzücülere yaradı

Köpekbalığının eşsiz deri yapısı özellikle uçak yapımcılarının ilgisini çekiyor. Köpekbalığının derisi, otomobillerdeki arka rüzgarlıklar gibi etkiyen minik dişlerden oluşmakta. Bu deri yapısı balığa en az enerjiyle yüzmesine izin veriyor. Tüm dişler kuyruğa doğru yönelmiştir ve bu şekilde su kanalize edilirken, sürtünme direnci düşürülür.

Bilim adamları köpekbalığı derisinden esinlenerek yüzücülere özel mayolar geliştirdiler. Amerika’daki Airbus Endüstrisi, Airbus A340 uçağının kanatları için yapay köpek balığı derisi üzerinde çalışıyor. Başarılı olduğu taktirde yakıt tasarrufu yapılabilecek.

Kirlenmeyen çiçekten, kir tutmayan yapılara

Nilüfer çiçeği (Nelumbo nucifera) geçen yüzyılın yetmişli yıllarında botanikçilerin dikkatini çekmişti. Bu güzel bitki çamurlu sularda yetişmesine rağmen yaprakları hep pırıl pırıldır. Mikroskop altında incelendiğinde yapraklarının üzerinde siğil biçiminde çıkıntıların bulunduğu görüldü. Bunların üzerinde ise minik balmumu kristalleri var.

İşte bu pürüzlü ve suyu tutmayan yüzeyde su damlacıkları akıp gittiği için yapraklar kir tutmuyor. Hatta zararlı mantar sporları, bakteri ve yosunlar bile suyla birlikte akıp gidiyor. Nilüfer çiçeğindeki temizleyici etki örneğin kiremit veya binaların yüzey kaplamalarında kullanılmakta. Böylece bunlar her yağmurda kendiliğinden temizleniyor.

Deniz süngerleri sayesinde daha iyi iletişim

Venüsün çiçek sepeti olarak bilinen Euplectella süngerleri ışığın ulaşamadığı okyanus diplerinde yaşamakta. Bazı örneklerini bilim adamları 11m derinlikte buldular. Uzun silindir biçimindeki bu süngerler, en az 1000 atmosferlik basınca karşı dayanıklıdır.

Cam elyaf tekniğinde ışınlar bilgi iletişiminde kullanılır. Cam elyaf kablolar, esnek ve bükülebilir cam benzeri bir malzemeden üretilen demetten oluşurlar. Bilim adamları şimdi bu deniz süngerini yeni bir cam elyaf türünün yapı ustası olarak keşfettiler. Süngerler çok soğuk ortamlarda yaşadıkları için de bilim süngerin bu özelliğini yeni kablo üretim teknikleri için büyük bir avantaj olarak görmekte.

Teknolojik bastonun esin kaynağı yarasa

Yarasalar yönlerini özel bir sonar sistemiyle bulurlar. Bu sistem, hayvanlara 0,1mm kalınlığındaki telleri bile algılamalarına izin verecek kadar hassastır. Yarasalar uçarken ağızlarından (bazı türler burunlarından) çıkardıkları seslerin yankılarını dinleyerek yönlerini buluyorlar. Bir İngiliz zoolog, yarasaların bu yetilerinden yararlanarak körler için bir baston geliştirdi.

Yarasalardaki sonar tekniğiyle donatılan yeni baston üç metre uzaklıktaki engelleri bile algılayabiliyor. Bastonla birlikte kullanılan diğer bir alet insan için duyulmaz olan ultrason sinyallerini kaydederek yansımalara göre yolun açık olup olmadığını saptıyor.

Eğer yolda bir engel varsa, bastonun üzerindeki titreşimli dört düğme kullanıcıyı uyarıyor. Bu ileri teknoloji baston farklı ülkelerde yaşayan 25 görme engelli tarafından başarıyla test edildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!