Bıyıklı mutluluk...

Bekir COŞKUN

İngiliz bilim adamlarının başlattıkları ‘‘Başsız insan olur mu, olmaz mı?’’ tartışması ile bizim ‘‘Bıyıksız efe olur mu, olmaz mı?’’ tartışması tam birbirine denk geldi...

Bıyık tartışması bizim...

Yörük Ali Efe'nin bıyıksız heykelini yerinden karga-tulumba söküp götürenlere baktım; hepsi bıyıklı...

Çoğunlukla vatandaşlarımız da ‘‘Bıyığı yoksa, o nasıl efe?..’’ görüşünde birleşiyorlar...

Üstelik elindeki tüfeğinin tetiği de yok...

Efe'nin tüfeğinin tetiksiz olmasını hadi neyse hoş görenler, bıyıksızlığına asla izin vermediler...

‘‘Peki, Efe'nin bıyığı yoksa bizi nasıl kurtardı?..’’ gibi bir sorunun ışığında, belki de daha iyi kurtarılmış olmak için Efe'ye bıyık monte edilecek...

*

İngiliz bilim adamı Profesör Slack ise aynı günlerde ‘‘Kafasız insan’’ projesini ortaya atıverdi...

Genetik müdahaleyle şimdilik kafasız bir kurbağa yarattı...

Aynı teknikle, daha sonra kafası olmayan insanlar geliştirilebilecek... Böylece insanoğlu bir tür yedek parçaya kavuşuyor sayılır...

Şimdi tartışma şu:

İnsanoğlunun geleceği için kafasız insanlar yaratarak çok yaşamak doğru bir şey mi, değil mi?..

Türkiye'de kamuoyunun aklına gelen ilk soru ise şöyle oldu:

‘‘Bizde ne zaman?..’’

*

İşte biz bu iki tartışmanın ortasında bir yerdeyiz...

Geçmişte kurtuluşumuzu Efe'nin bıyıklı olması şartına bağlarken, geleceğimizin kurtuluşu için aklımızın öbür köşesinde başsız insanlar fing atıyor...

Kafamız karışık...

Bir yanımız Batı'ya, bir yanımız Doğu' ya bakar...

Bir yandan bilim ve tekniğin akıl almaz sürprizleri ile sürüklenirken, öte yandan Efe'nin bıyıklarına takılabiliyoruz...

Bu bizim hoş yanımız...

Efe'nin bıyıklısı ile geçmişimizi, insanın başsızı ile geleceğimizi sağlama bağlarız gider...

Efe'nın bıyıkları bize geçmiş, İngiliz'in başsızları bize gelecek sunar...

Oturup keyifleniriz...

Efe'nin bıyığı var mı, var...

Başsızlar geliyor mu, geliyor...