Birlikte tiyatroya gidelim patlamış mısır da yiyelim

Çocuğunuzla beraber yapabileceğiniz faaliyetlerin artması bir anne için çok heyecan verici ve rahatlatıcı oluyor.

Parklardan sıyrılıp daha sosyal aktivitelerde bulunmak her ikisi için da çok eğlenceli. Dolayısı ile her anne çocuğu ile sinema veya tiyatroya gidip beraber patlamış mısır yemeyi iple çeker. Nitekim sinema yaşı daha ileride olmakla beraber tiyatro ve kukla gösterileri çocukların ilk ilgisini çeken şeylerden biri.

Daha çok üç yaşının önerilmesiyle birlikte iki yaşındaki bazı çocuklar da görsel şölenlerden zevk alır. Kukla gösterileri, müzikaller, renkli, çarpıcı kostüm ve dekor, hareketli müzik çocukların ilgisini çeker ve oyunu takip edemese de bunları izler. Fakat bazı tiplemeler de onu korkutabilir. Dolayısı ile onu sakinleştirmeniz gerekecektir. Ayrıca sürenin fazla uzun olmaması (ki zaten çocuk oyunları buna göre ayarlanır) da avantajınızadır. İlk defa gidiyorsanız kolay çıkabileceğiniz bir yeri tercih etmenizi de öneririz.

Oyunların bazıları ücretsiz olmakla beraber bilet fiyatları ortalama 7,5 milyona kadar çıkabiliyor. Aşağıda İstanbul ve Ankara'daki bazı tiyatroları sizler için toparladık. Oyunlar aylara göre değişebildiğinden gitmeden telefon etmenizi öneririz.

Yunus Emre Kültür Merkezi'ne masal seyretmeye Çakmaktaşı, Masal, Alis Harikalar Diyarında, Dağ Denize kavuştu oyunları oynanıyor. Cumartesi-Pazar Saat:10:30 (212) 661 38 95

Dances of Colours dans gösterisi yani 40 kişilik bir ekip tarafından halk oyunları ve sema gösterisi sunuluyor. Salı ve perşembeleri 19.15'de cumartesileri 17.15'de. Büyüklerin fiyatı 18 dolar. Küçüklerden ücret alınmıyor. Tel: (0212) 517 86 92 Yer: Fırat Kültür Merkezi / Çemberlitaş

Akbank Çocuk'ta iki oyun bir kukla

Cumartesi-Pazar 11:00 Bir varmış hiç yokmuş Pazar günleri dönüşümlü olarak Nasreddin Hoca ve Memo Kukla Tiyatrosu Saat: 15:30 Çevre Tiyatrosu, Kocamustafapaşa, İstanbul (0212) 585 59 35 Akbank Karagöz Kukla Tiyatrosu Cumartesi Pazar saat 11.00 Sabancı Lisesi , Barbaros Bulvarı, Yıldız, İstanbul (0212) 261 02 88


Mydonose Showland'de Güneşi güldüren soytarı 25 Ocak 23 Şubat arasında yeni başlayan oyun: Güneşi Güldüren Soytarı. 1,5 saat süren oyun ormanda geçiyor ve pek çok farklı karakter var. Cumartesi ve Pazar 13.00'de başlıyor ve fiyatlar 6-10-15 milyon TL. olarak değişiyor. (0212) 468 1 468'i arayabilirsiniz.


Halis Kurtça Kültür Merkezi: Her Cumartesi-Pazar. (0216) 357 28 36-7

Akatlar Kültür Merkezi: Her Cumartesi - Pazar: 13:00 (0212) 351 93 84

Profilo Kültür Merkezinde: Her Cumartesi - Pazar : 12:00 (0212) 216 40 70

Kartal Sanat Tiyatrosu: Pazar Saat:13:00 (0216) 389 25 23

Bahçelievler Kültür Merkezi: Her Cumartesi-Pazar Saat 13:00 (0212) 441 36 81

Maltepe Yayla Sanat Merkezi: Her Cumartesi - Pazar Saat: 13:30 (0216) 383 99 20


6 sahnede 6 oyun


Güneşin Oğlu: İki kardeş bir masal kitabının içine düşer. Güneşin oğlu ile güneşe doğru heyecanlı bir yolculuğa çıkarlar.

Benim Küçük Yıldızım: Kendisini yıldızların büyüsüne kaptıran küçük kız yıldız bulmak için bir serüvene atılır. Oyun bir kukla gösterisi şeklinde.

Karagözüm İki Gözüm: İşsiz kalan Karagöz para kazanmak için ayı kılığına girer. Ama insanları kandırmak sonucunda başına neler gelir neler...

İsli Sisli Pis Puslu: Hava kirliliğinin yarattığı koşullar o mahalle halkının yaşamını da olumsuz etkiler. Mahalleye taşınan bir yazar bütün mahalleyi bilinçlendirir.

Kurşun Askerin Utancı: Savaş yanlısı kral, kurşun askeri kendi tarafına çeker. Ama Barış ve Sevgi, askere yardıma yetişir.

Don Kişot Petmen'e karşı: Don Kişot cehaletin yanı sıra çevre kirliliği ile de mücadele eder. Pet şişeleri temsil eden Petmen'le karşı karşıyadır.

Oyunlar Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi (0212 240 77 20), Fatih Reşat Nuri Sahnesi (0212 526 53 80), Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi (0216 333 03 97), Kadıköy Haldun Taner Sahnesi (0216 349 04 63), Gaziosmanpaşa Sahnesi (0212 578 60 67) ve Ümraniye Sahnesi (0216 461 85 22) Cumartesi ve Pazar günleri saat 11.00'de. Fiyatlar 2 milyon TL.


Ankaralı çocuklara oyunlar


Ankara Sanat Tiyatrosu: Ak Masalcı, Kara Masalcı

Her Cumartesi Pazar 13:00 (0312) 425 02 56

Ankara Deneme Sahnesi: Memiş Dayı, Her Pazar 11:00. (0312) 354 14 05

75. Yıl Tiyatro Salonu: Sevgi Tepesi, Kültür Bakanlığı DÖSİM Salonu. Her Cumartesi, Pazar - 12:00

* Mamak Belediyesi Şehir Tiyatrosu: Küçük Prens. Her Cumartesi 13:00 (0312) 363 84 74

Nüans Tiyatro: Şeker Çocuk Sahnesi, Hazine Adası ve Çalışkan Afacan Cumartesi - Pazar 13:00 - 14:30 dönüşümlü olarak. (0312) 431 10 98)

Çan Tiyatrosu: Pek çok sahnede pek çok oyun sergileniyor. Detaylı bilgi için (0312) 431 85 28 & 431 95 66

Karınca Çocuk Tiyatrosu: Her Cumartesi, Pazar Saat:13:00. Yer: Ekin Sanat Merkezi Tel: (0312) 419 56 56


İki inatçı keçi bir evde karşılaşmış


Her günümüzün ve saatimizin pembe baloncuklar üzerinde, hoplayarak, zıplayarak, kahkahalar atarak geçtiğini sanıyorsanız büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu söylemem lazım. Gerçi öyle bir izlenim edinmeniz pek de yanlış sayılmaz ama haftaların ilerlemesi ve oğlumun kişilik gösterme dönemine girişiyle birlikte 'iki inatçı keçi bir evde karşılaşmış' durumuna daha çok maruz kalıyoruz.

Ve kavga ediyoruz. Üstelik bazen tekme tokat kavga ediyoruz.

Tatil, bayram, hastalık gibi sebeplerden dolayı yarım gün gittiği yuvaya bile gitmeyen ve eve kapanan Sinan, yine aynı sebeplerden dolayı eve kapanan annesi yani ben, ilk birkaç günü güzel geçirebiliyoruz ama ondan sonra hep film kopuyor.

Birimizden biri güne ters başladıysa eyvah!

İkimiz de güne ters başladıysak (ki uykusuz bir gece buna yetiyor) eyvah eyvah!! Birinci saatte kıyamet başlıyor.

Önce 'bilgisayarı açma' diye açtığım aleti şak diye kapatıp sistemi çökme tehlikesine maruz bıraktığı için ben küplere biniyorum. İçimden geçen 'Nora sakin ol, o çocuk, öğret ona' sesleri ağzımdan bambaşka çıkıyor ve onu azarlıyorum. O ağlıyor. Bilgisayar çalışıyorsa ben sakinleşiyor ve onu sakinleştiriyorum.

Onun ters olduğu günler en felaketi. Bir sinir geliyor. Ağlayarak,

- Aanne 'sütü neden açtın' diye bağırıyor.

- Peki kapayayım.

- Neden kapadıııın?

- Peki al sen.

- Neden bana uzattıııın?

- Sinan ne istiyorsan yap.

- Neden öyle dediiiin?

- Peki bir şey söylemiyorum.

- Neden bir şey söylemiyosuuun?

Sinirden kafamı çeviriyorum.

- Neden kafanı çevirdiiiin?

- Peki ne yapayım?

- Neden sütü açtıııın?

- Sinan kapadım ya!

- Neden kapadııın?

Ne yaparsınız? Ne yapmalıyım? Geçecek biliyorum ama ya benim ruh sağlığım?

Neyse onun ilgisini çekecek bir şeylere dikkatini çekerek süt konusu unutuluyor. Ve şanslıysak bir daha açılmıyor. Ama bazen geri dönüşler de mümkün...

Bir de benim adıma konuşmuyor mu, hasta ediyor beni. 'Sinan hadi eve gidelim, üşüdüm' diyorum. 'Üşümedin' diyor bana. Ulan ne hissettiğimi sen mi bileceksin. 'Acıktım' diyorum, 'Hayır acıkmadın' diyor. İşte bu beni gerçekten deli ediyor. Gençliğimde bunu yaptığı için babamla ne kavgalar ederdik. Benim adıma konuşmasınlar. Şimdi de oğlum vurdu beni. Beterin beteri varmış ya...

Ve akşam faslı... Bütün gün bulaşmadığı, suratlarına bile bakmadığı salondaki eşyalara, özellikle babası evde iken ve haberleri dinleyecekken sarıyor ve bu sefer aile faciası kopuyor.

Bütün gün suratlarına bakmadı da neden şimdi!

Babasıyla arama girmek için mi?

Peki hangimizin tarafında..?

O yemiyor, ben yiyorum. O yemiyor, ben yiyorum. Gün geçiyor, sinirimden hala yiyorum.

Sinirlerin hoplaması ve kavga etmek için sebep çok. Bazen de büyük bir hışımla bana vurmaya çalışıyor. Elindeki kitabı kafama geçirip geçirip duruyor. Veya altını temizlerken tekmelerini müthiş bir şekilde isabet ettiriyor. Ben kendimi korumaya çalışıyorum. Çünkü ciddi olmasa da acı veren yaralar aldığımı biliyorum iki yaşındaki veletten. Ben de elimi kolumu savurmaya başlıyorum kendimi korumak için. Tabii o bir darbe almıyor.

Bir şekilde sakinleşiyoruz. Yoruluyoruz daha doğrusu... İki köşeye tüneyip, 'Tamam,' diyorum. 'Baştan başlayalım. Sinan anneyi, anne Sinan'ı üzdü. İkimiz de özür dileyip barışalım,'

Neyse ki bana çekti. Fazla uzatmıyor. Barışıyoruz ve cilveleşiyoruz.

Sanırım birkaç dakika böyle geçiyor.

Ve sonra ikinci perde başlıyor.

İnanın bazı günlerimiz böyle geçiyor.


ANNEMİN KÖŞESİ


Anneler kızlarına neler öğretir?


Bakın şimdi... Anneler kızlarına neler öğretir? Bir balık gibi yumuşak ve zarif hareket etmeyi... Bir ceylan gibi peşinden koşturmayı... Bir atmaca gibi iyi görmeyi... Akıllı olmayı, aklını gerektiği zaman kullanmasını...

Yemek yapmasını... Hamarat olmasını...

Bırakın şimdi bunları da bakın bana annem en son ne haber verdi: Siz efendim, bonus night ne demek biliyor musunuz? Ben de bilmiyordum, ama öğrendim.

Bonus night (bonus gecesi yani) ayrılmış sevgililerin aradan epey bir süre geçse de sadece seks için bir araya geldikleri geceye deniyormuş.

İşte bazen böyle şeyler de öğretebiliyor anaları kızlarına. Neyse ki ikimizden de geçti anacım bunlar...

Peki benden sana bir soru:

Super bonus gecesi nasıl olur?
Yazarın Tüm Yazıları