Birkaç kere bulunan ve hep unutulan Apollon Tapınağı artık kaybolmayacak

Güncelleme Tarihi:

Birkaç kere bulunan ve hep unutulan Apollon Tapınağı artık kaybolmayacak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2006 00:00

Biga Yarımadası’nın güneybatı ucundaki Gülpınar beldesinde bulunan Apollon’a ait Smintheus kutsal alanının keşfi, 18. yüzyıl sonunda Avrupalı gezginlerin merakıyla oldu. Jean Baptiste Le Chevalier, 1785’te Lektum-Babakale’den Alexandria Troas’a giderken tapınağın toprak üstünde kalan kalıntılarını gördü ve arkeoloji dünyasına duyurdu.

Ancak tapınağın kalıntılarına 1853’te bölgeye harita çalışması için gelen İngiliz Amiral R. N. Spratt ulaştı. Spratt bulduğu yapının Apollon’a ait, İon düzeninde yapılmış önemli bir tapınak olduğunu gördü. Kutsal alan bir köyün içindeydi. Bir evin duvarında rastladığı iki yazıttan, tapınağın Smintheus (fare) kültüne ait olduğunu saptadı. 1866’da ilk kazılar yapıldı. Ama sonra tapınak yine unutuldu. O kadar ki, üzerine zeytinyağı fabrikaları bile kuruldu.

Yüz yıl sonra 1966’da H. Weber’in araştırmasıyla tekrar hatırlandı. Ancak daha sonra yine kaderine terk edildi. 1980’de Gülpınar-Apollon Smintheus Kutsal Alanı ve yakın çevresinde kazı, sondaj ve restorasyon çalışmaları yeniden başladı. Projeye Kültür Bakanlığı destek veriyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özgünel başkanlığında, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı ve MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Anasanat Dalı öğretim üyeleri, öğrencileri ve köylülerin özverileriyle çalışılıyor.

Önce, tapınağın bulunduğu kutsal alana yapılmış zeytinyağı mengenelerinin çevresi temizlendi. Sonra tapınağa giden kutsal yol ve propylon kalıntıları ortaya çıkarıldı. Yolun açılan kısmında, her bir metrede 7 cm. yükseldiği tespit edildi. Yolun bir rampa gibi kutsal alana doğru yükselmesi, ibadete gelen insanların karşılarında birden tapınakla karşılaşarak etkilenmelerini sağlamayı amaçlıyordu. Yolun, Alexandria Troas ile Smintheion arasında bağlantıyı sağlayan kutsal yolun bir parçası olduğu düşünülüyor.

1998’de Efes Pilsen kazıların sponsorluğunu üstlenince işler hızlandı. Tapınağın üzerinde yükselen mengenelerden biri yıktırıldı, diğeri onarılarak müze haline getirildi. Apollon Smintheus Tapınağı ağustos ve eylül olmak üzere sadece yılın iki ayı gezilebiliyor. Diğer zamanlarda devlet bekçi atamadığı için açık tutulamıyor.

MİMARI VE KİMİN YAPTIRDIĞI BİLİNMİYOR

İÖ 150 yıllarında İon stilinde yapılan tapınak, kuzey-batı Anadolu Troas bölgesinde bugün için tek örnek. Tapınakta Helenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan Mimar Hermogenes’in uyguladığı pseudo-dipteros (yalancı iki sıralı sütun) tasarımı kullanılmış. Tapınağın ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14’er sütun dizisi yer alıyor. Tapınağın ölçüleri; dar yüzler 23.20 m., uzun kenarlar ise 41.65 m. Yapının temelleri, yöreye özgü volkanik tüf taşı ve andezit-bazalt taşlarıyla inşa edilmiş. Temel üzeri mermerle kaplanmış. Anadolu- Attik tip kaideler üzerinde yükselen 44 adet sütunun her biri üst üste konmuş 7 parçadan (tamburdan) oluşuyor. Yedinci sütun tamburları ise figürlerle bezenmiş. Anadolu’da nadir görülen bu figürlü sütun tamburları, üzerinde boğabaşı çelenk süsleri veya Homeros’un İlyada destanını anlatan mitolojik sahnelerle bezeli. Tapınak yaklaşık 5 katlı (15 m.) bir apartman yüksekliğinde. Marmara Adası mermerinden inşa edilmiş. Mimarı ve kimin yaptırdığı bilinmiyor.

TROYA SAVAŞI TAŞLARA İŞLİ

Akhilleus savaştan çekilince can ciğer dostu Patroklos onun kıyafetlerini kuşanır ve Troyalılarla savaşa gider. Hektor da Patroklos’u öldürür. Geleneğe göre, öldürdüğü kahramanın üzerindeki zırhı, kalkanı, mızrağı alır ve onu çırılçıplak bırakır. Bunu haber alan Akhilleus’un arkadaşları da Patroklos’un cesedini alıp onun yanına taşırlar. Bu arada yine Troyalılar’la karşılaşırlar. İşte taşlardaki desenlerde, bu sahne canlandırılıyor.

KAZI BAŞKANI PROF. DR. COŞKUN ÖZGÜNEL

Tapınak Helenistik dönemdeki

enflasyon nedeniyle tamamlanamamış

Buraya 1980 yılında geldiğinizde nasıl bir manzarayla karşılaştınız?

- Tapınağın bulunduğu bölge oldukça kötü durumdaydı. Etrafı duvarlarla çevriliydi, üzerinde zeytinyağı fabrikaları ve evler bulunuyordu. Hepsini boşaltıp, yıktırdık. Sadece fabrikalardan birini müze olarak kullanmak üzere restore ettik.

Apollon ile su arasında özel bir ilişki olduğundan bahsediliyor...

- Su, Apollon kültünün özünde olan bir ihtiyaç ve vazgeçilmezdir. Anadolu’daki Apollon Kutsal Alanları’nın hemen hepsi kaynak sularının üzerine kurulmuştur. Bilicilik sıfatıyla da öne çıkan Apollon kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur.

Tapınağın yapımı tamamlanmış mı?

- Hayır, büyük bölümü bitirilmiş ancak çatısı kapatılamamış. Çünkü Helenistik dönemde büyük bir enflasyon varmış. Ama ayinler yapılmaya devam etmiş.

APOLLON NEDEN FARE TANRI OLARAK ANILIYOR

Homeros’un İlyada destanında "Leto ile Zeus’un oğlu, güzel saçlı Leto’nun doğurduğu" diye tanımladığı Apollon hakkında rivayet muhtelif. Kimileri Delos adasında doğmuş Yunanlı bir tanrı olduğunu kabul ediyor. Bazı bilim adamları ise Anadolu kökenli bir Hitit tanrısı veya Likya kaynaklı bir tanrı olduğunu varsayıyor.

Apollon Anadolu kökenli bir tanrı olarak Gülpınar’da, Söke-Didim’de İzmir Klaros-Ahmetbeyli ile Antalya Letoon ve Patara’da ve daha birçok yerde karşımıza çıkıyor. Batı Anadolu kıyılarında, Troia, İonia, Karia ve Likya bölgelerinde önemli bilicilik merkezlerinde de görülüyor. Çeşitli inanışlara göre müzik, bilicilik, okçuluk, sanat-şiir, sağlık-tıp ve tarım gibi alanlarda etkili olan bir tanrı. Küçük hayvanlarla da ilişkilendiriliyor. Özellikle fareyle ilgili kültler en az diğer sıfatları kadar etkili. Apollon’un Smintheus (fare) sıfatı ile tanınması, saygınlık kazanması ve kült oluşturmasına ilk kez Troia bölgesinde rastlanıyor. "Fare"nin Anadolu halkının gözündeki olumlu işlevini Homeros, İlyada destanında şöyle anlatıyor: Troia’ya savaşa giden Yunan ordusu yol üzerindeki kentleri yağmalar. Gülpınar’a-Chrysa’ya uğrayan Yunan ordusunun başındaki Akha kralı Agamemnon, Apollon Smintheus tapınağının rahibi Chryses’in kızı Chryseis’i kaçırır. Baba kızını almak için defalarca Agamemnon’a çıkar, ona kurtarmalıklar götürür ancak kızı geri alamaz. Tanrısı Apollon’a yakarır. Öfkelenen Apollon Yunan ordusuna okları ile farelerden bulaşan veba salgınını salar. Yunan ordusu vebadan kırılır. Agamemnon sonunda kızı geri verir. Bu öykü, tapınağın kabartmalı frizlerinde ve bezemeli sütunlarında karşımıza çıkıyor.

Apollon, Troia savaşları boyunca tanrılar katında her zaman Troialıların yanında yer alır. Polemon’a ait bir kaynak, Apollon Smintheus kültünü şöyle açıklıyor: "Troia’da yaşayan farelere saygı gösterilir. Orada fareye smintheus denir. Buna sebep olarak da, farelerin düşmanların silahlarındaki deri bölümleri kemirmeleridir. Bu nedenle Apollon’u Smintheus olarak adlandırırlar."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!