Birbirini seven ama birleşemeyen iki yabancı gibiyiz

Güzin Abla; ben 17 yaşında bir genç kızım.

Kaliteli bir eğitim alıyorum, oldukça rahat bir hayatım var; ama ben yine de mutlu değilim. Çünkü aşk acısı çekiyorum. İnanıyorum ki söyleyeceklerin bana yardımcı olacak.

Bundan yaklaşık 2 sene önce benden 4 yaş büyük bir gençle tanıştım ve onu çok sevdim. O da beni sevdiğini söylüyordu. Ne yazık ki her şey çok güzel giderken birden bozuldu. Bana söylediği pek çok yalan olduğunu fark ettim. Küçük ama oldukça çok sayıda yalanlardı bunlar. Ona çok defa şans verdim değişmesi için, ama 5 ay önce yine bu yüzden ayrıldık. Fakat ayrıldığımızdan beri sevgimde hiç azalma olmadı. Aksine daha da arttı.

Şimdi o da arkadaşlarına beni sevdiğini söylüyormuş. Birbirini seven iki yabancı gibiyiz. Ne olur yardım et ablacığım, ne yapmalıyım? Yalanlarını göz ardı edip ona bir şans daha vermeli miyim? Yoksa kalbime gömüp, ölene kadar onu düşünmeye devam mı edeyim?


RUMUZ: İKİ YABANCI

Yalan söylemek bazı insanların yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Aslında çok ciddi, çok önemli yalanlar olmasa da yine insanı huzursuz eder. Hele birkaç kez bu yalanları da yakaladıysan, hiçbir sözüne inanmaz ve güvenmezsin o insanın...

Seninki de böyle biri anlaşılan. Ve değişebileceğini hiç sanmıyorum kızım. Bir yalancıyla birlikte olmak, hatta sadece arkadaşlık etmek bile pek kolay değil; haklısın. Eğer bu yalanlar hayatını etkileyecek, sana ciddi sorunlar getirecek şeyler değil de, örneğin kendini senin gözünde daha önemli kılmak, kendine daha bir ciddiyet katmak, ona değer vermeni sağlamak için uydurduğu yalanlarsa, bunu çocukluğuna ver. İnsanın karşısındakinin gözüne girmek için söylediği, bilinen yalanlar olmalı bunlar.

Ama çok daha ciddiyse, özellikle de ayrıntılı, öyküler haline getirilmiş yalanlarsa, o zaman karşındaki gerçek anlamda bir yalancı olabilir. Evet, ona hayat boyu güven duyman pek mümkün olmaz.

Tek problemimiz eşimin annesi

Ben 8 senedir evliyim. Eşimle birbirimizi çok seviyoruz ve çok da mutluyuz. Tek problemimiz annesi. Eşini seneler önce kaybetmiş... Ona bugüne kadar hiç saygısızlık etmedim. İstediği zaman gelip aylarca kalıyor, ağzımı bile açmıyorum.

Beni baştan beri hiç istemedi, hep düşman gibi gördü. Hep ağlıyor, kavga ediyor, evde huzur kalmıyor. Çalışmak zorunda olduğum için iki çocuğum da yuvaya gidiyor.

Bunu bile problem yapıyor. Kendi kendini döven, sürekli ağlayan, yalan söyleyen, kendine bile yararı olmayan bir insana çocuklarımı nasıl bırakabilirim? Ya onlara zarar verirse?

Tedavi olması gerektiğini biliyoruz, ama kabul etmiyor. Ben de bir anneyim, evlat sevgisinin ne olduğunu çok iyi biliyorum, ama o böyle davranarak evladını kazanacağına daha çok kendinden soğutuyor. Öz ablası bile onunla görüşmüyor. Ne yapmalıyım; akıl verin lütfen.

RUMUZ: GELİN

Kızım, eğer kayınvaliden ruhsal açıdan rahatsız ve tedavi görmesi gereken bir hanımsa, elbette onun da sağlığı açısından onu ikna etmeli, bir uzmana götürmelisiniz. Genellikle eşlerini çok genç yaşta kaybeden anneler, oldukça ciddi sorunlar yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla yakın çevresine de yaşatabiliyorlar.

Ama sorunlu biri olmasa bile, sen de çok iyi biliyorsun ki istisnalar dışında gelin-kaynana gemisi hiçbir zaman yürümemiştir bugüne kadar.

Dediğin gibi ona saygılı davranmaya devam et, mümkünse tedavisi için ikna edin. Sözlerine, sitemlerine de pek aldırma, eşine bu yüzden dır dır etme. Yapabileceğin bundan başka bir şey yok.

Hiç yaşamadığım duyguları onunla yaşadım

Benim sorunum bundan yaklaşık 1 ay kadar önce başladı. Ben 30 yaşında hiç evlenmemiş, şimdiye kadar hiç erkek arkadaşı olmamış bir kızım. Çünkü 6 aylıkken geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı sol ayağım aksıyor.

Bir ay kadar önce bana "Ciddi olarak evlenmek isteyenler başvursun" diye ilan veren bir siteden mail geldi, ben de onlara yazdım. Bütün bilgilerimi, özürlü durumumu da doğru olarak girdim. Bana cevap yazan birisiyle şu anda internette konuşuyoruz. O da benimle aynı sektörde çalışıyor. Ama sanki benimle isteksiz konuşur gibi... Ben aramazsam o nadiren arıyor. Hafta sonları kayıp.

Ama şimdiye kadar yaşamadığım bütün duyguları onunla yaşıyorum. Sürekli onu düşünüyorum. Çok mutsuzum. Sizce ne yapmalıyım? Beni bağışlayın, acınız da çok taze; ailenizden birini kaybetmenin acısını iyi bilirim. Ben de 10 sene önce babamı kaybettim.

RUMUZ: ÇOK MUTSUZUM

Sevgili kızım, bacağındaki özürlü durumun nedeniyle kendi kabuğuna çekilmiş yaşıyorsun. Bence kendine haksızlık ediyorsun. Sadece internet ortamında tanıdığın birine de bu kadar bağlanman, "yaşamadığın duyguları sana yaşattığını" düşünmen çok yanlış. Henüz hiçbir şey yaşamamışsın ki...

Hem hafta sonu kayıp dediğine göre, bu adam belki de evlidir. Evinden yazamıyor, işyerinden yazışıyordur seninle. Neden böyle birine hemen gönlünü kaptırıvermişsin ki? Bırak komplekslerini bir yana, kendini küçümsemekten de vazgeç... Sanal değil, gerçek bir arkadaş bul kendine.
Yazarın Tüm Yazıları