Bir ‘yıldız’ anlatıyor

Sinema ve tiyatro sanatçısı Nedret Güvenç, ‘Kendini Arayan Yıldız’da çocukluğunu, gençliğini, ailesini, hocalarını, arkadaşlarını hatırlıyor. Bazen tebessümle, bazen ‘ah’ ile… Sevinçlerini, üzüntülerini, ‘iyi ki’lerini, keşkelerini… İçinde büyüttüğü heyecanları, pişmanlıkları… 1940’lı yıllardan itibaren İzmir’i, Ankara’yı, İstanbul’u… Ve elbette tiyatroyu, sinemayı…
Nedret Güvenç’in kaleme aldığı kitabın ilk bölümü ise radyo programcısı Nacide Berber’in kendisiyle yaptığı bir söyleşi yer alıyor. Güvenç zaman, mekân, algı ve pek çok başka etkileşim yoluyla belleğini harekete geçiriyor, tiyatro ve sinemanın Türkiye’deki tarihine tanıklık ediyor. Hüseyin Kemal Gürmen, Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zobu, Neyyire Ertuğrul, Talat Artemel, Hadi Hün, Samiye Hün, Avni Dilligil, Behzat Butak, Reşit Gürzap, Muammer Karaca, Perihan Yanal, Mahmut Moralı, Sami Ayanoğlu, Suavi Tedü, Gülistan Güney ve daha pek çoğu onun diliyle, gözüyle, sesiyle sanki yeniden sahnede beliriyor.
87 yıllık ömründe çok anı, çok imge biriktirmiş. Kırmızı terliklerini, domat pastıyı, balta seslerini, okulunu, kum zambaklarını çok uzaklardan şimdiki zamana çağırıyor. Hatırlama sürecine aşkları, hayal kırıklıkları, korkuları, cesareti, umudu ve daha pek çok duygu eşlik ediyor. Çok şey istemiyor aslında, bir mucize bekliyor: “Ah bir mucize olsa da o güzelim Alaçatı kumsalları gene kum zambaklarıyla dolsa… Alaçatı’nın az konuşan sakin insanları akşam sakız ağaçları arasından kumsala koşup güneşin batışını seyretse ve tıpkı annem gibi zambakların kokusunu derin derin derin içine çekip doğacak yeni güne umutla, güzel duygularla baksalar. Çok şey istemiyorum ki!”
‘Kendini Arayan Yıldız’da yalnızca Nedret Güvenç’in kişisel tarihini değil; Türkiye tiyatrosunun, sinemasının tarihini de izliyoruz. Adım adım, yavaş yavaş, içtenlikle ve sadelikle…

KENDİNİ ARAYAN YILDIZ�

Nedret Güvenç
Ayizi Kitap, 2017 
360 sayfa, 29.50 TL.