Bir virtüözü dinlerken

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Türk musikisinin büyük virtüözlerinden udi Yorgo Bacanos'un (1900 - 1977) CD'si çıktı. Eski kuşaklar zevk tazelesin, yeni kuşaklar da ses dünyalarını zenginleştirsin.

Prodüktörlüğünü Hasan Saltık yapmış, Kalan Müzik etiketini taşıyor.

Kalan Müzik, daha önce de gerçekten musikimizin unutulan bir çok sesini ve sazını CD'ye geçirdi. Müzik tarihimiz için çok önemli çalışmalardır bunlar.

Geleneksel değerlerimize sahip çıkalım diyen, muhafazakarlık iddiasında bulunan iktidarlarımızın yapması gerekeni Kalan Müzik yapıyor. Bu CD'de Yorgo Bacanos'un taksimlerinin yanısıra, Türk musikisinin büyük saz üstadlarından Sadi Işılay (keman), Haluk Recai (kemençe), Fikret Kutluğ (kanun), Ercüment Batanay (tanbur), Fahire Fersan (kemençe), Şükrü Tunar (klarnet), Fevzi Aslangil (piyano)'in de katıldıkları olağanüstü güzellikte saz eserleri dinleyebilirsiniz.

Yorgo Bacanos'u kısaya yakın boyu, gözlüklerinin arkasında hep gülermiş gibi duran mavi gözleriyle hatırlıyorum.

Udundan başka, onu Münir Nurettin Selçuk'a piyano ve cümbüş ile eşlik ederken çok dinledim.

Saz eserlerinin Türk musikisinin çok önemli bir türü olduğunu, bu müziği sevenler bilir. Ne yazık ki şimdi bu icralar azaldı.

Ben Yorgo Bacanos'un da bulunduğu saz eserlerinde bir de Mesut Cemil'i hatırlarım. Radyo müdürüyken, adıyla çalmaz bu saz eserlerine viyolonseliyle katılırdı, yaptığı pizzicato'lar hala ses hafızamda yankılanıyor.

Bu cd'de bu icralardan de birinin bulunmasını dilerdim doğrusu.

***

Sevgili dostum Murat Bardakçı, dünkü yazısında 'Yorgo'yu unutulmaya terkettiğimiz sıralarda, batıyı bir 'Arap udu' modası sardı... Iraklı iki udi kardeşin, Cemil ve Münir Beşir'in CD'leri bir anda bütün müzik nerkezlerini kapladı...' diyor.

Ne yazık ki, bizim olan şeyleri terketmemizin nedini boş vermişliğimizdir.

Gerçekten, ben de Münir Beşir'in plaklarını dinledim, Avrupa'nın en tanınmış salonlarında onlara konser verdirtmişler ve canlı yayın kayıtları yapmışlar. Bende bir Cenevre kaydı bulunuyor.

Paris'te bir plakçıda 'Turkish Lute' adıyla, UNESCO'nun yardımıyla doldurulmuş tek ud plağı vardır, o da Vedat Gençtürk'e aittir.

Çünkü biz bunlarla ilgilenmedik.

Ud, ilgilendiğim ve bir zamanlar da çalmaya çalıştığım bir saz olduğundan udileri izlerim.

Yorgo Bacanos'un o taksimindeki ezgi zenginliğini başka birinde bulamadım.

Hasan Saltık, eğer ileride bir udiler CD'si yaparsa, onun içine udi Halil Aksoy'u da almasını hatırlatırım. Gerçekten onun bir bandını bana Yusuf Nalkesen dinletmişti, ses lezzetini hâlâ unutamıyorum.

Şerif İçli'nin de mızrabının ayrı bir duyarlığı vardı. Fasılda o da hemen farkedilirdi.

Şerif Muhittin Targan'ın kendine özgülüğü, hele kendi eserlerini çalarken bir başka boyut katardı enstrümana.

Murat Bardakçı'nın bir yargısına da bütün zevkimle katıldığımı belirteyim. O cümlesini ben de buraya aktarıyorum:

'Udun geleneksel sesiyle tavrı, bugün bence sadece Samim Karaca'nın mızrabında devam ediyor...'

***

BEN bu yazıyı yazarken gramofomonda Sevgili dostum Oğuz Aral'ın bana armağan ettiği taş plağı dinliyorum.

Safiye Ayla, Yorgo Bacanos'un ünlü mahur şarkısını söylüyor;

'Hâlâ kanayan kalbimi aşk ateşi dağlar.'

Yazarın Tüm Yazıları